Keşke, Kırşehir'in ve bu ülkenin kıymetini bilseydik. Cumhuriyet değerlerinin gerçeğini unutmasaydık.

Keşke, Kırşehir'in ve bu ülkenin kıymetini bilseydik.
Cumhuriyet değerlerinin gerçeğini unutmasaydık.
Yurtseverliğin bir ülke için ne çok değer taşıdığını sık sık hatırlasaydık.
Keşke, bu ülkede milliyetçi olmanın, devrimci olmanın, Türk halkı olmanın, Cumhuriyetçi kalmanın, demokrasiye inanmanın, adil ve eşit bir hayatın geleceğimiz olduğunu şiar edinseydik.
Keşke, üretmenin, fabrikalaşmanın, sanayileşmenin, tarımda büyümenin, bilim ile yoğrulmanın çok güçlü bir gelecek olduğuna hep inansaydık.
Keşke Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i bir arada yaşamanın milliyetçilik, tüm ülke halkalarının yeniliklere kavuşmasını devrimcilik, Allah'a eğilmenin kökten dincilik yerine, sisteme değil Allah'a kulluk olduğuna inansaydık.
Keşke onca yokluk ve acılar içinde bu ülkeyi bizlere teslim eden Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının bizim onurumuz olduğunu, haklı tarihimiz olduğunu, ışığımız, rehberimiz olduğunu kanıksasaydık.
Keşke PKK'nın Kürt halkı üzerinden yürüttüğü silahlanmanın bir Amerikan icadı olduğu ve bu icadın ülkemize çok pahalıya mâl olacağını anlasaydık.
FETÖ'nün 50 yıldır birer birer çoğalırken, yoksul halkı İslam felsefesi sömürüsüyle nasıl kurban ettiğini, gelişen bu tehlikenin çanakçı iktidarlar yetiştirdiğini hiç aklımızdan çıkarmasaydık.
Keşke yıkılan ve kurulan Türk devletlerinin zayıf ve güçlü yönlerinden ders çıkarmayı becerebilseydik.
Keşke utansaydık, Alevi katliamlarından, Türk-Kürt kutuplaşmasından, 60'larda, 70'lerde, 80'lerde hiç uğruna öldürülen, idam edilen, işkenceden geçirilen bu ülkenin gençlerinden.
Katledilen aydınlarından, bu ülkenin yakılan köylerinden, mağdur edilen halkından, siyasi olaylarda şehit edilen polislerden, askerlerden, meydanlarda, alanlarda bu ülkenin hak ve özgürlüklerini istemek uğruna öldürülen üniversiteli gençlerden.
Keşke barışın hiç bir coğrafyada kolay bulanacak bir şey olmadığını düşünsek, barış içinde bir yaşamın toplumsal bir kalkınma ve kucaklanma olduğunu okusak, öğrenseydik. Eğitimin, bilimin, çağın ilerleyişine katılsak, büyüseydik.
Keşke bilinçli bir vatandaş, bilinçli bir seçmen ve bilinçli bir yurttaş olabilseydik.
Üşüşmezdi düşmanlar, ölüm kurşun olup yağmaz. Bir tek göz yaşı dahi dökülmezdi.
“Keşke”' bu küçücük kavram ne çok felaketler sürükledi ömrümüze.
İstanbul'a kaçıncı mahcup oluşumuz,
Onca keşkelere rağmen biz Türkiye'yiz. Yenilmeyeceğiz.