Pek çoğumuz pek çok kez duymuşuzdur büyüklerimizden “Nerde o eski bayramlar” sözünü. .

Pek çoğumuz pek çok kez duymuşuzdur büyüklerimizden “Nerde o eski bayramlar” sözünü...
Küçükken çok da bir anlam veremezdim bu cümleye. “Ne olmuş ki bayramlar şimdi de çok güzel” diye düşündüğümden olsa gerek.
Bazı şeyleri anlamak için olgunlaşmak gerekirmiş. Daha orta yaşıma gelmeden dedelerimizin, ninelerimizin ne demek istediğini anladım. Ne yazık ki…
Bayram deyince sevinç dolan minik kalplerimiz, büyüdükçe kirlendi.
Artık bayram deyince pek çoğunun aklına iş güç, perişanlık geliyor. Büyük kısmına da tatil…
Sahi neydi bayram?
Kiloları tartılan et mi?
Cevizi bol baklava mı?
Hısım akrabaya caka satmak mı?
Tatile çıkmak mı?
İş, güç, perişanlık mı?
Düşünüyorum, üzülüyorum. Büyümeseydik daha mı iyiydi?
Aldığımız bayramlıkları başucumuza koyup uyuduğumuz, sabahın olmasını dört gözle beklediğimiz, erkenden uyandığımız, büyüklerimizin ellerini öptüğümüz, harçlıklar aldığımız, yaptığımız işleri büyük bir şevkle yaptığımız o “Eski bayramları” daha şimdiden özler oldum ne yazık ki…
Korkum o ki on seneye kalmadan mesai bitiminde çoluğu çocuğu toplayıp tatile çıkaran anne babalar yüzünden bayramları bayram sevinci içinde kutlayacak bir nesil de kalmayacak!..
Kırşehir’de bayramın birinci günü caddeler, sokaklar, meydanlar hiç olmadığı kadar sakindi. Memleketine gidenler de olmuştur elbette. Ama etraftan duyduğum kadarıyla büyük çoğunluk köyüne değil, tatil köyüne gitti!
İnsanlar elbette tatile de gitmeli, dinlenmeli, kafa dinlemeli. Eee ülkemizde çalışma şartları da belli. Bayram tatilinden başka tatil kullanamayan insanlar var. Onları da anlıyorum. Fakat en azından bayramın birinci gününü bayram gibi kutlayıp, diğer günleri de kendilerine ayırsalar daha güzel olmaz mı?
Yine dinimizde kırgınlık ve küskünlüklerin üç günü geçmemesi istenir. Bizi yaratan Allah Teâlâ bir araya gelmemizi istiyor. Her türlü küskünlük ve dargınlığın ortadan kaldırılmasını istiyor.
Dargın olana, üç günden önce gidip barışmak, daha iyidir. Güçlük olmaması için, üç gün izin verilmiştir. Daha sonra günah başlar ve gün geçtikçe artar. Günahın artması, barışıncaya kadar devam eder. Hadis-i Şerifte, “Sana darılana git, barış! Zulüm yapanı affet. Kötülük yapana iyilik et!” buyurulmuyor mu?
Dargın olanların, bayramı veya başka bir günü beklemeyip, hemen barışması gerekir.
Allah-ı Teâlâ’yı ve Peygamber efendimizi seven kimse, insanların kusurlarına bakmaz, hoşgörülü olur. İyi insan, yani mümin herkesle iyi geçinir. Başkalarına sıkıntı vermediği gibi, onlardan gelecek eziyetlere de katlanır.
Bir kusurundan dolayı iyi bir kimseye darılmamak gerekir. Dargınlık olsa bile 3 günden fazla sürmemelidir. Bayrama kadar süren bir dargınlık olduysa, daha fazla gecikmeden barışmalıdır. Yine dinimizde “İki kişi, birbirine dargın olarak ölürse, Cehennemi görmeden Cennete giremez. Cennete girseler de birbiriyle karşılaşamazlar” ya da “Din kardeşiyle bir yıl dargın duran, onu öldürmüş gibi günaha girer.” Buyurulmuyor mu?
Evet insanlar birbirleriyle münasebetlerini kesmemeli, birbirine sırt çevirmemeli, kin ve düşmanlık beslememeli.
Peki buna uyan, yerine getiren var mı? Kırgınlık ve küskünlükler artarak devam ediyor. Anne ve babaların dost ve akrabaları ile yaşadıkları kırgınlık ve küskünlüklere çocuklarını da dahil etmesi ne derece doğru bilmem ama küçük meselelerin, günden güne katlanarak artması da bayram coşkusunu ve mutluluğunu ortadan kaldırmıyor mu?
Dini bayramlarımızın anlam ve önemini kavramadan, gereklerini yerine getirmeden, sırf kutlamak için kutlamak doğru mudur acaba?
Çünkü bayram sevinç ve mutluluk günüdür. Kulun kulluğunun tebriğidir bana göre.
Oysa bayramlar birlik ve beraberliklerin pekiştiği, kırgınlık ve küskünlüklerin ortadan kaldırıldığı, sevgi ve hoşgörünün hakim olması gereken günler değil mi?
Nitekim Ramazan ayında bir aylık tutulan orucun ardından kullarına bayram ihsan etmemiş midir yüce Rabbimiz?
Ne diyeyim inşallah bundan sonra biraz daha duyarlı davranırız, manevi değerlerimize sahip çıkarız.
Hiç kapısı çalınmayanlara hoş bir seda olur bayram,
Hiç et alamayanlara bir kap yemek olur bayram,
Eş, dost, akrabaya, hastaya bir selam olur bayram,
Kırgın gönüllere şifa olur bayram,
İnşallah bayramımız olur bayram…