ÖZGÜR copy

Sevgili oğul,

Öğrencimdin,
Meslektaşımdın,
Arkadaşımdın,
Yazıhanelerimiz yan yana kalplerimiz birdi. 39 yaşındaydın! Mesleğinin baharında sayılırdın! 10. yılındaydın. Biricik kızın D.Asya ve sevgili eşin Pelin’le mutlu bir hayatın vardı. Yaşayacak yıllar seni bekliyordu.Evin,iş yerin, sokağın, çok sevdiğin Selgâh bahçeleri sensiz kaldı. Deryalar kadar hüzne gömdün bizi! Ölümün çok zamansızdı! Tek tesellim aziz vatanımız, milletimiz için, hayatını kaybeden, Güneydoğu şehitleri! Seni de onlardan sayıp teselli buluyorum.
Mutlu bir iş için gitmiştik İstanbul’a orada rahatsızlandın. Çok sevdiğin 19 Mayıs günüydü. Bolu dağlarındaki yemek ve manzara harikaydı. 21 Mayıs’ta rahatsızlandın! Tedavin sürdü tam 39 gün Şişli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde…
Refakatinde sevgili kardeşin Av. Orhun Özdener Vahaboğlu, biricik kızın, dünyalar güzeli D. Asya Vahaboğlu, annen ve sevgili eşin vardı. Bir de sana iki yıldır ihtimam ve ilgisini esirgemeyen, fedakâr ve Can Müstakbel gelinimiz Nalan! Adem, Ayla Ablan, Erman, Barış, Dr. Akın Marşap, Barış Meletlioğlu, Arzu Yaman, Ömer Kayacı, Gökay Karaca, Kerem Dündar, Emin Sağır, Aydın Şükür, Dr .Ali Coşkun, Sıddık Karakum, Çaycı Fatma…
Adın gibi Özgür’dün cenaze törenine her kesimden, her siyasetten insanlar katıldı. Hoşgörünün sınırı yoktu! Kırşehir Barosu seferber oldu. Bütün meslektaşların oradaydı.
Kadıköy Gençlik Kolları Başkanlığı yaptığında Yeditepe Üniversitesi’nin gencecik öğrencisiydin. Samsun’dan Ankara’ya 19 Mayıs yürüyüşü düzenlemiştin. Şanlı Bayrağımızı, Şanlı Atatürk’ümüzü elden ele iletmiştin!
Ataktın, zekiydin, cevvaldin.
Mesleğinde hiçbir işini ihmal etmedin.
Ne yazık!
‘’Teselliden nasibim yok, hazan ağlar baharımda’’! Bitmez bu gözyaşlarım bitmez. Hatıralarımız o kadar çok ki!..
01.01.1977’de geldin dünyaya. Kırşehir Devlet Hastanesi’nde verdiler kucağıma ağlıyordun! Pırıl pırıldı gözlerin.
Büyük sevgilerin acısı da büyük oluyor Özgür’üm,
Yiğit-güzel evladım,
Son seçimde çok sevdiğin Kırşehir’in Belediye Başkanlığına aday oldun!
Seçim posterin muhteşemdi.
‘’Kökümüzde Mustafa Kemal
‘’Cesaretimizde Kırşehir halkı vardır!’’
Şimdi bu seçim afişi, Selgâh’taki çalışma odanı süslüyor!
Yeditepe Üniversitesi mezuniyet törenindeki fotoğrafına bakıyorum. Arkadaşların iri kıyım! Sen oradan bakıyorsun parıldayan gözlerle. Sanki Müdafaa-yi Hukukçular Kırşehir’de bakıyor aradan senin gibi Mazhar Müfit! Onun adından dolayı senin adına Ceyhun Özgür demiştik!
Askerliğini yaptın on sekiz ay Islahiye 5. Mekanize Tümen’in de operasyonlara da katıldın! Vatan millet sevgin yüceydi. Kırşehir Üsteğmen Komutanın Sungur şehit düşünce adeta sen de onunla beraber şehit olmuş kadar yanıp yakılmıştın!
Arkadaşların Kaan Ekici, Hakan Seçilmiş, Fahri Beydoğan, Sadık Bayram… Hep senin gibi genç yaşta öldüler.
‘’Veheboğlu Osman Ağa’nın, emekli öğretmen Gazi Okulu Müdürü Mehmet Boyacıoğlu’nun torunuydun’’ bunu söylemekten onur duyardım.
‘’Islığını Derin Çal Yüzyılları Getirsin’’ şiirimi çok beğenir. “Baba sen bu şiiri nasıl yazdın?”derdin her okuduğunda!
Yeditepe Üniversitesi’nde okurken ‘’solduyu’’ adında bir dergi çıkardın. Yedi sayı sürdü: Bilimsel bir dergiydi.
Ey Aşıkpaşa Kabristanı’nda yatanlar, ne bu sessizlik, ne bu yılgınlık kalkın oynayın, gülün! C eygun Özgür geldi aranıza!
Kardeşin İstanbul Barosu avukatı, 39 yıllık arkadaşın, meslektaşın Orhun Özdener Vahaboğlu, mezarının başında:
‘’Kalk güzel insan, kalk!’’ diyor.
Acılar… sonsuz acılar,büyük!
Acılar derin! Kalk gidelim Ceygun Özgür’üm kalk gidelim.Sevimli insan, üretken insan!...
Güzel insan! Büyük yardımcı elemanım Orhan da acılar içinde!
Herkesin sevdiği insan!
Sensiz dünya, bize hiç yakışmadı!
Senin şahsında meğer bir insan
Cevherini kaybetmişiz!
Nur içinde yat!
Aşıkpaşa aydınlığında!
Ahi çiçekleri kaplamış her yanı; yanın, yören onlarla dolu!
Özgür’üm sana teslim Aşık Paşa’m!
TEMMUZ 2016