Kimisi devlete yıllarca hizmet etmiş emekli olmuş. Kimisi devletine yıllarca vergi vermiş SSK veya BAĞ-KUR pirimi yatırmış esnaflıktan tüccarlıktan veya işçi olarak çalışarak emekli olmuş.

Kimisi devlete yıllarca hizmet etmiş emekli olmuş. Kimisi devletine yıllarca vergi vermiş SSK veya BAĞ-KUR pirimi yatırmış esnaflıktan tüccarlıktan veya işçi olarak çalışarak emekli olmuş.
Kimi memur emeklisi, kimi işçi emeklisi, kimi BAĞ-KUR emeklisi. Hiç fark etmiyor, neticede emekli.
Emekli vatandaşımızın aldığı üç kuruşluk aylıkları ile bugün bu ortamda insanca, uygarca, çağdaş bir şekilde yaşamaları mümkün değil.
Emeklinin aldığı aylık maaşı çok düşük, gelen zamlar da yüzde üç veya beş oranında kalınca maaş zamları tüketim malları karşısında eriyip gidiyor, hal böyle olunca da emekli vatandaşımız geçim sıkıntısından bir türlü kurtulamıyor.
Hele emekli vatandaşımızın evinin de kira olması halinde yoksulluk sınırı altında yaşamaya adeta mahkum kalıyor.
AKP hükümeti TBMM’inde her istediği yasayı çıkartıyor. Mesela Meclis İç Tüzüğünü, Milli Eğitim müfredatını istedikleri gibi değiştiriyorlar, resmi nikâh akdinin kim tarafından yapılacağına karar veriyorlar, ama iş emeklinin geçim derdine gelince çare bulmakta ve çözüm üretmekte yetersiz kalıyorlar.
Emeklilerimizin her biri birer tüketici konumundadır. Onlar yıllarca çalışıp devlete hizmet ettikten sonra yaşamlarını uygarca, çağdaş ve insanca dinlenerek sürdürmek durumundadırlar. Tabi üç kuruşluk maaşla insanca, sağlıklı bir yaşam maalesef olmuyor. Hükümetimiz emekli vatandaşımıza çok cimri davranıyor nedense.
Geçim sıkıntısından bir türlü kurtulamayan emekli vatandaşımız bir yandan yeniden iş arıyor tabi bulabilirse, bir yandan da bankalarda kredi arıyor.
Adaletsizliğin her geçen gün arttığı ülkemizde zenginlerin sözlerinin pek bir önemi kalmıyor. Ancak yoksulların gözlerine bakıldığı zaman gerçekler daha iyi anlaşılıyor.
Zihinlerde kalan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Emeklilere dini bayramlarda 2 maaş ikramiye vereceğiz” deyince dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, bu ülke batar demişti.
Ortadoğu’dan kaçıp gelen binlerce mültecilere yıllarca bakan bu ülke emeklinin alacağı 2 maaş ikramiye ile batmaz.
Hükümet, emekli vatandaşının insanca, uygar, rahat, huzurlu ve sağlıklı bir yaşam sürdürmesi için gerekli yasal düzenlemeleri bir an evvel yapmalıdır. Aksi halde önümüzdeki ilk seçimlerde onbir milyon civarındaki emekli takınacağı tavır ile yol ve yöntemini yeniden belirleyeceği kaçınılmazdır.
Yaşadığımız kentimiz Kırşehir’de emekli vatandaşlarımız rahatsızlansa tedavi için Ankara veya Kayseri’ye gidiyor.
Kırşehir’de emeklinin oturacağı, dinleneceği yer yok.
Kırşehir’de emeklinin bir mahalleden diğer bir mahalleye ücretsiz gideceği ulaşım aracı yok.
Kırşehir’de emeklinin bir kısmı Cacabey meydanında banklarda oturarak gününü gün ediyor.
Emeklimiz böyle bir yaşamı hak etmiyor elbette.
Onlar en iyi,
Onlar en sağlıklı,
Onlar en huzurlu,
Onlar en güvenli,
Zira onlar emeklidirler, insanca yaşamı hak ediyorlar.