AHİ EVREN… NASREDDİN HOCA MIDIR? - Gazi Baran

Uzun bir aradan sonra yeni bir yazıyla karşınızdayım.

Bu yazımda Kırşehirli yazar Asım Gönen'in son çıkan kitabı “Ahi Evren Nasiru'd Din Hace Destanı”nı tanıtıp, eleştirmek istiyorum.

Kırşehirli yazar, şair, emekli eğitimci Asım Gönen’in uzun yıllardır üzerinde çalıştığı ve Kırşehir Belediyesi Kültür-Tarih Yayınlarında çıkmasını çok istediği, ancak AK Parti Hükümetinin tasarruf tedbirlerine takıldığı için Belediye’nin bastıramadığı Ahi Evren Nasiru’d Din Hace Destanı Klaros Yayınlarında çıktı.

Asım Gönen bilgisunardan kitabının çıktığını dostlarına şöyle duyurmuştur: “Haydi bakalım dostlar, ben saçımı başımı yola yola, gece yarılarının insanın içinin derinlerini sessizliğin insanı tetiklediği o muazzam iç dünyasını dışarıya döktürdüğü o muazzam insanın destanı AHİ EVREN NASİRU’D DİN HACE DESTANI adlı kitabımın gün ışığına çıkmasının sevinci içindeyim. Bu sevincime ortak olmanız o mükemmel insanı hak ettiği yere çıkarmanıza katkı sunacaktır. Tek isteğim budur…”

Yazarımızın isteğini hemen yerine getirdim. Kitabı bilgisunar üzerinden ([email protected] ya da 0552 522 92 15 numaralı telefondan) istedim. Gelir gelmez de yazarımızın sevincine ortak olmak, Kırşehir’i dünyaya tanıtan Ahi Evren Veli’yi bir de şairimizin diliyle anlamak için hemen elimden bırakmadan okudum. Öyle de sürükleyici bir kitap. Öncelikle Asım Gönen’i kütüphanelerimize böyle bir yapıt kazandırdığı için kutluyor, emeğine, yaratısına teşekkür ediyor kendisine sağlık diliyorum.

Gelelim kitabın içeriğine. Adı üstünde kitap destan olsa da yazımıza başlık yaptığımız “AHİ EVREN… NASREDDİN HOCA MIDIR?” sorusuna açıklık getiren 20 sayfalık bir incelemeyi de içeriyor. Kitabın tümü 114 sayfadır. Mevlana ile Ahi Evren arasındaki sonu Ahi Evren’in katledilmesine varan sürtüşmeden yola çıkan yazar, Mevlana’nın Mesnevi’sinde Nasreddin Hoca fıkralarına yer verip adını anmadan fıkraya Adamın biri… diyerek başlamasını kanıt olarak ileri sürüyor.

Bunun dışında Prof. Dr. Mikail Bayram’ın büyük bir emek vererek bu tarihsel gerçekliği aynı adlı çalışmasında ortaya çıkardığını ileri sürüyor. Usa gelen, peki bu iki tarihsel kişiliğin bir ve aynı insan olması bugüne dek neden engellendi sorusunun yanıtını şöyle veriyor Gönen:

“Sömürü temeli üzerine kurulan yaşam biçimlerinde, o sistemin egemenleri bazı gerçekleri gizleme gereği duyarlar ve bu gerçeklerin toplum bilincine yansımasını istemezler. (…) Yani Nasreddin Hoca ile Ahi Evren kişiliğinin birleşmesi toplumun bilinçlenmesi açıdan tehlikeli olduğu için, ayrı ayrı kişiler olmaları ve birinin mücadelesinin ve eserlerinin bilinmemesi dönemin egemenleri açısından önemlidir.

Örneklersek, Nasreddin Hoca kimliğinden o kadar rahatsız olmamışlar ama Ahi Evren kimliğinden çok rahatsız olmuşlar, ayrı ayrı kişiler olduklarının sanılması için ellerinden geleni yapmışlar, Ahi Evren’in mücadelesini ve felsefesini yok saymışlardır. Ayrıca Nasreddin Hoca’nın idamı toplum bilincinde idam edenlere karşı nefret duyguları yaratacağı için, böyle bir yol izlenmiştir.” (s.5-6)

Kitapta ileri sürülen, Nasreddin Hoca’nın Ahi Evren olduğu tezi, çok ciddi tartışmalar başlatacak gibi. Gönen incelediği kaynakları açık künyesiyle (yazar ile kitabın tam adı, yer, yıl, sayfa) verseydi ilgilisinin bu yayınlara ulaşması çok kolay olur, bu da tartışmayı boyutlandırırdı. Bununla birlikte Asım Gönen'in dürüst, sağlam kişiliğini bildiğimden Mikail Bayram'ın çalışmalarını bilgisunardan taradım. Gördüm ki böyle çalışmaları var. İşte aşağıdaki alıntı Prof. Dr. Mikail Bayram’ın (Sosyal ve Siyasi Boyutlarıyla Ahi Evren-Mevlana Mücadelesi, genişletilmiş ve ilaveli 3. baskı, NKM Yay., Konya, 2012) kitabının Önsöz’ünden alınmıştır. https://pdfcookie.com/documents/mikail-bayram-ahi-evren-mevlana-mcadelesi-mly0kkz7d520, erişim: 15.02.2022)

“(…) Bu çalışmada Ahi Teşkilâtı’nın baş mimarı olan büyük halk filozofu ve fikir adamı Ahi Evren diye bilinen Hace Nasiru’d-din Mahmud hakkındaki yeni bulgu ve bilgiler sunulduktan sonra, bu yeni bulgu ve bilgiler ışığında latifeleriyle tanınan Nasreddin Hoca ile lâkabı Nasiru'd-din olan Ahi Evren'in aynı kişi oldukları gösterilecektir. (…) İşte Mevlana ve yakınlarının bunca kötü sıfatlarla ve hakaretlerle andıkları bu zatın, Türk Kültür ve Medeniyetinde çok üstün bir yeri bulunan Ahi Teşkilâtı’nın kurucusu Ahi Evren Hace Nasiru'd-din Mahmud ve Türk Mizah Edebiyatı’nın piri, ‘Latifeler’in sahibi Nasiru’d-din Hoca olduğunu tesbit etmiş bulunuyorum. Bundan önce ‘Tarihin Işığında Nasreddin Hoca ve Ahi Evren’ (İstanbul 2001) adlı bir eser yayımlayarak Ahi Evren ile Nasred-din Hoca'nın aynı kişiler olduklarını ve zaman içinde iki ayrı çevrede iki ayrı isim ile şöhret bulduğunu gösterdim. (…)”

Kitaptan uzun alıntılar yapmam doğru olmaz. En iyisi ilgilenenlerin kitabı alıp okumaları, ardından da görüşlerini paylaşmalarıdır derim. Yeniden Asım Gönen’i kutluyor, yazımı destandan küçük bir alıntıyla bitiriyorum.

“(…) bu şehir konya şehridir/ mevlana kadar ölüdür ruhu/ dili yunus kadar diridir/ heybesinde onlarca kitap/ heybesinde gülmenin ve düşünmenin kelamı/ aşıp yolları gelen/ ahi evren-i veli dir/ alaaddin makamında vezir/ halkın nazarında/ dertlere deva pirdir/ iki beden taşır ruhunda/ biri ahi evren/ öbürü hace nasuriddin/ önderlerin önderi yani/ biri ölünce öbürü dirilir/ bundan dolayı/ yaşam onun için bir döngü/ bir devri daimdir (…)” (s.58)

(Gazi Baran, [email protected], 15 Şubat 2022)