Kara kışın soğukluğunu iliklerimize kadar hissettiğimiz şu günlerde, siyaset ısınıyor, ülkemizin ekonomisinde, güvenliğinde ve siyasette ise hareketlilik durmak bilmiyor. Ülkede o kadar çok çözüm bekleyen sorunlar var ki; İşsizlik almış başını gidiyor, Gıda tüketimi ürün fiyatları her geçen gün artış gösteriyor, Emekli geçinememekten yakınıyor, Tarım üreticisi girdi maliyetlerinin yüksekliğinden ve hasat fiyatlarının düşük tutulmasından şikayetçi, Esnaf günü siftahsız kapatıyor, Cemaat yurtlarında küçücük yavrular cayır cayır yanıyor, Çalışan kamu görevlilerinin ve iş adamlarının kimi tutuklu, kimi işten el çektirilmiş, kimisi de açıkta geleceğinden umutsuz, Doğalgaz, elektrik, benzin ve motorin fiyatları sürekli artış halinde, Buna benzer bir yığın sorunlar çözüme kavuşturulmak yerine adeta halının altına süpürülerek ertelenmektedir.

Kara kışın soğukluğunu iliklerimize kadar hissettiğimiz şu günlerde, siyaset ısınıyor, ülkemizin ekonomisinde, güvenliğinde ve siyasette ise hareketlilik durmak bilmiyor.
Ülkede o kadar çok çözüm bekleyen sorunlar var ki;
İşsizlik almış başını gidiyor,
Gıda tüketimi ürün fiyatları her geçen gün artış gösteriyor,
Emekli geçinememekten yakınıyor,
Tarım üreticisi girdi maliyetlerinin yüksekliğinden ve hasat fiyatlarının düşük tutulmasından şikayetçi,
Esnaf günü siftahsız kapatıyor,
Cemaat yurtlarında küçücük yavrular cayır cayır yanıyor,
Çalışan kamu görevlilerinin ve iş adamlarının kimi tutuklu, kimi işten el çektirilmiş, kimisi de açıkta geleceğinden umutsuz,
Doğalgaz, elektrik, benzin ve motorin fiyatları sürekli artış halinde,
Buna benzer bir yığın sorunlar çözüme kavuşturulmak yerine adeta halının altına süpürülerek ertelenmektedir.
Toplumun içerisinde yaşadığı tüm bu ve buna benzer sorunlar çözüm beklerken, çözüm yerinde oturanların yeni anayasa ve başkanlık tek düşünceleri ve olmazsa olmazlarıdır. Başkaca bir hususu da zaten düşünemiyorlar.
Her ne kadar AKP ve ortağı gibi davranan MHP bu konu üzerinde uzlaşmış olsalar da, ülke genelinde olduğu gibi Kırşehir’de de sokaklar başkanlık sistemine yeterli desteği vermiyor. Zaten geçtiğimiz günlerde de basında çıkan anket sonuçları bu yönde olduğunu gösteriyor.
Anayasa değişikliği ile başkanlık sistemi geçici bir uygulama olmadığı için geniş katılımlı kesimlerin mutabakatı ile mümkün olması doğru olanıdır.
Burada AKP ve MHP’nin uzlaşması yetmez, zaten iki parti koalisyon ortağı gibi hareket ediyorlar, daha geniş tabanlı bir mutabakatın olması gerekmektedir. Yani böylesi bir değişikliğe yüzde ellibir küçük gelir. Şu halde mümkün görülmüyor ama diyelim ki yüzde 51 oyla geçtiniz peki geriye kalan 49’un talepleri istekleri nasıl değerlendirilecek?
Zira MHP’nin mutabakatının tam olduğunu da söylemek doğru yaklaşım olmaz, çünkü MHP tabanı büyük çoğunlukla başkanlık sistemine karşı olan bir duruş sergilemektedirler. Bu da olası bir referandumda MHP liderinin kendi seçmen tabanına hakim olamayacağını göstermektedir.
Zaten böyle bir siyasi ortamda anayasa gibi bir yasayı salt çoğunlukla değiştirip devletin yönetim şeklini değiştirmek kimi çevrelerin dediği gibi Türkiye’nin önünü açmaz aksine kargaşa ortamını derinleştirir, toplumda gerginliği artırır, ayrışmayı getirir ve çözümsüzlük hiçbir zaman çözüm olmaz.
Birlikte, barış içinde ve geleceğe umutla bakabilmek için, parlamenter sistem içerisinde demokrasinin güçlendirilmesi doğru yaklaşım olur.