Ankara Hakimi olarak görev yapan Kırşehirli hemşehrimiz Murat Bahadır, tamamen yaşanmış öykülerden oluşan “Aynı Bozkırın Çocukları” adlı kitabını yayınladı.

1974 Kırşehir doğumlu olan Murat Bahadır, 1978 yılında ailesiyle gittiği Almanya’dan 1984 yılında kesin dönüş yaptı. İlk, orta ve lise tahsilini memleketi Kırşehir’de tamamladıktan sonra İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1999 yılında mezun oldu. Stajını 2001 yılında tamamlayarak Ankara Barosu’nda Avukat olarak meslek hayatına başladı. Askerlik görevini 2002 yılında yedek subay olarak tamamladı. Bir süre Ankara’da serbest avukat olarak çalıştıktan sonra 2005-2011 yılları arasında Türk Sağlık Sendikası Genel Merkez Avukatı olarak görev yapı.

“4/B Sözleşmesi Personel Uygulamaları Rehberi” isimli ilk kitabını 2010 yılında yayımlayan hemşehrimiz Murat Bahadır, 2011 yılında avukatlıktan hakimlik mesleğine geçerek Ağrı-Patnos, Bartın-Amasra ve Gaziantep’te hakim olarak görev yaptı.

2020 yılından itibaren Ankara Hakimi olarak görev yapan Murat Bahadır, evli ve bir çocuk babası. Orta derecede İngilizce ve Almanca biliyor.

Hakim Murat Bahadır’ın “Aynı Bozkırın Çocukları” kitabı 188 sayfadan oluşuyor. Analar Candır, Bir Garip Yumurta Ticareti, Teşekkür Ahmet, İki Traş, Bir dayak, Yitik Flamingo Pembesi, Tilki Niyetine, Görevimiz Peştamal: Bir Hamam Macerası, Kırlangıç Fırtınası, Mahmut Çavuş’un Şapkası, Bozkırın Üç Harflileri, Davetsiz Misafirler, Bugün Bana Yarın Sana, Kirli Gidince Kirlendi Bozkır, Sağlık Olsun, İsmail’in Vedası adlı öykülerini bir kitapta toplayan Murat Bahadır, fırsat buldukça yazmaya devam edeceğini açıkladı.

Ankara Karina Yayınevi tarafından basılıp hazırlanan “Aynı Bozkırın Çocukları” kitabının önsözünü de Dünya Kırşehirliler Derneği Başkanı Ünal Kaya yazdı.

Hakim Murat Bahadır kitabının arka kapağında da şunları ifade etti:

“Dünyaya tekrar tekrar baktığımız yerdir hatıralar, hafızalarda biriken... Babamın hafızasından dökülen hatıralar da Anadolu insanının dünyasında tanıdık bir pencere açıyor.

"Babam ve arkadaşlarının, koca bozkırın altını üstüne getirdikleri 'geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer' kıvamındaki bazen bu kadar da olmaz dedirten bir kısmı gerçek bir kısmı ise kurgu masal tadındaki maceraları..." burada bir araya geliyor.

“Bu maceralarda, ta o uzaktaki çocukluk ve ilk gençlik günlerine uzanıyor; bir çerçinin peşine düşüp yumurta ile alışveriş yaptığını anlatıyor, oradan da seyyar köy berberliğine soyunuşuna kahkahalar eşlik ediyor.

“Her hikayenin başkahramanı olduğu gibi başkahramanın da arkasında, hafızalarda yeşeren tüm hatıralarda büyük paya sahip bir anne var. Bozkırın anneleri birbirine benzer; aynı çetin ve zorlu koşullarda emektarlık eder, omuzları üzerinde koca bir yaşamı taşırlar...

"Çocuk denebilecek kadar küçük bir yaşta köye gelin gelen babamın annesi Emine Hanım, her biri bozkırın çile kiliminde nazlı bir motif olan cefakâr ve fedakâr Anadolu kadınlarından sadece biriymiş."

“Her birinden ayrı bir ders çıkarılacak Kırşehir ve genel olarak İç Anadolu yöresine özgü söz kalıpları, deyimler ve atasözleriyle zenginleştirilmiş bu hikâyelerde, arkadaşlığın, kardeşliğin, tecrübenin, yaşamın düşe kalka olduğunun izlerini bulurken; bazen de durup düşündüren, düşünürken güldüren kendine has söylemlere de ulaştırıyor...

"Mucur ve havalisinde, bir yere vaktinden önce gidenler için 'Şuna bak ya Mahmut Çavuş'un şapkası gibi gelip oturmuş' denmeye başlamış."

“Kırşehir Çiğdem” Gazetesi olarak Hakim Hemşehrimiz Murat Bahadır’ı kutluyoruz. (HABER: BEYHAN BALLI)