Uzun bir süredir kamuoyunun gündeminde olan çocuk istismarından söz edilmekte! Bu her ne kadar sanki bir tarikata mensup bir durummuş gibi görünse de, aslında ülkede bu durumda ne yazık ki her kesim için aynı sorun var. Ben bu konuya yani tarikat kısmına daha evvel değindiğim için tekrar konuyu tıpkı bir yarayı kaşıyarak kanatmak istemiyorum.

Bu o zaman tek taraflı bir bakış açısı güttüğüm gibi bir durumu ortaya koyar. Sadece dini çevreler ve eğitmenler her zaman insanlar için örnek teşkil eden kurumlardır. Bu kurumlar insanlar için ibretlik mekânlardır burada görev yapanlar ise davranışlarıyla, doğruyu ve yanlışı ayırt etmesi için topluma yön gösteren kimselerdir.

Her şeyi kendi açınızdan uygun görerek değerlendirme yaptığınız takdirde, o zaman toplum size orada “Bir saniye dur bakalım sen ne yapmaya çalışıyorsun. Ben sana güvenerek senin bana gösterdiğin biçimde hayatımı düzene sokmaya çalışırken, sen kalkar da toplum ahlakına aykırı davranış sergilersen ve bunu da mübah görürsen ben o zaman senin samimiyetine nasıl inanırım ve nasıl sana güveneceğim” der.

Üstelik bu cemaatleri yönetenler kendilerini lider görerek dünyada onlara rehberlik ettikten sonra ahirette de kendilerini adeta “haşa” Peygamberin vasisi tayin ederek Allah’tan kendilerini affetmesi için şefaat dileyeceklerini söyledikten sonra, cemaatin bir bölümünde yaşanan çarpıklığın o zaman ceremesini de yüklenmiş sayılmıyorlar mı? Demek ki bir çarpıklık varsa bir cemaatin içerisinde o zaman düzeltmekte o cemaati yönetene düşer.

Bir cemaatin asıl görevi dini ya da şöyle söylemek gerekirse İslamiyet’i doğru şekliyle aktarması gerekirken, gerektiğinde siyasetin içerisine kadar girerek fetva vermişse, ama kendi cemaatine ahlaki açıdan yaşamı anlatamıyorsa orada absürt bir durum var demektir. Ben geçen ki yazımda yaşanan sapıklığa değinirken bunun aslında genelde var olduğu hakkında bir takım yorumlar aldım. Benim söylemeye çalışmış olduğum şey tecavüz ve tacizle ilgili bir konu değil!

Benim söylemeye çalıştığım küçük kızlarımızın reşit olmadan buluğ çağda evlendirilmeye kalkışılması ve bunu yapanın da ebeveynlerin olması. Bu sabilerin tam beyinlerin algılamaya açık olduğu bir dönemde siz bu beyinlerin gelişimini engellerseniz ve bunlara evliliğe yöneltirseniz bu kız çocuklarından nasıl gelecekte vatan topraklarında üretim yapmalarını bekleyebilirsiniz. Bu konuda güzel bir yazıya imza atmış olan değerli bir hocamın “Kırşehir Çiğdem”deki yazısını okursanız bu cemaatlerde yaşanan çarpıklığı da görmüş olursunuz.

Bu sorunun var olma sebepleri;

1-(İçimdeki Yalnızlığım kitabımda da belirtmiştim geniş biçimde) kişilik bozukluğu

2-İfade bozukluğu; yani karşı cinsle doğru iletişimi kurmaktan korkması.

3-Cinselliğe uzak kalması ve sabilerin en kolay edilme yolu olarak görmesi.

4-Psikolojik bozukluk; ailesinde yıllarca görmediği şefkat ve sevgisizlik Psikolojik olarak öç almaya ve kendi gücünü kabul ettirmek istemesinden ibaret olması

5-Ailenin baskın karakter olması ve çocuğunu da bu yönde yetiştirmesi.

Ve buna benzer birçok sebep sayabilirim aslında; ama gerisini sizlere bırakıyorum. Aileye düşense çocuklarıyla her konuyu serbestçe konuşarak doğru bilgiyi aktarmaları ve gelişim çağında olan çocuklarını bunaltmadan ve telkinde bulunmadan uzaktan her hareketini davranışını kontrol altında tutmalarıdır!