Testi kırıldıktan sonra yol tarifi yapan çok olur.

Doğanın en acımasız bir olayı ve karşı konulması hayli zor yer sarsıntısı. Karşı koymak elbette zor. Zararlarını minimuma indirmenin yolları var. Şehirlerin ve meskenlerin sağlam zemin üzerine yapılması, can kaybı ve hasarı biraz azaltır.

Yapıların eğitimli ve yer bilimleri üzerine ders alan kimselerin denetiminde inşa edilen yapıların nasıl ayakta kaldığını son depremde gördük. Yaşanan depremden sonra çok çarpıcı ve inanılmaz uygulamaları göz önüne serildi. Hata yapanların tek tek yakalanarak sorgulanacağı beyan edilse de pek de inandırıcılığı kabul görülmüyor. Çünkü hasar gören ve yıkılan ev çok katli apartmanların müteahhitlerin siyasi yapıya yakın oldukları ve nüfuslarını kullanmanın ötesinde, kendilerinin denetimini kendi kurdukları yapı denetim kurumlarına onaylattıkları ortaya çıktı.

Daha vahimi yapı denetim yapıcı firmanın ya kardeşi, ya da oğlu veya çok yakın akrabası olduğu çarpıklığın bariz örneği. Fay hattı üzerindeki yerlerin imara açılması, gelecek felaketin habercisi olduğunu yer bilimcileri ısrarla söylemiş ve söylüyorlar söyleyeceklerde. Fakat daha önce ders alınmadığı her felaketten sonra dile getirilir fakat yine yaşanır.

Deprem riskinin az olduğu Orta Anadolu’da zaman zaman deprem felaketleri yaşanır. En son 1939 yılında Kırşehir’de meydana gelen depremde 300’e yakın kayıp olmuştur. O depremi yaşayan iki kişiden hikâyeler dinlemiştim. İkisi de şimdi hayatta değil. Biri hatırladığım kadarıyla manifatura işleriyle uğraşır, diğeri 1967 yılında tanışıp vefatına kadar dostluğumuzun devam ettiği Hacı Mehmet Gülten…

Hacı Gülten İkinci Dünya Harbini de görmüş ve o devirde Kırşehir Askerlik Şubesi’nde yazıcı olarak askerlik yapmış, belki çok az kimsenin duymadığı ve bilmediği yaşanan olaylar iki şakısa anlatırdı. Bunların içerisinde çok gizli olayların şahidi olmuş ve Vehbi Koç’un samimi arkadaşı idi. Kent Park’ın etrafı imara açılınca benim ev almamı istemedi.

Dinekbağı’ndan Çuğun köyüne kadar olan Kılıçözü Çayı’nın etrafına ev yapılmaması gerektiğini anlatır ve bu konuda yapanları da eleştirir, tepki gösterirdi.

Bu vadi bağ ve bahçelerle meşhurların tablosu niteliğinde çok güzel yeşillik bir alan ve aynı zamanda şehrin ihtiyacını karşılayan sebze, o yıllarda her evde beslenen hayvanların yeşil yemi olan yonca ve korunga ihtiyacı karşılayan verimli bir tarım alanıydı.

Buralar balçık denen toprak yapısına sahip ve pek çok bahçede çeşmeler vardı. Yaşanan 39 depreminde bahçe evlerinin yıkıldığını söylerdi Hacı Gülten…

Yaşanan olaylardan ders alınmadığı, ağır sanayi ve fabrikaları Marmara Bölgesi çevresine inşa etmekle adeta görmezden gelmek nasıl izah edilir? Uİnsanın aklı almıyor!

Yıkılan 10 şehri belki İstanbul tekrar ayağa kaldırır, fakat İstanbul’un bir felakete maruz kalmasının telafisini kimse kaldıramaz ve Türk ekonomisi çöker. Yetkililer bazı gerçekleri görüp büyük fabrikaları İç Anadolu'ya kaydırmaları yerinde bir davranış olur.

Ayrıca Kırşehir Belediyesi ya da Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü bu konuda ne yapıyor, konutlar depreme dayanıklı olarak mı inşa ediliyor? İnşaatlar yasa ve yönetmeliklere uygun inşa ediliyor mu? İşte bu konuda denetim görevi alanlar görevini yapacak ki, inşaatı yapan müteahhitler depreme dayanıklı sağlam konut ve binalar yapacaklar.

Aksi halde görevini yapmayanlar, suçu hep birilerine atanlar, aklandığı sürece biz bu depremlerde çok can vermeye devam ederiz.