Türkiye’yi, Türkiye Cumhuriyetini beğenmeyenler maalesef “yeni” Türkiye söylemi tutturdular. Yeni dedikleri Türkiye’yi gün boyunca karanlığa mahkûm ettiler, ülkede hayat durdu, üretim durdu, adeta yaşam durdu ancak aradan bunca gün geçmesine rağmen karanlığın nedenini halen bulup insanlığa aydınlatıcı açıklama yapamadılar.

Türkiye’yi, Türkiye Cumhuriyetini beğenmeyenler maalesef “yeni” Türkiye söylemi tutturdular. Yeni dedikleri Türkiye’yi gün boyunca karanlığa mahkûm ettiler, ülkede hayat durdu, üretim durdu, adeta yaşam durdu ancak aradan bunca gün geçmesine rağmen karanlığın nedenini halen bulup insanlığa aydınlatıcı açıklama yapamadılar.
Kırşehir’de karanlıkta kaldı, hiç kimse iş yapamadı, hayat adeta durdu.
Beğenilmeyen eski Türkiye’de kısmen elektrik kesintileri lokal olarak yaşanırdı ama, yaşam durma aşamasına hiçbir zaman gelmemişti. Yeni Türkiye’de tüm insanlığın yaşamı etkilendi deyim yerindeyse görülmemiş rezalet boyutuna bile vardı.
Ülkede elektriğin ana damarları kesilmiş, yaşam olumsuz derecede etkilenmiş, milyarlarca zarar söz konusu, ancak ne enerji bakanının, ne de bu ülkeyi yönettiğini zanneden başbakanın elektrik kesintilerinin nedeninden haberleri yok.
Sokakta herkes kendince yorum yapıyor...
Siber saldırı diyen,
Trafolarda arıza var diyen,
Kedidir kedi diyen,
Genel seçimlerde yapılacak olanların provası diyen bile var,
Ancak kesintinin nedenini bilen yok!
Tabi bunun açıklamasını yapacak olan hükümet yetkilileridir. Zaten onlar işin içinden çıkamadıkları bir konu olması halinde muhalefetin üzerine yıkarlar. Umarım elektriklerin kesilmesindeki kendi beceriksizliklerini de CHP zihniyeti yaptı diyip içinden sıyrılabilirler.
Herhalde Yeni Türkiye dedikleri bu olsa gerek!
Bütün ülkede elektrikler kesilecek,
Fabrikalarda atölyelerde üretim duracak,
Esnaf ve zanaatkar işini yapamayacak,
Metroda insanlar mahsur kalacak…
Tüm bunları yeni Türkiye’de normal sayacağız.
Hatta ve hatta yeni Türkiye’de sporcu kafilesini taşıyan otobüs kurşunlanacak biz halen eskisini beğenmeyip yeni Türkiye hikâyeleri dinleyeceğiz, öylemi…
Bu “yeni” değil, olsa olsa “yönetilemeyen” Türkiye’dir.