Bazen öyle anlamını yitirir ki her şey, tek kelime edecek hali kalmaz insanın.

İşte tam oradayız, “Sözün bittiği yerde”.

Evet, afetler diyarında yaşıyoruz. Ülkemiz cennetten bir köşe olmasının yanı sıra pek çok doğa olayına da müsait bir çevre.

Yangınlar, seller, heyelanlar, çığlar, depremler…

Adı üstünde “doğal afet”, Allah’tan gelene bir şey denmez inancımızda, ama Allah’tan gelene!

Yine yandı ciğerimiz, yine kahrolduk, yine mahvolduk…

Gitti binlerce canımız, anamız, babamız, kardeşlerimiz…

Pazartesi sabahın seherinde gördüm acı haberi, “Kahramanmaraş” “deprem” “7,4 şiddeti”…kelimeler geçiyordu gözümün önünden, “Eyvah” dedim “Yine onlarca insanımızın ocağına ateş düştü”…

Bilmiyordum ki onlarca ilde binlerce binanın yıkıldığını ateşin gelip hepimizin ocağına düştüğünü…

Gün aydınlandıkça olayın vahameti ortaya çıkmıştı.

Canlar, canlarımız gitti, gidiyor da.

Ben bu yazımı yazarken dahi hiç ulaşılmayan enkazlar vardı.

Elbette on ilde binlerce bina yıkıldı, hepsine anında müdahale edilmesi mümkün olmayabilir, ama yine de bu kadar geç kalınmamalıydı.

Yüzlerce insan sosyal medya hesabından göçük altından paylaşım yapıp “Ben şu binanın şu katındayım, yardım edin” dedi, yüzlerce insan…

Deprem anında ölmekten daha beter bir şey varsa o da tonlarca ağırlığın altında umutla kurtarılacağını bekleyerek günlerce aç biilaç bekleyip bağıra bağıra ölmektir.

Düşündükçe deliriyorum, kahroluyorum, çaresizliği iliklerime kadar hissediyorum.

Nefesim kesiliyor, kalbim daralıyor.

Herkes gibi utanıyorum, yemek yerken, çay içerken, başımı yastığıma koyup uyurken, fazladan aldığım nefesten utanıyorum.

Yüreğim yanarken, sıcak yatağımda üşüyorum…

Bu çürük yapılara verilen izinler, bu ihmaller silsilesi, bu geçkalınmışlık!!!

Canlar, canlarımız sizinle birlikte, bizde evet bizde, “Yer yarıldı ve içine girdik.”

Malzemeden çalan müteahhidi,müdahale etmeyen mühendisi, uygun olmadığı halde ruhsat veren kurumu, depreme dayanıklı diye satan emlakçısı, kimse sorumlusu, celladı, bu sefer bunun bedelini ödesin, bu sefer üstü kapanması, bu sefersorumlular cezasını çeksin.

Yüzlerce twitter kullanıcısı hakkında anında soruşturma başlatılırken, hâlâ tek bir müteahhittin tutuklanmaması ne demek ya?

Bu utancı bir nebze azaltın artık, bu acıyı bir gram dindirin!..