Sayın Vekilim,

Sesiniz gelmiyor !.. Telefon cızırtılı, uygun bir yere geçerseniz, diyeceklerim, hatırlatacaklarım var!..

Gerçi sizin de işiniz yoğundur…

Şöyle başlayayım;

Özellikle şu ikisi:

Bir;

Dünyanın en sıkıntılı/riskli ekonomilerinden biri durumundayız.

İki;

sığınmacılar olduğu her sahada hakimiyet kuruyor. Vatandaşlarınız ve geçici misafir/sığınmacılar arasındaki siyasi, iktisadi ve sosyal gerginlikler hızla tırmanıyor...

Milletin, dertleri sizi  ilgilendiriyorsa, bilmeniz gereken dönemin en kısa özeti;

Normali kaybettik. Artık yeter.

Yanlışları düzeltelim, eksikleri tamamlayalım, doğrulara devam edelim.

Sağdan da baksanız soldan da baksanız sonuç değişmiyor, bu kadar basit.

Hayat bu…

Sorun biter mi?

Bitmiyor...

Hal böyleyken, olup bitenlerin farkında mısınız?

550 çeşit yemeğin TBMM’sinde, “BİR ELLERİ YAĞDA BİR ELLERİ BALDA” diye bildiklerimizin, bizler noktasındaki değişmeyen SAHNESİ içindesiniz.

Ne yaşıyoruz biz gerçekten?..

Yoksullaştıkca insanlarımızın psikolojisi bozuldu-bozuluyor.

Bu kadar yoksulun, bu kadar çaresizin ve bu kadar işsizin olduğu bir toplumda ÇÖZÜM üretme telaşında durmak ve her seçmenle bir araya gelişlerinde, gözlerine “NE YAPTIN” diye milyon tane soru bırakanlara “CEVAP” olmak…

Çok mu Zor!?

Haliyele durum bu olunca da, vatandaş ne yapsın?

Halbuki; bu günlerde sizlerin en büyük derdi;

Bu kadar yoksulun, bu kadar çaresizin ve bu kadar işsizin olduğu bir toplumda ÇÖZÜM üretme telaşında olmanız gerekmiyor mu?

Belki de ekonomi konusunda elinizden bir şey gelmiyor..

Peki sığınmacılar konusuna geri dönelim.

Sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye aynı zamanda dünyada en çok mülteci bulunduran ülke konumuna geldi, Türkiye’de bu denli kapsamlı bir göç dalgasına hazırlıksız olmasına rağmen, milyonları bulan  sığınmacı kabul edildi. Başlangıçta, Türk makamları kendilerine sığınanla kısa sürede geri döneceğini düşünerek “misafir” olarak tanımladı...

Ancak, bu sığınmacıların yakında geri dönmeyeceği anlaşıldı.

Kırşehir’ in en merkezi mahallesi Aşık Paşa Mahallesi Maşa Deresinde kural- kaide tanımayan, her an bir ıslıkla toplanan, park ve sokakta öbek öbek gruplaşan bu eğitimsiz topluluğun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sormam gerekiyor;

Gelmekte olan felaketin farkında mısınız?...

Her soruna “TAMAM, HALLEDERİZ” deme sebepleri en çok da !!!

Bunlardan kurtulabilecek miyiz?

Yanlarınızda hep birileri var… Asistanlar, yardımcılar, danışmanlar…

“NOT AL”,

“NOT ALDIN MI?

TAMAM!” diye devam eden  bu cümlelere gerek duymadan yerinde  incelemenin, görmenin  vakti gelmedi mi???

Sizlerin görevi; devletine, milletine ve de tarihine sahip çıkmak değil midir?...

Dedim ya, bulunduğunuz yere sesim geliyor mu !?