Uyuşturucuda mücadele senaryosu halkı kandırmadan başka bir safsatadan başka gerçeği kapatma oyunudur.

Uyuşturucudan kaymak ve kaynak parasında bazı ülkeler aslan pay alırken, sözüm ona mücadele propagandasından başka bir şey değildir. Öyle bir organizemi bunların içinde kimler yer almıyor ki!,

Torbacı tabir edilen zavallı gençler maşa olarak kullanılıyor. Hatta tetikçi olarak kullanılanlar zaman zaman teşhir ediliyor. Bu insanlar zaten dünyadan ümidini kesmiş ve yalnız bir hap veya bir çekimlik esrar için cinayet işletilen gençler, ne yazık ki bilerek veya bilmeyerek suçu işlemek mecburiyetinde kalıyorlar.

Ne yazık ki bu şebekelerin ağına düşürenler de, çok cüzi çıkar karşılığında yardımcı oluyorlar ve suç örgütü baronları sessizce ceza evlerinde ellerini kollarını sallayarak, bıraktığı yerden devam için halkın arasına salınıyorlar.

Uyuşturucuda gelir temin eden ülkelere, bazı nüfuslu ülkeler destek veriyorlar. Bunların örnekleri pek çok ve bunlar alenen destekleniyor. Mesela Afganistan, Orta ve Güney Amerika ülkelerinin ana merkezi olduğu bilinmesine karşı, sevkiyat ve ticaretini kontrol eden ülkeler perde arkasında üç cambazları oynuyor.

Elde edilen paraların aklanma ve dolaşıma yardım eden bazı uluslararası bankaların para akışını kontrol adı altında, kendilerine düşen kâr payını sessizce iç edip karşılığında illegal terör örgütlerine silah temininin bilinmemesi mümkün değil.

Uluslar arası dolaşan dolar trafiğini kontrol edilmemesi hiçte inandırıcı gelmiyor. Yem olarak emniyet ve kolluk kuvvetlerin önüne atılan büyük mal olarak teslim edilenin kat be kat ve hatta tonlarca uyuşturucunun devlet limanlarında değişik isimler altında piyasaya sürülmesinin nasıl ve hangi yollarda ve hatta kimlere teslim edildiğini, Sedat Peker yer ve isim vererek açıklamasına rağmen, ne kadar haraç aldığını rakamlarıyla isim vererek açıklamasına rağmen, her hangi bir soruşturma dosyasına girmemesi düşündürücü gelmiyor mu?

Hükümetin ileri gelen profesör yaftalıları kimlerle yan yana gelmiyorlar ki? Bunlar deşifre olunca kapağı yurt dışına atıyor. Fakat orada başka bir senaryo başlıyor, güçlü devletler hemen sucu ört bas etmek için adamı derhal kontrol altına alıp ve isim değiştirerek toplumda gizlemeyi başarırken, yerine başka aktörler devreye sokuyor.

Türkiye üzerinde uyuşturucu piyasasını elinde tutan ve elde ettiği geliri silah karşılığında kendi kasasına aktaran, kendince büyük olan devlet, bir terör örgütüne devlet kurdurmaya çalışırken, her yönden Türkiye’yi tehditten de geri kalmıyor.

Foyalarını ve “mal varlığını açıklarım ha!” diyerek bir ülkenin devlet başkanını tehditten de geri kalmıyor. Gençler arasında uyuşturucu kullanma yaşının 12 ve 15 yaşlarına kadar düştüğünü, samimi olduğum bir emniyet müdürü söylüyor, bu çok tehlikeli ve acı bir gerçek.