2015 yılının 1 Kasım seçimleri başta MHP ve HDP’ye seçmen tarafından büyük ceza kesildi. Bu her iki partide 2015 yılının kaybedenleri oldu.

2015 yılının 1 Kasım seçimleri başta MHP ve HDP’ye seçmen tarafından büyük ceza kesildi. Bu her iki partide 2015 yılının kaybedenleri oldu.
CHP kaybetmedi mi?
Tabii o da kaybetti. Zaten onun sırtı yerden hiç kalkmaz ki! Çünkü partide o kadar yanlışlar var ki, hangi birini yazalım. Aday tespitleri ve en önemlisi partinin yönetim kadrolarının hep yaptıkları yanlışları demokrasimizin yaşlı ve yorgun CHP’sini iktidar yapmak yerine muhalefette bırakmayı daha uygun görmüş olmalılar ki CHP de kaybeden muhalefet partisinin lideri oldu.
Düşünebiliyor musun iktidar partisinin yıpranması gerekirken yıpranmıyor, oy alıyor, tek başına yine iktidar olurken muhalefet partileri oy toplayıp iktidar alternatifi olması gerekirken, ne acı ki oy kaybediyordu. Bu durum cık tehlikeli olsa gerek.
Çok partili siyasi hayata geçildikten sonra gördük ki Demokrat Parti’den sonra Ak Parti de, hatta onlardan fazla girdiği tüm seçimlerde zaferle çıkmış, tek başına iktidar olmuş bir siyasi oluşuma hepimiz tanıklık ettik. Yani Ak Parti 1 Kasım’da yeniden iktidar oldu.
Bu seçimlerde Kırşehirliler de yeniden iktidar partisi Ak Parti’ye oy vererek iki milletvekilini bu partiden meclise gönderdi. CHP’ye, MHP’ye, HDP’ye de oy vermeyerek muhalefette bıraktılar.
Diyorum ya bu durum çok sakıncalı olsa gerek.
Şimdi Kırşehir’in Ak Parti’den iki milletvekili var. Muhalefetten seçilseydiler Kırşehir’e ne yapabilirlerdi. Kırşehir kaybederdi. Şimdi Kırşehirliler olarak umudumuz var.
İyi ki Ak Parti’den seçilmişler.
Kırşehir için iyi olacağını umutla bekliyorum.
Bu ülkede 2015 yılında ne yazık ki akıl almaz hatalar ve olumsuzluklar anlaşmazlıklar yaşanarak bir yılda iki genel seçim yapıldığına tanık olduk!
Halk yorgun ve bitap düşmüştü.
Gönül verdikleri partiler muhalefette kalmıştı.
MHP, CHP ve HDP de binlerce seçmen oyunu Ak Parti’nin adaylarına vermişlerdir. Ne CHP ne de MHP hükümet kurabilecek oyu alamamışlardı. HDP’yi de parti olarak görmeyen MHP’nin inatlaşması sonucu 7 Haziran seçimlerinde Ak Parti’nin oyalaması ve tek başına hükümet kuramamasından sonra işte 1 Kasım seçimlerine hepsi de kuzu kuzu razı olmuşlardı.
Halk bu duruma çok büyük tepki gösterdi. Sandıkta da muhalefeti cezalandırdı.
CHP’yi de MHP’yi de HDP’yi de yine muhalefette bırakarak elinin tersi ile itmiş, bu defa Ak Parti’yi yüzde 49.5 oyla tek başına iktidara taşımıştı. Yani AK Parti yeniden iktidar olmuştu. Başka bir deyimle seçmen muhalefet partilerine “öyle olmaz böyle olur” demişti.
2015 yılının tüm ayları böyle seçim çalışmalarıyla geçmişti. Kaybedenlerin başında MHP 80 milletvekili ile geldiği 7 Haziran seçimlerinden sonra seçmenlerden tam bir tokat yiyerek Genel Başkanları Devlet Bahçeli’nin dediği gibi “Osmanlı tokadını” yemişlerdi. Osmanlı tokadını yedikten sonra 80 milletvekilinden 40’ı zor çıkarmış, HDP’nin arkasında kalmıştı. Bu durum Türk milliyetçilerini ezmişti. Ama çaresizdiler.
Devlet Bahçeli partinin genel başkanı olarak devamlı Ak Parti’ye payanda olmuş ve büyük tutarsızlıklar sergilemişti. Halen de öyle. Mecliste, Meclis Başkanlığı seçimlerinde hep akıl almaz yanlışlıklar yaparak 7 Haziran sonrası yaşanan tüm olumsuzluların müsebbibi olarak Türk siyasi tarihine geçtiğini açıkça ifade edebiliriz.
Kısacası çok bilinmeyenle bir denklemle karşı karşıya kalmıştık. 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde Ak Parti’yi iktidardan uzaklaştırabilmek için son şanslarını, ne hünerleri varsa ortaya dökmüşlerdi. Muhalefet partileri ama, ellerine yüzlerine bulaştırıp kaybettiler.
HDP, “Ben barajı aşamazsam Ak Parti tek başına yine anayasal çoğunlukla iktidar olur” diyordu. Tabanını tehdit ediyordu bir anlamda.
Sol partiler “ne yapacak?” diye düşünürlerken, en büyük kötülüğü Genel Başkan Devlet Bahçeli yapmıştı partisine karşı. Partisinin ağır topları Meral Akşener, Sinan Oğan gibi isimleri harcamış, hatta partiden ihraç etmişti. Sonunda partiyi tabela partisi yaparak 40 milletvekili ile eski HDP’lilerin sırasında şimdi ne yüzle, nasıl oturuyorlarsa, doğrusu anlamak zor.
Halen görüyoruz ki CHP de MHP de parti içi kavgalarla gün dolduruyorlar, partilerinin tabanını kaybetmişler. Partiyi büyümek yerine küçültmek için ne hünerleri varsa ortaya koyuyorlar.
Partilerini kurultaya bile götüremiyorlar. Genel başkanlarının etrafını kuşatan çıkarcı bir avuç sözde parti yöneticileri sayesinde CHP de MHP de böylece bir dahaki seçimlerde ne yerelde ne de genelde kazanma şansı olmayacak partiler olarak hızla yoluna devam ediyorlar.