Para : Devlet tarafından bastırılan ve ülke içinde ödeme aracı olarak kullanılır..

         Halk arasında bazı sözcükler vardır. Bunlar para için kullanılmıştır.

         "Paran ucuz olursa, sen pahalı olursun."

         "Para ile imanın kimde olduğu bilinmez."

         "Parasız pazara, kefensiz mezara gidilmez."

         "Paranın gittiğine bakma, işinin bittiğine bak" gibi.

         Para eski zamanlarda kullanılırdı. Kırk para bir kuruş, yüz para iki buçuk kuruş olarak değerlendirilmiştir.

         Şimdi bilmeyen gençlerimiz olabilir. Biz yaştaki kişiler yüz  para dediğimiz iki buçuk kuruşu gördük. Hatta kırk para denilen bir kuruşu dahi gördük.

         Parayı tutmak ve yönetmek bilgi işidir. Para çok şey alabildiği gibi insanları yoksul duruma bile düşürür. Kazanılan parayı sarf edecek yerleri iyi bilmezsen, para hiç bir şey yapmaz. Sadece adı kalır.

         İtibarın, yiğitliğin, gücün cebindeki para kadardır.

         "Paranın satın alamayacağı bir şeye sahip oluncaya kadar,

         Zengin değilsiniz."

         Hz. Mevlana derki ;

         "Varlık alemi çarelerle doludur. Ama Allah sana sir kapı açmadıkça çaren yoktur."

         Varlık ve para böyle bir şey işte. Her kapıyı açan paradır. Para yoksa, hatır da yok alabileceğiniz bir şeyde yok.

         Düşünün bir kere. Bir lokantaya girip yemek yediniz. Paranız yoksa ne dersiniz ? İş yeri sahibine ne cevap verirsiniz ?

         Hık mık eder durursunuz. Ensenizi kaşırsınız, boyun kesersiniz. Ancak karşınızdaki insan size bir hizmet vermiştir. Bedeli olan parayı ödeyeceksiniz.

         Ya ödemezseniz ?! Paranız yoksa ?

         Sırtınızdaki ceketi bağırtarak alırlar. Hiç bir şey söyleyemeden ensenizi kaşıyarak eve ceketsiz gidersiniz.

         "Verdiğini hiç unutmayan, ama aldığını çabucak unutan insandan daha tehlikelisi yoktur."

         Bir kişiden borç para alın. Zamanında bu parayı ödeyemezseniz başınıza neler gelebileceğini hiç hesap ettiniz mi ? Alacaklı kanırarak, bağırtarak alacağını alır. Kimselere nasıl ödediğinizi anlatamazsınız.

         Kimse bana acıyı anlatmasın. Borçlu olduğunu söylemesin. Onu dibine kadar yaşadık.

         "Dalından şüphe ettiğin ağacın. Gölgesinde soluklanmayacaksın."

         Eğer birisinden borç para aldığın zaman seni rezil rüsva edecekse, asla o kapıya yanaşmayacaksın. “Borç yiğidin kamçısıdır” derler.

Doğru!

Doğru amma, o aldığın paranın karşılığını birde ödemek var. Ya ödeyemezsen ? İşte o zaman seyret tozu dumanı. Kaldıramayacağın sözlerle karşılaşırsın. Vursam öldürürler, vurmasam öldüm. Ye yiyebilirsen o ağır sözleri .

         “Ben borcunu öderim. Yanındayım” diyenlerin tek tek uzaklaştığını görürsünüz.

          "Çaresizlik nedir bilir misiniz?

 Kalbin kanatlanıp gittiği yere,

         Bedenin gidememesidir.."

         Cahil insan boş davula benzer. Bol gürültü çıkarır. Ne olursa olsun cahil insana borçlanmayın. Her şeyi içinize atarsınız da, kendinizi atacak yer bulamazsınız.

         Bunun içindir ki;

         "Çok para ile aldığın her şeyi değerli sanma!

         Pahalı başka, kıymetli başkadır."

         Sözün özü;

         "Bir insana başkasının yanında verilen öğüt,

         Öğüt değil, hakarettir.!"

         Borç aldığın parayı ödemez de istetirsen, insana hakaret gibi gelir.