Çok saygı değer dostlarım, canım arkadaşlarım, yurdumuzun güzel insanları,yaranlarım, ahbaplarım....

Sizler bir saat bile aç kaldınız mı ? Ekmek bulamadığınız gün oldu mu ? Şöyle bir hafızanızı yoklayın.

Aç kalıp acı çektiğiniz günler oldu mu ? Geriye dönüp baktığınız zaman neler çektiğinizi biliyor musunuz ?

Dostlarım !

Huyumdur. Sabah namazından sonra hiç yatmaz günlük bir kaç saatlik yürüyüşümü yaptıktan sonra dinlenmeye çekilirim.Gazetemi, kitabımı okur hazırlanmışsa soframın yanına otururum.

Soframda ekmekler kibar bir şekilde kesilmemişse öfke kontrolüm bozulur, çoğu zaman kahvaltımı yapmadan kalkarım. Neden ekmek dilimlenmeyip, parçalanıyor. Yenilmeyen kısım hemen çöpe atılıyor ?

"Acı çekmek istemiyorsan,

acı çekenleri unutmayacaksın."

Çöp bidonlarının yanında hiç parçalanmamış, yenmemiş ekmekleri görün.Nedir bu aymazlık ? Bu israf niye ? O ekmekler nasıl kazanılıyor ?

Şu anda şehrimizde ekmek fiyatı on iki liradır. Bir evde beş ekmek yense, ayda bin sekiz yüz lira eder. Ekmeğin fiatını bir tarafa bırakalım. Allah korkusu hiç mi yok o ekmekleri parça parça çöplüklere atıyoruz ?

Yoksul ve savaş halindeki ülke insanlarını düşünün. Bir ekmek veya yarım ekmek için nerede ise birbirini yiyecekler. Ekmek kolay mı kazanılıyor sanıyorsunuz ?

Bir vatandaşın ekmekleri çöplüğe veya meydana atması doğru bir hareket midir ? Yaptığımız bu hareket belki de hataların en büyüğüdür.

"Hatalı olduğunu anlamak ve özür dilemek,sadece

beynini kullanabilen insanlara özgüdür."

Her şey yasaklarla halledilmez. İnsanlarda vicdan ve merhamet Allah korkusu olmalıdır.

"Bir insanın en büyük sermayesi, büyük bir

servet değil, mükemmel bir karakterdir."

Ekmekleri parça parça sokağa attık.Atmamıza sebep neydi ? Suçlar insanın yüzünde görünseydi, aynalar satılmazdı.

"Başkalarının acılarını dindirmek için

acı çekmek hakiki cömertliktir."

Güzel insanlar ! Acının tarifi olmaz. Onu bir yaşayan, birde taşıyan bilir. Öğrencilik yıllarımızda çok aç kaldık. Ekmek paramız yoktu. Küflenmiş ekmekleri sobada ısıtıp yediğimiz zamanlar oldu. Hiç bir zaman ekmeği yere atmadık.

Sevgili arkadaşlarım. Ateşe ihanet eden, bir gün üşür. Dikkat ederseniz bu yıl içerisinde beklenen yağmur yağmadı. Biçilen ekinlerde tam verim alınamadı. Eğer ihtiyatımız yoksa ne yaparız ?

Aç kaldığımızda göz yaşlarıyla geçirdiğimiz geceleri düşünelim. Çok sevdiğimiz eş ve çocuklarımızın bir gün ekmeksiz kalacağını bilelim.

İnsan oğlu ayağı yere basınca, elinden tutanı çabuk unutur.Herkes kendi ayıbının hamalıdır. Öncelikle bizler ve aile bireylerimiz ekmeği nasıl tasarruf edeceğimizi , ileride sıkıntı çekebileceğimizi iyi hesaplayalım.

Hatırlar mısınız ? Annelerimiz yufka ekmek yapar onları da üst üste kayardı. Bir tane ekmeğin kırılmasına müsaade etmezdi. Kırılan ekmekleri de soba veya sacda kavurulup, höşmerimle karışık yemek yapardı. Ekmekler ziyan edilir miydi ?

"Allah'ım doğruyu bulduktan sonra azanlardan,

Nimeti bulduktan sonra sapanlardan eyleme..!"

Sözün özü ;

İnsan yaşadığı yerde belli olur. Bu nedenle etrafımızı kirletmeyelim. Ekmekleri çöp kutularına atmayalım.Sokaklarımızı temiz tutalım. Hiç kimse kimsenin kölesi değildir. Temizlik imandandır. Çevremizi temiz tutalım.

Hatasını anlamak ve özür dilemek, sadece erdemli insanlara özgüdür. Farkında olmadan yukarıda saydığımız hataları yapmışsak, bu hatalarımızı düzeltelim. Aç ve yoksul insanları düşünelim. Bir gün tarlalarımızdan istenilen verimi alamayıp düçar kalacağımızı düşünelim. Kıtlık, yoksulluk, tedbirsizlik ve ihtiyat olmayan yerlerde olur.

Silahı parayla alabilirsiniz. Ya ekmek ? İşte bu zor. Kapınıza ekmek diye gelen insanları düşünün. Bu konuda hepimizin hatalı olduğunu bilelim.

Yürüdüğünüz yollar aydınlık,soluduğunuz hava huzurlu, aldığınız koku mis gibi olsun. Yüce Allah hiç birimizi yoksullukla kıtlıkla terbiye etmesin.

"Yoksul kişi cömertlerin aynasıdır. Sakın aynaya karşı

gönül kırıcı sözler söyleyerek onu buğulundırmayın."

Evinizde huzur, sofranızda bereket eksik olmasın. Hoş kalın...Hoşça kalın...