Osman Bölükbaşı, Türk siyasi hayatının çok renkli simalarından biridir. Kurduğu siyasi partilerle özdeşleşmişti. Millet Partisi Genel Başkanlığı en uzun süreli olanıdır. 1913’te Kırşehir’in Hacıbektaş ilçesinde doğdu. Siyasi mücadelesi nedeniyle bu ilçeyi Kırşehir’den kopardı. Bu özgün orijinal politikacı 2002’de Ankara’da 89 yaşında öldü.
İstanbul erkek lisesini bitirdikten sonra Fransa’ya gitti. 1937 yılında Mancı Üniversitesi Matematik Fakültesi’nden mezun oldu. İkinci Dünya savaşının kanlı boğuşmaları başlamak üzereyken yurda döndü. Kandilli Rasathanesi’nde ve Haydarpaşa Lisesi’nde öğretmenlik yaptı.
1946’da İsmet Paşa çoğulcu rejime geçti. Bölükbaşı, Demokrat Parti’ye girdi. Sert politikaları nedeniyle bu partinin yöneticileriyle anlaşamadı. 1947’de ayrılıp Millet Partisi içinde yer aldı. 1949’da İsmet Paşa muhalefet lideri Celal Bayar’a komplo düzenlemekle suçlanarak hapse atıldı. Kısa bir süre sonra tahliye oldu. 1950 yılında Kırşehir’den milletvekili seçilerek MP’nin tek milletvekili olarak Meclise girdi. Bu parti 1953’te kapatıldı. Çünkü partilerin yasal güvencesi yoktu. Bunun üzerine Cumhuriyetçi Millet Partisini kurdu. 1954’te Kırşehir’de yeniden seçildi. Meclise girdi. Bunun üzerine ve özellikle Demokrat Parti’nin yönetimine karşı yaptığı sert muhalefet nedeniyle siyasi iktidar tarihte eşi görülmemiş bir hatayla Kırşehir’i ilçe yaptı. İlçelerinin bir bölümünü de Nevşehir, Niğde, Yozgat’a bağladı. Kırşehir halkı korkunç bir şekilde hukuk tarihinde yazılı olmayan, olmayacak bir cezaya çarptırılmıştı! Durum vahimdi!
BÖLÜKBAŞI TÜRKİYE MİLLET MECLİSİ’NE HAKARETTEN TUTUKLANDI
1957 seçimlerinde yeniden seçildi. 1958’de Türkiye Köylü Partisi ile birleşip, CKMP’yi kurdu. 1959’da 10 ay hapse mahkum oldu. 27 Mayıs Devrimi’nden sonra Kurucu Meclis üyesi oldu. 1961’de İnönü’nün teklif ettiği koalisyon Hükümeti’ne girmedi.1973’te milletvekilliğinden ayrılıp politikayı bıraktı. Siyasetin acımasız çarkları bu çift beyinli adamı artık saf dışı bırakmıştı. Bölükbaşı siyasi mücadelesini, ‘’kelebek gibi uçmak, arı gibi sokmak’’ şeklinde formüle etmişti. Türk siyasi hayatında dökümansız ve notsuz olarak en uzun konuşan simasıydı. Düzce’de 8, Erzurum’da 8,5 saat konuşmuştu. Ama tekrara düşmeden, bayalığa sapmadan! Şimdi Kırşehir’de Doğu ve Güneydoğu arabalarının gelip geçtiği bir güzergahta Bölükbaşı’nın heykeli yükseliyor.
Kimileri bu heykele karşı çıktı. Kırşehir’in ilçe olmasına neden oldu, diyerek. Oysaki kabahatin en büyüğü siyasi iktidarındı. Bükemediği bilek nedeniyle bir İl’i ilçe yapmak, bir aczin, hukuk tanımazlığı ifadesiydi.
Bölükbaşı’nın siyasi fırkaları, siyasi edebiyatımızda önemlidir. Onlardan bir kaçını alalım:
SEÇİM GEZİSİ
Bölükbaşı genel seçimlerden birinde Kırşehir’deki yönetim kurulundan bazı üyelerle propaganda gezisine çıkar. Sini ile bir yer sofrası kurulur. Ortada bir haşlanmış tavuk, etrafında yoğurt, peynir, domates filan vardır. Oturulur. Yönetim kurulu üyelerinden biri tavuğun kanadına uzanır, koparır, daha ağzına götürmeden Bölükbaşı:
‘’Dur’’, der, ‘’ya bu tavuğun sen ye, sen kürsüye çık, sen konuş, ya da ben yiyip ben konuşacağım!’’ Adam kanadı olduğu gibi bırakır.
MECLİS’TE
Bölükbaşı Meclis’in kapıya yakın bir yerine oturmuştur. Görüşmeleri oradan izlemektedir. Belki de aritmetik dağılım böyle gerektirmiştir. Demokrat Parti’nin ileri gelenlerden birinin kızı, Bölükbaşı’na yaklaşır. ’’Amca sen neden kapıya yakın oturuyorsun’’ diye sorar. Bölükbaşı hazır cevaptır. ‘’Ben tavla bekçisiyim, kızım der. ’’Baban da bu tavla da’’.
HÜRRİYET
Osman Bölükbaşı’nın mahkum olup hapishaneye girmesinden iki ay kadar sonra bir kızı dünyaya gelir. Adına ‘’hürriyet’’ der. Soranlara da şu cevap verir: Hürriyet dünyaya geldi, İnşallah ülkemize de gelir.

HAKSIZLIK
Osman Bölükbaşı, dik haksızlıklar karşısında susmayan bir siyasetçidir. Dönemin Milli Eğitim Bakanı bir konuşmasında İsmet Paşa’yı ima ederek, pek saygılı olmayan bir konuşma yapınca Bölükbaşı kürsüye çıkıp şöyle konuşur:
“Sayın bakan bize sağırlardan ve sakatlardan bahsetti. Bir insanın kulağının sağır, ahlakının sakat olması ayıptır. Bu cevap da Bakana yeter.’’
İNÖNÜ VE DEMİREL
Osman Bölükbaşı, iktidarda olsun, muhalefette olsun Demirel ile hep dost kalmıştı. Buna karşılık İsmet Paşa ile uzun yıllar hep karşı karşıya gelmişti. Ama son yıllarında dost olmuşlardı. Bu konuda bir şöyle der:
“İsmet Paşa’ya karşı çok mücadele ettik. Ama ölürken en yakın dostu bendim!’’
KARAKOL
Bölükbaşı bir genel seçimde Anadolu kentlerinden birinde sert konuşmalarından birini yapmaktadır. Yanındakiler, Bölükbaşı’na kürsünün arkasında bir sivil polis olduğunu söylerler. Bölükbaşı fotoğrafçılardan hemen O’nun resmini çekmelerini ister. Sivil polis, yüzünü saklamaya çalışır. Bölükbaşı polise döner. ’’Neden saklıyorsun, ayıp ise yapma, değilse aç yüzünü.
Polisin cevabı şu olur:
‘’Beyefendi güvenliğiniz buradayım.
Bölükbaşı’ndan şu karşılık gelir:
‘’Güvenlik o kadar bozuldu mu ki muhalefet liderinin ensesinde karakol kuruyorlar.’’
UZUN KONUŞMA REKORU
Bölükbaşı bir genel seçim sırasında Düzce’de tam 8 saat 35 dakika konuşmuştur. Bölükbaşı’nın o gün yaptığı konuşmanın sonlarına doğru kürsünün yanına kadar gelen bir kamyon şoförü O’na bakarak şöyle der:
“-Beyim bu nasıl iştir? Ben, bu sabah buradan kereste yüklerken konuşuyordun. Yükümü İstanbul’a boşaltıp geldim, halen konuşuyorsun!’’
NE BAĞIRIYORSUNUZ?
Osman Bölükbaşı 1955 seçimlerinde İzmir’de Cumhuriyet Meydanı’nda bir konuşma yaparken bir ara bir tomar kâğıt çıkardı. Bölükbaşı’nın sözleri, meydanın bir bölümünü dolduran Demokrat Partililer tarafından bağışlarla engellemelerle karşılanınca onlara bakarak şöyle der:
“-Bunlar, sizin başbakanınızın muhalefet yıllarında söyledikleridir’’
BÖLÜKBAŞI ERZURUM’DA
Bölükbaşı 1965 genel seçimlerinde Erzurum Hükümet Meydanı’nda en uzun konuşmalarından birini yapar. Meydan hıncahınç doludur.
Tam 8,5 saat konuşur.
Kars’a gidenler bu süreçte geri dönmüşlerdir.
Bölükbaşı konuşmasının sonuna doğru şunları söyler:
“-Demirel bana koalisyon teklif ediyor. Kendi muhtar olacak bende onun yanında aza olacakmışım. Sizin deneniz sağlam çıkarsa bunlara lüzum kalmayacaktır!’’
BÖLÜKBAŞI GİRESUN’DA
Bölükbaşı 1957 seçimlerinde Giresun’da şöyle seslenir:
“-CHP’deki maya bende olsa Karadeniz’i yoğurt yaparım!’’
Bir ulus, bir ülke, bir il, yetişmiş değerleriyle geleceğe uzanır. Asıl zenginliğimiz, yetişmiş insan gücümüzdür, insan kaynağımızdır. Siyasi iktidarın eşi, benzeri görülmemiş hatasını öz değerlerimize yükleyip tarihi hatalara bir yenisini katmak Kırşehir’e yarar sağlamaz.
Bölükbaşı İnönü ile Malatya uçağındadır. İnönü’nün oğlu Erdal İnönü’de aynı uçakta babasının yanındadır. 1950 öncesi! Bir ara Erdal İnönü uçak penceresinden şeker atmaya başlar. Bölükbaşı: Kime atıyorsun şekerleri?’’ Tarlalarda çalışan köylülere! Sevinsinler demiş’’ ‘’Şekeri ne yapacaksın! Babamı atta tüm millet sevinsin! demiş!’
Bölükbaşı ile aynı yıllarda yaşamış, aynı mücadele çemberinden geçmiş Kırşehirli mütefekkir Şair( Bismiltürk) Celal Tekiner, (1911-2002) 1960 yılında yayımlanan 5. Kitap adlı mufassa şiir kitabında Osman Bölükbaşı için şu şiiri yazmıştır. Bölükbaşının mücadelesini dile getirir. Heykelinin Kırşehir’de dikilmesinin ne kadar yerinde olduğu anlaşılır. Asıl utanacak olanlar; bu siyaset erbabı şahsın mücadele ve başarısından dolayı Kırşehir’i ilçe yapanlardır. Bir vilayet, bize oy vermiyor, diye cezalandırılamaz. Bireye kızıp onun bileğini bükemeyip de il halkını cezalandırmak hukuk ve siyasi hukuk tarihinde görülmüş değildir.
Şiiri okuyalım. Ve… not edelim:

OSMAN BÖLÜKBAŞI’YA MEKTUP

Zindan bu, nam ve şanla giren pür şeref çıkar,
Fikrim odur ki kuvveti bir böyle hak yıkar.
Tutmaz bu zorlu kavgada aşk gem, ağız kilit
Türkün sedası gök gibi gürler yiğit yiğit,
Meydan kılıç şakırtısı doldukça tatlanır,
Şimşeklerin hızıyla uçan at kanatlanır,
Zulmün başında yarlar açar okka okka nal.

…Artık ufukların doyum olmaz baharına
Benzer zafer çelengine binbir çiçekli dal,
Güller bulutların ilişir bir kenarına,
Başlar semada renk ve ışık, gölge bayramı;
Ruhlar cefayı, cevri, gönüller atar gamı,
Rahat bulan havayı sarar deste deste nur,
Hürriyetin visali esir halkı coşturur,
Yani sabah olur geceler korkma. Osmanım,
Mani değil demir kafesin kükre arslanım.
Aşıkpaşa Mezarlığında yatan, mütefekkir şair Celal Tekiner’den Osman Bölükbaşı’ya bin selam. Çünkü bu büyük şairin hem arkadaşı, hem de avukatıydım!