1 Kasım 2015 Pazar günü yapılan genel seçimlerinin sonuçlarına kendimce bir analiz yapmaya ve yorumlamaya gayret etmeye çalışıyorum. Türkiye’yi ve Kırşehir’i değerlendiriyorum, sonra bir düşünceye dalıyorum.

1 Kasım 2015 Pazar günü yapılan genel seçimlerinin sonuçlarına kendimce bir analiz yapmaya ve yorumlamaya gayret etmeye çalışıyorum. Türkiye’yi ve Kırşehir’i değerlendiriyorum, sonra bir düşünceye dalıyorum. Vicdanın başka bir türü ve tanımıyla mı karşı karşıyayız, yoksa vicdan ile vicdansızlık yer mi değiştirdi diye de düşünüyorum.
AKP 13 yıl önce “Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasaklara karşıyız” söylemleriyle iktidara geldi. O günden günümüze her yıl bütçenin açığı çığ gibi büyüyerek geldi.
Halk fakirleşti,
Rant zenginleri yaratıldı,
Terör her geçen gün arttı,
İşsizlik çığ gibi büyüdü,
Devletin bakanları şaibeli akçeli işlere bulaştı,
Yatak odalarında dolar dolusu ayakkabı kutuları, para sayma makineleri bulundu,
Silah sıkan, can alan ve kan akıtan terör meselesi TBMM zemininde çözme kavuşturulması gerekirken, İmralı ve kandilde çözüm arandı,
Komşumuz Suriye’ye sataşıp İŞİD başımıza bela edildi,
Gazete ve Televizyon kanallarına baskınlar yapıldı,
7 Haziran seçimlerinden sonra hükümet kaybedildi, terör arttı, şehit cenazelerini, sivil katliamları görmezden gelindi,
13 yıldır tek başlarına iktidarda olmasına rağmen AKP seçmenlerle alay edercesine tek başına iş başına söylemiyle 4 yıl daha iş başına getirildi.
Ne oldu, ne değişti ki 7 Haziranda kaybeden AKP 1 Kasımda yeniden kazandı. AKP’nin yeniden iktidar olmasında MHP lideri Devlet Bahçeli’nin katkısı elbette göz ardı edilemez. Ancak tırmandırılan terör, aniden bozulan ekonomik dengeler ve insanlar üzerinde oluşan sosyal olumsuzluklar siyasete yansıyınca da böyle bir tablo ortaya çıktı. Bundan sonrasını bekleyip yaşayarak göreceğiz.
Kırşehir yerelinde seçim öncesi küçük esnaf düşük iş hacminden dert yanar ve kurulamayan hükümeti sorumlu tutardı. Ancak seçim sonrası tek başına çoğunluk hükümetinin oluşması bu olumsuzluğu tersine çeviremedi. Şimdi halk seçim günü yapılan yanlışlığın farkında, iyi de dört yıl nasıl geçecek, ticaret olmuyor, işsizlik bir türlü önlenemiyor, insanlar üzerindeki baskı her geçen gün artıyor, zengin zenginleşiyor, fakir biraz daha fakirleşiyor.
Dış politikada, eğitimde, asayişte ve sağlıkta çözüm bekleyen bir yığın sorun hadi bakalım kolay gelsin, dedik ya bekleyip göreceğiz…