Malumunuz 31 Mart 2019’da yine sandığa giderek bizleri 5 yıl süreyle yönetecek Belediye Başkanlarımızı, İl Genel ve Belediye Meclisi Üyelerimizi, köy ve mahalle muhtarlarımızı seçeceğiz.
Kırşehir’de seçime iddialı hazırlanan AK Parti, CHP ve MHP’nin Belediye Başkan adaylarının açıklanmasıyla birlikte seçim çalışmaları da artık start aldı.
MHP’nin adayını benim gibi kimse tanımıyor, bilmiyor. Ama AK Parti ile CHP’nin adayları Kırşehir’in tanınmış ve sevilen isimleri.
Yaşar Bahçeci genç yaşta Kırşehir Belediye Başkanı seçildi ve 10 yıllık görev süresi içinde Kırşehir’in çehresini değiştiren önemli projelere ve hizmetlere imza attı. Onunla ilgili Kırşehir’de kimsenin olumsuz bir eleştirisi ve düşüncesi yok. O hizmetleriyle konuştu, konuşuldu. Zaten partisi de onun başarılı olduğunu üçüncü kez aday göstererek ortaya koydu. Hatta Yaşar Bahçeci’yi Türkiye’de diğer belediye başkanlarına örnek gösterdi.
Elbette 10 yıl uzun bir süre Kırşehir Belediye Başkanlığı yapan bir kişiyi yıpratır, yorar. Ama Yaşar Bahçeci’de böyle bir durum söz konusu değil gibi geliyor bana. O ilk günkü gibi heyecan ve hizmet aşkıyla dolu.
Son yaşanan ekonomik sıkıntılarla AK Parti’ye karşı bir tepki görünüyor. Ama Yaşar Bahçeci’nin Kırşehir’de üçüncü kez Belediye Başkanlığı kazanma şansı da ortada. Bakalım Yaşar Bahçeci üçüncü kez Kırşehir Belediye Başkanı seçilecek mi onu da hep birlikte 31 Mart akşamı göreceğiz.
Diğer yandan CHP’nin adayı Selahattin Ekicioğlu var.
Kırşehir’de kime sorarsanız sorun, kiminle görüşürseniz görüşün hiç kimse Selahattin Ekicioğlu hakkında olumsuz bir söz söylemiyor.
Kendi kurduğu şirketlerle Kırşehir’de ve diğer illerdeki yatırımlarıyla da ülkemiz ekonomisine yıllarca katkı sunmuş bir kişi.
6 yıl Kırşehir Ticaret ve Sanayi Odası’nın başkanlığını da başarıyla yürütmüş, doğru bildiği yoldan asla sapmamış, bu konuda dik durmuş bir kişi Selahattin Ekicioğlu.
Siyasi bir görüşü olmasına rağmen hiçbir siyasi partinin içinde olmamış, gerek işinde, gerekse görev yaptığı Ticaret ve Sanayi Odası yönetimlerinde partizanlık ve particilik yapmamış bir değer olan Ekicioğlu da CHP’nin Belediye Başkan adayı oldu,
31 Mart seçimlerinde Kırşehir’de yarışın Yaşar Bahçeci ile Selahattin Ekicioğlu arasında geçeceği ortada gözüküyor.
Dedim ya kimse bu iki isimle ilgili olumsuz bir şey söylemiyor, konuşmuyor.
Elbette meyveli ağaç taşlanır. Ama meyveyi yemek önemli. Meyveyi yemek istersen kırıp dökmemek, çürütmemek gerekiyor.
İşte bu nedenle Kırşehir’de seviyeli bir seçim sürecinin geçmesini istiyor Kırşehirliler…
Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin üçüncü kez aday gösterilmesinin ardından Kırşehir Belediyesi’ne geldiğinde Belediye çalışanları kendisini çiçekle karşılarken, Bahçeci şunları söylüyordu:
“On yılın sonunda çok şükür hepimiz aldığımız maaşların, yüklendiğimiz sorumlulukların hakkını verdik. Eksikliklerimiz olabilir, Kırşehir’in geldiği noktaya baktığımızda yapılmaz, ya da yapılamaz denen birçok işi hep birlikte başardık. Belki birileri bundan rahatsız oldu ama ne olursa olsun biz her zaman önümüze baktık hiçbir zaman küçük işlerle uğraşmadık, hep büyük hedeflere doğru, hep birlikte koştuk. Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile inşallah bir beş yılda daha 31 Mart’ta halkımızın onayı ile hizmet etmek istiyoruz. Bizim tek arzumuz var. Bir koltuğu işgal etmek değil. Allah’ın izni ile halkımızın desteği ile inşallah her manada ileri taşımak yeni, büyük hedefler koyarak bir beş yılda daha sizlerle omuz omuza kardeşlik hukuku içerisinde gayret etmek. Ailemizin her ferdinin bu büyük davaya, büyük mücadeleye 31 Mart’ta hep birlikte sahip çıkacağına sonuna kadar inanıyorum.”
Selahattin Ekicioğlu ise CHP adaylığının açıklamasının ardından şunları söyledi:
“Kırşehir’e yıllardır ticarette ve oda başkanı olarak hizmet ettim. Bunları yaparken hep birleştiricilik, bütünleştiricilik ve kardeşlik içinde yaptığıma inanıyorum. Kimseyi ötekileştirmeden, siyasi görüş ve düşüncesine bakmadan herkesle birlikte oldum, Kırşehir’e kim hizmet ediyorsa, gerek belediye başkanı, gerek milletvekili, gerekse sivil toplum başkanı olarak onların yanında oldum ve elimden gelen destek ve katkıyı sundum. Çünkü hepimiz bu ilde yaşıyor, ekmeğini yiyor, suyunu içiyoruz. Bu ilin daha güzel, daha modern, daha yaşanılır bir kent olmasına hepimizin katkı sunması gerekiyor. Ben de Kırşehirimize daha güzel hizmetler verebilmek amacıyla CHP’den Kırşehir Belediye Başkanlığına aday adayı olmuştum. Partim de şahsımı bu göreve layık görerek aday gösterdi. Bu süreci aday arkadaşlarımızla hep beraber medeni bir şekilde ve şehrimize yakışır bir şekilde Türkiye’ye örnek olacak, demokrasi dersi verecek bir şekilde yöneteceğiz. Diğer aday arkadaşları da kutluyorum. Bütün arkadaşlarımızla istişare edeceğiz, görüşeceğiz. Hiç kimseyi incitmeden, hiç kimseyi kırmadan, bu süreci belden aşağı vurmadan yürüteceğiz. Bütün siyasi partilerin ve adayların seçimden sonraki süreci de düşünerek daha dikkatli olmasını diliyorum. Gerek sosyal medyadan, gerek yaşamda, gerek sokakta dedikodu değil iş üretmelerini, düşünce üretmelerini, politika üretmelerini tavsiye ediyorum.”
Yani Ekicioğlu’nun üstüne basa basa söylediği belden aşağı vurmamak.
Doğru bir tespit. Seçim bir yarıştır ve bu yarış ta kazanan da kaybeden de olacaktır. Bir tane Kırşehir Belediye Başkanı seçilecek. Adaylar bu süreçte kendilerini Kırşehir’deki seçmene anlatacak, projelerini ortaya koyacak. Halkımız da 31 Mart sabahı sandığa giderek tercihini yapacak.
Yapılması gereken de bu olmalı.
Ancak diğer seçimlerde olduğu gibi lütfen bu seçimde hiçbir parti, diğer partinin adayı hakkında şu ya da bu şekilde gerçekle ilgisi olmayan, sırf çamur atma ve karalamak için dedikodu üretmemeli, eleştirilerde bulunmamalı diye düşünüyorum.
Kırşehir ve Kırşehirliler demokrasiye inanmış ve bu konuda inadına sımsıkı sarılmış, inandığı kişiden ve davadan asla geri adım atmamış ve bu uğurda ilçeliğe düşürülmüş bir gezi şehirdir.
Her adayın seviyeli bir seçim sürecini yaşatması gerekiyor. Çünkü seçim yarışı bittikten sonra kazanan da kaybeden de Kırşehir’e hizmet etmeye devam edecek.
Bu arada Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, partisinin yerel seçimlerde çevreye ve insana saygılı bir seçim kampanyası yürütme kararı alması, gürültü ve görüntü kirliliği oluşturan propaganda yöntemlerini tamamen terk ettiklerini açıklamasını sonuna kadar destekliyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Sadece parti teşkilatlarının ve seçim koordinasyon merkezlerinin olduğu yerde bayraklarımız, afişlerimiz asılabilir. Bunun dışında hiçbir yerde parti teşkilatlarımız bu tür görüntü kirliliğine asla müsaade etmeyecek" açıklamasına tüm partilerin de destek vereceğini düşünüyorum.
Çünkü her seçimde cadde, sokak, elektrik direkleri ve parti binalarına varıncaya kadar asılan parti bayrakları, afiş ve pankartlar görüntü ve çevre kirliliğine neden oluyor ve milyonlarca lira boşa gidiyordu. Umarım bu seçimde hem ülkemiz, hem de Kırşehirimiz temiz ve çevre dostu bir seçim süreci geçirir. Buna bir de seviye gelir ve her aday birbirini karalamak ve ötekileştirmek yerine projelerini ortaya koyarak destek verirse işte bu seçimler hem ülkemiz için, hem de Kırşehirimiz için demokrasi tarihine örnek bir seçim olarak geçer.
Şimdiden bütün Belediye Başkan adaylarımızı, İl Genel ve Belediye Meclisi Üyeleri ile köy ve mahalle muhtar adaylarımızı seçim yarışında kutluyor ve başarılar diliyorum.

***

Biraz da gülelim!

Çoban ile zengin adamın etkileyici hikâyesi

Çobanın biri dere kenarında koyunlarını otlatıyormuş. Tam o anda, yanına bir Jeep yanaşmış. Son derce şık ve pahalı giyimli bir sürücü aşağıya inmiş ve çobana sormuş:
– Eğer kaç tane koyunun olduğunu bilirsem bana onlardan bir tanesini verir misin?
Çoban bir adama, bir de koyunlarına bakmış.
– Tamam, diye cevap vermiş.
Genç adam arabasını park etmiş, telefonunu bilgisayarına bağlamış bir NASA sitesine girmiş, GPS´ini kullanarak yeri taramış, bir database ve logaritma ile doldurulmuş 60 excel tablosunu açmış ve 150 sayfalık bir rapor basmış.
Çobana dönmüş ve “Tam olarak 1586 adet koyunun var” demiş.
Çoban:
– Doğru! diye cevap vermiş. Koyununu alabilirsin.
Genç adam koyunu almış ve jeepinin arkasına koymuş. Bu sefer çoban genç adama dönmüş ve “Eğer senin ne iş yaptığını bilirsem koyunumu geri verir misin?” diye sormuş.
Adam , “Evet neden olmasın” diye yanıtlamış.
“Sen Dünya Bankası´nda danışmansın” demiş çoban.
Adam sormuş:
– Nasıl oldu da bildin?
Çoban, “Çok basit” diye cevap vermiş.
“ Buraya çağrılmadan geldin, bu bir… İkincisi benim bildiğim bir şeyi bana söylemek için benden bir koyunumu istedin. Üçüncüsü yaptığın hiçbir şeyden anlamıyorsun çünkü köpeğimi aldın!”

***

Sevdiğim bir söz
“Gerçekten büyük oImayan “büyük adamIar” çevreIerini küçük adamIarIa doIdururIar.” Steve Reich