Son günlerde medyaya yansıyanlar insanın kanını dondurur cinsten… Bazı FETÖ’cülerin mahkemelerde verdikleri ifadeler tam bir tiyatro… Mahkemede bir FETÖ’cü önüne konun görüntüye bakmış, bakmış! “Bu ben değilim!” demiş! “İyi bak” demişler. “Benziyor, ama o ben değilim!” demiş.

Son günlerde medyaya yansıyanlar insanın kanını dondurur cinsten…
Bazı FETÖ’cülerin mahkemelerde verdikleri ifadeler tam bir tiyatro…
Mahkemede bir FETÖ’cü önüne konun görüntüye bakmış, bakmış!
“Bu ben değilim!” demiş!
“İyi bak” demişler.
“Benziyor, ama o ben değilim!” demiş.
Vah… Vah… Yazık…
Kendini tanıyamamış!..
Ya da rol icabı tanımak istememiş!
Tabi ki sen değilsin!
Çünkü sen artık, sen değilsin!
Sen Türklüğünü inkâr etmiş, bu devleti kuran büyük lider Atatürk ve silâh arkadaşlarına ihanet etmiş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yıkmaya kalkmış, hain, bölücü FETÖ’nün yalaması olmuş birisisin.
Sen her şeyini kiraya vermiş, ciğeri olmayan, yüreği olmayan, vicdanı olmayan, ar damarı çatlamış, haysiyet ve şereften yoksunsun.
Sen her şeyini kiraya vermiş, âdi bir yaratıksın.
Nasıl tanırsın kendini?
Tabi ki tanıyamazsın!
Sen insan değil, hainsin, darbecisin!
Başka söze gerek yok.
Peki şuna ne demeli?
“Yeni devlet kuruyoruz. Bu devletin kurucu lideri Erdoğan’dır” demiş zavallı birisi!
Konuşmuyor, konuşamıyor dedikleri Devlet Bahçeli eleştirisini yuvarlayıp yapıştırdı:
“Bir müptezel çıktı, yeni devlet kurmaktan bahsetti. Yeni devlet kurmak demek, paralel devlet hasreti çeken köksüzlerin çağrısıdır. Kirli FETÖ ağzıdır.”
İşte şu.
Çok güzel bir lâf.
Hatırlayınız yine birkaç gün önce cübbeli, sarıklı, sakallı bir polis memuru da o kafaların ürünü olduğunu hatırlattı hepimize…
Şimdi sormak isterim o polise:
Polis Hacı; o sakalı, sarığı, o duruma getirinceye kadar amirlerin görmedi mi seni?
Kim bilir amirleri de diğer meslektaşları da öyledir belki!
Ya elinde keskin nacakla Atatürk Büstü’ne saldıran kanı bozuğa ne demeli?
Kılık-kıyafet kanununu ortadan kaldırırsanız, olacağı buydu. Güneydoğu’da Peşmerge kıyafetiyle okula gelenleri de gördü bu millet.
Kim bilir Devlet Bahçeli ta ilk başlangıçta Ak Parti’ye destek çıkarken, böyle meczupların ortaya çıkacağını düşünmemiştir sanırım.
Biraz müsaade, biraz tolerans, biraz görmezden gelme!
İşte gelinen yer burası!...
Acaba “Yeni bir devlet kuruyoruz!” diyenin anası, babası, eşi, çocukları var mı ki?
Varsa onlar ne diyor ki?
Komşularından da mı utanmadı mu hasta adam?
Atatürk ve silâh arkadaşlarının kemiklerini sızlatan bu hastalıklı kafa, devletin okullarında okurken öğrenmedi mi?
Bu devleti kuranları, “Ne mutlu Türküm diyen”leri bu milletin unutmayacağını, onlara sahip çıkacağını…
Okumamışsa, ailesi böyle yetiştirmemişse kalemime yazık…
Söyleyecek söz bulamıyorum.
Ya bir de şu diğer zavallıya ne demeli?
Kapalı kıyafetli bayanların sigara içmesine karışan Türkiye’nin sözde fıkıhçı yazarı Hayrettin Karaman’a halkın söylediği sözler yenilir, yutulur cinsten değildi.
Ama Ak Parti’den birisi çıktı, ağzının payını verdi!
Prof. Karaman'ın sözlerinden rahatsız olduğunu belirten Metiner, "Sigara içen başörtülü kızlarımız için ettiğin laflar olacak şey değil, özür dile" dedi.
Metiner “Her konuda kendini yazmaya ehil ve yetkili görmene bir şey diyemem amma velâkin benim sigara içen başörtülü kızım için ettiğin laflara, o lafların uzandığı yere dikkat etmelisin. Keşke hiç kimse içmese o zıkkımı! Ama içiyorlar işte!.. Dindar erkeğin sigara içmesiyle, dindar kadının sigara içmesi arasında fıkhen bir fark yok. Lakin siz, edep ve iffet bahsinde öyle bir fark getiriyorsunuz ki acayip rahatsız oldum. Sadece kendi başörtülü evladım için değil, başörtülü tüm evlatlarımız için fena halde rahatsız oldum” dedi.
Bütün yaşanan olumsuzluklara…
Devlet Bahçeli “Müptezel” dedi, “Paralel devlet kurmak isteyenlerin çağrısıdır, kirli FETÖ ağzıdır” dedi.
Yani konuşmuyor, konuşamıyor, eleştirmiyor, eleştiremiyor, Ak Parti’nin yedek stepnesi diyenlere inat eleştirdi de böyle olmadığını güya gösterdi.
Değerli okurlarımız ülkemiz her gün sanki özel olarak hazırlanan suni gündemlerle meşgul ediliyor.
Oysa ben Kırşehir ve Kırşehirlilerin sorunlarını kaleme alacaktım.
Yapılan ve gündemde olan projelerin durumunu dile getirecek ve bunların hangi aşamada olduğunu soracaktım Kırşehir’i yönetenlerden…
Atatürk Anıtımız Cacabey Meydanı’nda öylece duruyor, kaidesini kim yapıyorsa, neden geciktiğini. Ne zaman açılacağını soracaktım.
Terme Caddesi biran önce açılsın, şu asfalt ve kaldırım çalışmaları biran önce bitirilsin diyecektim.
Ama Türkiye’de bir takım hastalıklı kafaların gündeme bomba gibi düşen sözlerine takıldım bugün…