Ak Parti’de ahde vefasızlık bitmiyor…  

Ak Parti’de ahde vefasızlık bitmiyor…

 

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım.

Ak Parti kurulduğundan bu yana neredeyse 18 yıl oldu o yıl yeni doğan bir çocuk bugünlerde askere gidecek durumda.

Bilindiği gibi bu parti aslında bir anlamda Refah Partisi’nin içinden kopan ve yeni bir yapılanma ile ülkenin yıllardır tek başına iktidarda olduğu bir parti konumunda.

Kurulduğu günden bu yana girdiği tüm seçimleri kazanan bir parti olması sebebi ile de lider bir parti.

Öyle ki son dönemlerde Genel Başkanı Sayın Erdoğan’ın ne kadar partililere ahde vefa göstermiş olmasına rağmen çoğu partiliden bu karşılığı göremedi.

Karşılık gördüğü tek yer bu parti özelinde Genel Başkanına duyulan sevgi ile halkın teveccühüdür.

2001 yılından 2009 yılına kadar bu partinin ülke için kötü bir parti olduğunu aklıselim ve siyasi düşünmeyen kimse söyleyemez.

Peki, 2009’dan sonra ne ve neler oldu da bu partiden kopmalar hatta ihanetler başladı?

Mesela Abdullah Gül Cumhurbaşkanı seçildiğinde “seni cumhurbaşkanı yaptırmayacağız” diyen bir grup ile aynı paralelde devam ettiğini görüyoruz.

Diğer taraftan bu ülke de Bakanlık Başbakanlık yapan Ahmet Davutoğlu bugün Sayın Erdoğan’ın karşısına çıkmak için yeni parti kurma hazırlığı içerisinde.

Ali Babacan da kurulacak olan bu partinin içinde yer alacağı sinyalini Ak Parti Kurucu üyeliğinden istifa etmek sureti ile yapmıştı.

Buna ilave olarak mesela Dengin bir Mehmet Fırat HDP ye geçmişti Hüseyin Çelik şimdi kimlerle bilinmiyor. Bülent Arınç’ı şu anda bu partiden seven adam sayısı çok azdır.

Bunlar sadece birer örnek…

Peki, sorun ne de böyle oldu?

Cevap çok basit biraz partiden yapılan yanlışlıklar birazda kişilerin bitmek tükenmek bilmeyen egoları ve de kendilerini dev aynasında görmeleri birleştirince sonuç ortaya çıkıyor.

Sayın Erdoğan’a en yakın arkadaşları ihanet etti ediyor belki de edecekte…

Kimi yükseltti ise sonunda kendisine ihanet etti.

Bu yüzden yukarıda bahsettiğimiz kişilerde belki bu rahatsızlıktan dolayı böyle bir girişimin içinde bulunmuşlar da olabilirler.

Yanlış acaba kimde?

Kendisini seçimlerde aday yapmayınca; hemen küsen, kaçan, karşı partiye destek olan, sözüm ona ben yoksam bu parti yok diyen, kendini dev aynasında gören bununla da yetinmeyip kendisine oy veren seçmenini aşağılayıp hor gören, kendi çıkarlarını partisi ve ülke çıkarlarından üstün gören… şahıslar partiye ve dolayısı ile Sayın Erdoğan’a ihanet ediyor.

Bazıları belki bunu ihanet olarak görmeye bilir ama sizi sıradan bir vatandaş iken alıp ülkenin üst makamlarına getiren (İl, ilçe başkanı, Belediye Başkanı, milletvikili, Bakan, Başbakan, Cumhurbaşkanı) yapan kişiye sizi aday yapmayınca veya görev vermeyince sırt çeviriyorsunuz bu hiç ahlaki değil.

Bu durum sadece Ak Parti’ye has bir şey değil ki daha önceki partilerde de benzer durumlar yaşanmıştı.

Bu yüzden defalarca dediğim sözü bir kez daha tekrarlamak istiyorum ki oda Sayın Erdoğan’ın yalnız olduğudur.

Peki, Sayın Erdoğan’ın bunda suçu yok mudur elbette ki vardır; üstte saydığımız kişileri önemli yerlere getirirken daha dikkatli davranabilirdi. Yani belki de yapılan yanlış bazı yerlere işin ehli olmayan veya o konumu hak etmeyen insanlara vermekle yapıldı.

Yerelde de durum bundan farklı değildi ki atama yapılan il müdürleri hükumetin yıpranmasına ve partinin zarar görmesine en büyük nedenlerden biri oldu.

Vatandaşına saygı duymayan, eleştirilere kapalı, makam mevki sevdalısı müdürler bu parti tarafından aldıkları makamlara ihanet ettiler. İstisnalar elbette ki vardır.

Bildiğiniz gibi geçmişte Özal’ı bitiren Ecevit’in silinip yok olmasına neden olan nedenlerde bunlardan farksızdı. Bu liderleri de içlerinden büyütüp yücelttiği insanlar bitirmiş ve ihanet etmişti…

Bu yüzden beklide bu partiye köklü bir değişim gerekiyor yoksa emin olun bu parti 2023 yılını asla göremez…