Genel seçimlere şunun şurasında ne kaldı ki!. .

Genel seçimlere şunun şurasında ne kaldı ki!..

Bütün Türkiye Pazar günü yeni milletvekillerini seçmek üzere sandığa gidiyor.
Oy verecekleri partiyi belirlemiş olanların kuşkusuz daha karar değiştirmek için önlerinde yeterli süre var, ama bir yana bırakalım yüzde 10-15 olduğu belirtilen kararsızları konuşursak bu kararsız kesimin arasında solcular önemli bir yer teşkil ediyormuş!
Bugünkü görünen tablonun resmini çeken kamuoyu araştırmacıları ve seçim çalışmalarını bizim gibi gözlemleyenlerden edindiğimiz bilgiler büyük olasılıkla ülke genelinde AKP, CHP, MHP ilk üç sırayı paylaşacak. Ama Kırşehir’de birinci MHP olabilir, ya da AKP! Çünkü MHP’de müthiş bir kalabalık var.
Kamuoyu yoklamalarını yapanlar AKP’nin oylarında hatırı sayılır bir düşüş olduğunu, CHP ve MHP’nin oylarında artış olduğunu vurguluyorlar.
HDP’nin barajı geçeceğine herkesin inancı tam. HDP’nin, barajı aşması ve Meclis’e girmesi bekleniyor.
Biz Kırşehir’e dönelim.
Bu seçim Kırşehir’in, ülkemizin geleceği için çok önemlidir. 7 Haziran seçimleri bir kırılma olacaktır, ülkemiz için de Kırşehir için de… Herkes ülkenin geleceğini düşünsün.
2011 seçimlerinde iki milletvekilini AKP’den seçen Kırşehirliler, daha sonra gelişmeler ve bu iki milletvekilinin Kırşehir’e doğru dürüst hiç hizmetleri olmaması, AKP’ye oy vermiş pek çok Kırşehirli’nin tepkisine neden oldu. Bu seçimde başka partiye oy vereceklerini belirtenler çoğunlukta.
Eğer AKP Kırşehir’de bir milletvekili çıkarsa, bunu da Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin hizmetleri ve eserleri sayesinde olacaktır.
Peki, söyleyin bakalım iki dönem Kırşehir Milletvekilliği yapmış Abdullah Çalışkan’ın Kırşehir’de ne hizmeti var? Var mı eserleri?
Muzaffer Aslan da öyle… O da Çalışkan’ın gölgesi altında kaldı. Kendisini ezdirdi ona!
Hiç gördü mü Kırşehirliler, bir günden bir gün milletvekillerini Kırşehir’in sorunlarını Meclis kürsüsünde dile getirirken… Yazık ettiler kendilerine…
Günlerini doldurup giden Abdullah Çalışkan’dan Kırşehirliler kurtulmuşlardır artık. Derin bir “oh” çektiler. Allah bir daha böyle tablo nasip etmesin!..
Abdullah Çalışkan üçüncü kez aday gösterilmeyince Kırşehir’e küsmüş olmalı ki seçimler sırasında Kırşehir’e doğru dürüst hiç gelmedi, adaylarla hiç çalıştığını gören olmadı. Birkaç tören ve toplantıda gözüktü o kadar. Ne de olsa onun da işi bitti. İki dönem Kırşehir Milletvekili olarak geleceğini garanti altına aldı. Ankara’da diğerleri Samanpazarı’nda ne yapıyorlarsa bu da onların safına girer her halde!
Pazar günü sandığa gidecek olan Kırşehirliler, ince eleyip sık dokuyacaklar, partilere ve adaylara bakarak oylarını kullanacaklar.
HDP’nin “Sol” kimliğinin AKP ile işbirliğine yanaşmayacağını garantisi olduğunu söyleyenler var. “Çözüm Süreci” müzakerelerinin karakteri ve partinin misyonu nedeniyle böyle bir anayasa ortaklığının kaçınılmaz olduğunu söyleyen de şimdiden bilmek mümkün değil, ama her iki olasılığın da güçlü olduğunun hesaba katılması gerektiği ortada.
Selahattin Demirtaş, çok güzel konuşmalar yapıyor. Seçmeni etkiliyor. Kırşehir’e geldi, Cacabey Meydanı’nda kalabalık bir seçmene hitap etti.
Gördük ki yıllardır AKP’ye, CHP’ye oy vermiş “aşiret” tabanları bu seçimde HDP’ye oy vereceklere benziyor. Bu durumu gören AKP’liler Diyarbakır’lı Tarım Bakanı Mehdi Eker’i Kırşehir’e getirdiler, “aşiret”le buluşturdular. HDP’liler de Dengir Mir Fırat’ı getirdiler. Yani HDP’de barajı aşmak için her yolu deniyor. Geçemezse yazık olur diyenler çoğunlukta.
Demirtaş, bütün Türkiye’yi dolaşıyor, sempatik konuşuyor. Kimseyi kırmıyor. “Barajı aşamazsak yazık olur, eğer aşamazsak 7 Haziran akşamı politikayı bırakırım” diyor.
Doğru söylüyor. Bu seçimde HDP’ye oy verecekler, Türkiye’de kendi oylarını sayacaklardır. 70’e yakın milletvekili çıkarmaları düşünülüyor.
Ama daha önce değerlendirilmesi gereken HDP’nin barajı geçmesi durumunda AKP’nin anayasayı değiştirecek bir çoğunluğu elde etmesi durumudur.
Kürt siyasi hareketinin Meclis dışında kalması halinde rejim değişikliğini “garanti” altına almış AKP’nin daha pervasız hareket edeceği bir dönemin başlayacağını söyleyenleri görünce HDP’nin seçime parti olarak girme kararını kuşku ile karşılayanları tedirgin ediyor tabii.
HDP’nin risk aldığı belli, yine de hiç kimse HDP’ye “neden parti olarak seçime giriyorsun?” deme hakkına sahip değil.
Yalnızca süregelen “müzakerelerde” ne de bu baraj meselesini öncelikli bir koşul olarak gündeme gelmediğini merak ediyor insanlar. Böyle bir soruyu “parlamento aritmetiği barajı kaldırmak için yeterli değil” yanıtını verenler, aritmetikten değil, müzakereden söz edildiğini görmezden geliyorlar.
Kısacası çok bilinmeyenli bir denklemle karşı karşıyayız. CHP, “AKP’yi iktidardan uzaklaştırabilmek için son şansınızdır” sözleriyle solun karşısına çıkıyor.
Sol ne yapacak peki?
Sokakta meramını seçmenlere de, her iki partiye de anlatma yolunu seçecek herhalde…
Bu seçimde Kırşehir’de MHP’liler rahat görünüyor. Çünkü daha önce AKP’ye oy verenler yuvaya dönmüş.
AKP’nin iktidar olduğu 13 yıldır en çok ezdiği kesimin MHP’liler olduğunu herkes vurguluyor. Eğer kamuda çalışan MHP’liler ezildiklerini unutup AKP’ye oy vereceklerse kendileri bilir. Ama geçmişte AKP’ye oy vermiş MHP’liler, şimdi MHP’ye oy vereceklerini söylüyorlar. Bu durum AKP’ye zarar verecek gibi gözüküyor.
CHP’liler de, HDP’liler de AKP’den oylarını çekeceklerini her fırsatta ifade ediyorlar. Liderlerin yaptığı mitingler de bunu gösteriyor.
Pazar günü yeniden bir kere daha sandığa gideceğiz. 13 yıldır ülkeyi yöneten, yaşattıkları ile unutulmayacak izler bırakan AKP’nin durumu merak konusu…
Bu seçimde AKP’nin terör örgütü olarak ilân ettiği ve kırmızı kitaba giren cemaatlerin tercihi kimden yana ya da hangi partiye oy verecekler o da ayrı bir merak konusu?
Cemaatler bir zamanlar iktidarın önündeydi. Onların temsilcilerinin valinin protokolde önlerine geçtiklerini görmüştük. Şimdi hiçbirinin esamisi okunmuyor. Artık horlandılar, dışlandılar, kırmızı çizik yediler. Askeri, yargısı, polisi ve daha kimler varsa “yaşadıklarımızı unutmayacağız” diyorlar. Onlar bir zamanlar AKP’ye oy istiyorlardı, oy veriyorlardı. Şimdi kime verecekler, kimden yana tavır koyacaklar bilinmiyor.
Bu seçim onlar için de bir hesaplaşma olacaktır sanırım.
Ama en büyük hesaplaşma da AKP seçmeninde olacak. Kırşehir’e son yıllarda eski Milletvekili Mikâil Arslan’ın getirdiği hizmet ve eserlerden başka hiçbir hizmet gelmediği de ortada. Sadece Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin kendi gayret ve çabalarıyla yaptığı hizmetler var. Bunun dışında söylesin AKP’liler, hangi milletvekilinin Kırşehir’e ne hizmeti olmuş, ne eseri olmuş? Neden gerçekleri görmüyorlar?
AKP Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin sayesinde belki bir milletvekili çıkaracak. Çünkü AKP’yi Kırşehir’de canlı tutan o.
Ahilik Bayramı’nı niye Mayıs ayına aldılar. Hepsi AKP’ye oy toplamak için. Esnaf Odaları’nın sözde “Ahi Pilavı” geleneğini AKP’ye oy olarak dönsün diye yapmıyorlar mı? Çünkü pilavı yiyenler aynı kişiler...
Göstersinler başka hizmetlerini…
Haa inkâr etmeyelim! Hastane’nin yanında yaptıkları hilkat garibesi üst geçit onların mezar taşı madalyası oldu.
Allah rızası için doğruları söyleyip, doğruları yazacağız. Kırşehir’e hizmeti geçmiş, eserler bırakmış olanlara selamlar olsun, olmayanlara da Pazar günü hesap sorulsun.
Söz artık senin Kırşehir!
Yaşadığın, sıkıntıları unutma. Çocuklarının geleceğini düşünüyorsan ona göre oyunu kullan.
Her yıl nüfusun düşüyor, küçülüyorsun, ilçeye döndün.
Artık oyunu satma, oyunu Allah rızası için, ülkemizin geleceği için, Kırşehir’in geleceğini düşünerek ver.
Adayları gördün, tanıdın.
Oy senin namusun.
Hangisi seni temsil eder, hangisi Kırşehir’i iyi temsil eder ona göre düşün, ona göre karar ver.
Oyunu ülkemizin geleceği için, Kırşehir’in geleceği için kullan.