42 yıl önce ağabeyim Şevket Güner’in kurduğu ve yıllardır birlikte büyük bir özveri ile yayınlayarak bugünlere ulaştırdığımız gazetemiz "Kırşehir Çiğdem"in yarın 43. yaş günü...
28 Mart 1977'de yayın hayatına başlayan ve yayınını aralıksız 42 yıldır sürdüren gazetemiz "Kırşehir Çiğdem"in en mutlu günüdür yarın...
Dile kolay tamı tamamına 42 yıl bitti. 43’üne adım attı "Kırşehir Çiğdem"...
Çocukluğumu, gençliğimi yaşayamadan Babam Mustafa Onbaşı’nın, “sokakta kuş mu taşlayacaksın, doğru işe” diyerek 12 yaşında bu meslek içinde buldum kendimi.
Şimdiki Prof. Dr. Erol Güngör Ortaokulu’nun bulunduğu yerdeki Namık Kemal İlkokulu’nu bitirir, bitirmez yaz tatilinde Kırşehir’in duayen gazetecisi Dursun Yastıman ağabeyimin gazetesinde buldum kendimi.
Bir yandan Kale Ortaokulu’nda okuyor, bir yandan da Dursun Yastıman ağabeyin gazetesinde dizgi yapıyordum. Bir yıl sonra ağabeyim Şevket Güner,1976 yılında kendi matbaasını kurup, bir yıl sonra yani 28 Mart 1977 tarihinde yayınlamaya başladığı “Kırşehir Çiğdem” Gazetesi’ne çalışmaya başlamıştım.
Hey gidi günler, hey!
Ne zor ve sıkıntılı günlerdi o günler…
Bu meslekte bugünlere elbette kolay gelmedik. Ağabeyim Şevket Güner’le birlikte başladığım bu mesleğin cefasını onunla birlikte en çok çekenlerden biriyim dersem sanırım fazla abartmamış olurum.
Böyle bir günde mesleğinden emekli olmuş, Kırşehir’de ağabeyim Şevket Güner’le birlikte "gazeteciyim" diyemediğim bir ortamda 43 yıldır yapmakta olduğum mesleğimin Kırşehir'de içinde düştüğü hazin durumu bilmem anlatmama, yazmama gerek var mı bilemiyorum.
Kırşehir’de sürekli basın kartına sahibi iki kişi var. Bunlardan biri ağabeyim Şevket Güner biri de ben…
Öyle ya işimiz sadece karşı tarafı eleştirmek değil. Aynada kendimizi de görmemiz gerekiyor zaman zaman…
Bakıyorum da, Kırşehir'de gazetecilik yaptıklarını sanan bazılarını görünce kan beynime vuruyor ve lanet olsun böyle gazeteciliğe diyorum!
Elbette her gazetecinin bir siyasi görüş ve düşüncesi vardır.
Gazeteci tarafsız mı olmalı?
Gazeteci bence tarafsız olmamalı.
Gazeteci taraf olmalı. Yaşadığı ülkenin bayrağı, toprak bütünlüğü ve sınırlarının korunması adına, yaşadığı kentin insanlarının hayat standartlarının yükseltilmesi adına, doğruları öğrenmeleri adına taraf olmalı.
Peki bunu Kırşehir'de yapan kaç gazete ya da gazeteci var ki?
Bastır parayı, istediğini yazdır, istediğine hakaret et, tehdit ve şantaj savur!
Türkiye mi?
Millet mi?
Bayrak mı?
Toprak mı?
Kırşehir mi?
Hak getire!
Bunu yapan omurgasızlar zaten ayaklar altında, hemen elinin yanında. Ver üç- beş kuruş yazdır, çizdir!
Çıkar uğruna her şeyi yapar bunlar!
Para vermezsen vay haline vay!
2014-2018 yılları arasında, yani dört yıl süre ile günlük 14 sayfa ve renkli olarak yayınlanan gazetemiz "Kırşehir Çiğdem" hep ilkeli yayın yaptı, halen de yapmaya devam ediyor. Ancak yaşanan ekonomik sıkıntılar yüzünden önce renkli yayınlarımızdan vazgeçtik, ardından sayfa sayımızı 8’e düşürmek zorunda kaldık!
Yani zor ve sıkıntılı bir süreçten geçerken, 1,5 yıldır zarar etmemize rağmen onur mücadelesi vererek, yayın hayatımızı sürdürmeye gayret ediyoruz.
“Onur” mücadelesi diliyorum, çünkü benim bu mesleğimi yaptığını zanneden, onursuzların her geçen gün arttığı bir dönemde “onur”dan bihaber olanlar karşısında bazen yalnız kalsak ta bu yolda yürümeye devam edeceğiz.
Benim bu kutsal mesleğimi “onur”suzlaştıranlar, ne yazık ki Kırşehir’de el üstünde tutulmaya, haram yiyerek köşe dönenlere fırsat verilmeye devam edenlere de diyecek bir şey bulamıyorum elbette!
43 yıllık gazetecilik hayatımızda önümüze çıkan, ya da çıkarılan her türlü engellere göğüs gererek bugünlere gelen gazetemize el uzatan da, dil uzatan da elbet te oldu.
Başkaları gazeteciliği köşe dönme ve tehdit aracı olarak kullanırken "Kırşehir Çiğdem", “Kırşehir” dedi, “Kırşehirliler” dedi…
Onlar köşe dönmenin hesabını yaptı, "Kırşehir Çiğdem" Kırşehir'in küçülmesinden, nüfusunun düşmesinden, sorunlarının çözülmemesinden, siyasetçilerin vaadlerini yerine getirmemesinden, milletvekili sayısının 2'ye düşmesinden duyduğu rahatsızlıkları dile getirdi.
Başkaları siyasilerin ve il yöneticilerinin sırtını sıvazladı, yağ çekti, ihale aldı, rant kaptı, köşe döndü. "Kırşehir Çiğdem" eleştirdi, yerden yere vurdu. Maddi anlamda sarsıldı ise de yıkılmadı, ayakta kaldı.
Çünkü bizim mizacımızda birilerine yalakalık yaparak köşe dönmek yok, abidik gubidik yok. Ama onlar mayalarının gereğini yapıyorlar. Kalemlerini satıyorlar!
Oysa kalem satmanın namusunu satmaktan farkı yoktur.
Onlar tehdit ve şantajla kazandıkları haram parayla günlerini gün ediyorlar. Kırşehirlilerin kendilerine neler söylediklerini duymazdan geliyorlar, yüzleri kızarmadan, utanmadan "gazeteciyiz!" diyebiliyorlar.
Büyüklerimiz, duayenlerimiz onları gördükçe "biz gazeteci değiliz!" diyorlar. Ama onlar hala boş buldukları meydanda ayak altında dolaşmaya, sözde gazetecilik yaptıklarını sanmaya devam ediyorlar...
Bunların işi gazete yayınlamak değil, Kırşehir'in sorunlarını yazıp çözmek değil. Onların amacı kağıt müsveddelerini tehdit ve şantaj aracı olarak kullanmak! Çünkü onların işi bu!
Akşama kadar orada burada ayağını sürüyüp gezerler, kamu kurum ve kuruluşlarının başkanlarını, siyasileri, tehdit eder, şantaj yaparlar. İhale alıp haram yerler! Akşam internet başına geçip, kurumlardan gelen e-maillerle ve bizim gazetelerden aşırdıkları haberlerle, Kırşehir’in sorunlarından bihaber, sözde gazetelerini yayınlarlar, sonra da utanmadan “gazeteciyim!” derler!
Kırşehir’de herkesin bildiği ve tanıdığı bu zavallılar valiyi, milletvekillerini, belediye başkanlarını, siyasetçileri, daire müdürlerini, oda başkanlarını, hatta işadamı ve sanayicileri, hatta hatta küçük esnaf ve sanatkarları köşeye sıkıştırıp, “Kırşehir Çiğdem”e ilân ve reklâm vermişsiniz, bize de verin. Bize ilan vermezseniz... abone olmazsanız!!!" diyerek tehdit ve şantaj yaparak mesleğimizi ayaklar altına alırlar.
Biz böyleleriyle aynı ortamda bulunmaktan, aynı kefeye konmaktan utanıyoruz artık. Bu konuda Kırşehir'i yönetenler de artık gerçekleri görür ve gereğini yaparlar. Yoksa mesleğimiz daha da aşağılara düşecektir diye düşünüyorum.
İşte bugünlerde bir seçim süreci yaşıyoruz. Kırşehir’de belediye başkanları meydanlarda seçmenlerle buluşuyor, biz de bunları takip etmeye, onların çalışmalarını ve projelerini gazetemizde yer vermeye çalışıyoruz.
Biz her partiye eşit mesafedeyiz, tarafsız ve objektif olmaya gayret ediyoruz. Bize hangi parti ve aday bir açıklama yaparsa bunu gazetemizde haberleştirip, okurlarımıza duyuruyoruz. Ama gel gör ki, bazı besleme basın bizim bu objektif ve tarafsız gazeteciliğimizi içine sindiremeyerek, bir tarafa yamamaya gayret gösteriyor, “Bak Kırşehir Çiğdem Gazetesi, Salih Güner şu adayın, şu partinin haberini yazmış, sizin karşınızda!” diyerek insanların, siyasilerin, belediye başkan adaylarının arasına nifak sokabiliyor ve bunu da gazeteci sıfatıyla sırf “yandaş” olduğunu kanıtlamak için yapıyor.
Oysa bu zavallıların kimin yandaşı olduğu da belirsiz. Sözde gönül vermiş gibi gözüktüğü partiden bir yerlere gelemeyince, karşısına geçip, “Bu partiye oy verilir mi, şu partiye verin!” diyenleri de biliyor Kırşehir’de herkes.
Bu uyanıklar, her Belediye Başkan adayını söğüşlemek, ondan nemalanmak için bu nifak tohumlarını ekerek, haram para kazanıp, haram yoldan köşe dönmenin hesabını yaptığını kendileri gibi Kırşehir’deki tüm belediye başkan adayları ve siyasi partiler de çok iyi biliyor.
Ama onlar bu onursuz ve kişiliksiz oldukları için bu yolda yol almaya devam ediyorlar.
Bu düzenbaz fitne ve fesatçılarla aynı meslek içinde bulunduğum için mesleğimizden utanıp “gazeteciyim” diyemez oldum ne yazık ki!
Dün Vali'yi, Belediye Başkanı'nı yerden yere vuran utanmaz, yüzsüz, sahtekâr liboşlar, bugün vıcık vıcık yağ çekmeyi gazetecilik sanıyorlar.
Bugün seçim dolayısıyla siyasi partilere ve adaylara maddiyat karşılığı yer veren ve adeta “parayı veren düdüğü çalar!” diyenleri hiçbir Kırşehirli gazeteci demez, diyemez.
Öyle haberler yapıyorlar ki, kendisine gazeteci, ya da gazete diye değer vermediği için gelmeyen bir siyasi partinin ve adayının ismini bile cımbızlayıp, çıkartıyor ve sonra da “gazeteciyim” diye utanmadan ortada gezebiliyorlar!
Batsın böyle gazetecilik!
Bu konuda içimiz dolu, yaz yaz bitmez!
Gazetemizin 43. yılına girerken siz değerli okurlarımızla biraz dertleşelim istedim hepsi o kadar. Yılda bir gün de olsa kendimizden, mesleğimizin içinde bulunduğu acıklı durumdan, sözde gazeteci olanlardan bahsettik. Affola...
Gazetemize kurulduğu günden bu yana destek veren, güven duyup destekleyen tüm okurlarımıza ve saygıdeğer hemşehrilerimize minnet ve şükranlarımızı sunuyorum.
Nice yıllar "Kırşehir Çiğdem"le karşınızda olmaya...
Bir cümle de 31 Mart Pazar günü yapılacak yerel seçimlere…
Bütün partilere ve adaylara başarılar diliyorum. Kazanının Kırşehir olmasını istiyorum…