Türkiye’nin içine düştüğü duruma baktığımız da, ülkenin nasıl kuşatıldığı, darbenin eşiğine nasıl geldiği düşünüldüğünde elbette konuşacak, yazacak çok şey var diye düşünüyorum. Amerika’da lüks villasında oturan FETÖ denilen hain, yıllarca zaman gazetesi ve sızıntı dergisi ile kamu memurlarına, iş adamlarına, işçilere, öğrencilere ve siyasilere ulaşarak onların kendisine bağlılığını sağlamış ve siyasileri kullanarak da kendisine bağlı olan insanlara iş kapılarını açmıştır.

Türkiye’nin içine düştüğü duruma baktığımız da, ülkenin nasıl kuşatıldığı, darbenin eşiğine nasıl geldiği düşünüldüğünde elbette konuşacak, yazacak çok şey var diye düşünüyorum.
Amerika’da lüks villasında oturan FETÖ denilen hain, yıllarca zaman gazetesi ve sızıntı dergisi ile kamu memurlarına, iş adamlarına, işçilere, öğrencilere ve siyasilere ulaşarak onların kendisine bağlılığını sağlamış ve siyasileri kullanarak da kendisine bağlı olan insanlara iş kapılarını açmıştır. Kimisi para yardımında bulunmuş, kimisi duygularını sömürdüğü insanların kurban derilerini toplamış, kimi çevreler evlerinde yemekler, pastalar, çörekler, tatlılar yaparak terör örgütü adına sokaklarda kermesler düzenleyip maddi katkıda bulunmuşlar.
Kırşehir Cacabey Meydanı başta olmak üzere bir çok cadde ve sokakta kermesler açanlar ve destek verenleri görmedik mi?
Gözü kör olasıca menfaat işin içine girince de bu örgüte çöreklenme her geçen gün artmış, kimisi iş bulurum, kimisi ballı ihale alırım, kimisi devlete atanırım veya belediyelerde iş bulurum, kimisi terfi ve tayinimi yaptırırım düşüncesiyle hareket ederek neredeyse bu rezalete bulaşmamış kimse kalmamış gibi…
Amerika’da oturan cahil, sümüğünü çekerek gezen bir akıl hastası, Türkiye’nin içini karıştırırken ülkeyi yöneten siyasiler maalesef ya uyumuşlar, ya da sessiz kalmışlar.
Bir şey olduğunu zannettiğimiz sözde anlı şanlı siyasetçileri tanıdıkça bir şey olmadıklarını daha iyi anlıyoruz. Meğer bunlar da vatan haini terör örgütü ile içli dışlı, dolaylı ya da direkt irtibatlı halde oldukları anlaşılıyor. Her ne kadar “kandırıldık!” deseler de, ahmaklığa yatsalar da medya ve basın geçmişten günümüze yaşanan olayları tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermekte.
Hain örgütle yıllarca irtibatlı olmaları, Ankara’yı parsel parsel sattınız demeleri, bugün ahmaklığa yatmaları, kandırıldık demeleri öyle pek inandırıcı da gelmiyor artık. Zira 16 yıl önce yayınlanan Fethullah’ın gerçek yüzü adlı kitap ta tüm bunlar yazılıp çizilmişti.
Siyasilerimizin bu hain çeteyi çok iyi bildiklerini düşünüyorum, zira Fethullah’ın ağabeyleri, ablaları kapı kapı gezerek seçmenden oy istediler iktidarda tutunmak uğruna…
Siyasiler tarafından da korundular, beslendiler, ayakta kaldılar taa ki darbeye kalkışacak güce ulaşıncaya kadar.
Bugün Kırşehir’de bakıyorum da devlet okullarına güven duymadan Fethullah’ın okullarına çocuklarını gönderenler bu örgütün hain olduğunu bugün olduğu gibi, daha önce de biliyorlardı. Şimdi bunlar da yanılmışız diyerek içinden sıyrılacaklardır sanırım!