“Kırşehir’in sorunlarını biliyorum, bu sorunları çözmek için hemşehrilerimden gelen yoğun talep ve ısrarlarla aday oluyorum!”
Bu sözler kulağımıza hiç yabancı gelmiyor değil mi?
Kendinde cevher gören, bir yerlere gelmek isteyenler her seçimde bu sözlerle ortaya çıkan nice milletvekili, ya da belediye başkan aday adaylarını gördük Kırşehir’de...
Hatta Kırşehir dışında yaşayan, İstanbul ve Ankara’da yaşamasına rağmen, her seçimde elinde çantayla baba ocaklarına gelip, aday adayı olan nicelerini gördük biz…
Kabarık siyah çantalarda projelerinin olduğunu, çözüm yollarının bulunduğunu sanırsınız. Eee biraz da cebi kabarıksa, yanında bulunan 3-5 avaneyle birlikte yola çıkar, Kırşehir’e, seçmenlere övgüler dizmeye başladıklarını görünce “Vay anasına ne bilgili, ne kültürlü, ne varlıklı insanmış. Adamın paraya ihtiyacı yok. Memleket sevdalısı!” olduğuna siz de inanıverirsiniz.
Kırşehir’in sorunlarından bihaber olanlar, Kırşehir’in caddesini, sokağını, mahallesini bilmeyenler şıp diye bir bakmışsınız aday adayı oluvermişler!
Geçmiş te bunun nice yaşanmışları var.
Hatta yakın tarihimizde AK Parti’de bile olmadı mı?
Ankara’da doğup, büyüyen, ama Kırşehir’den aday olmayı isteyen birisi, milletvekili adaylığına başvuruda bulunmak üzere Kırşehir’e gelir. Ama parti binasının yolunu bulamaz.
Kırşehir’den tanıdığı bir arkadaşını arar ve “ya ben Milletvekili vekili adayı olacağım. Parti merkezi nerede?” diye sorar. O da tarif eder, “Yenice Mahallesi girişinde!”
O siyasetçi adayı, karşısındaki arkadaşına yeniden sorar, “Ya Yenice Mahallesi neredeydi???”
O da kendince tarif eder ve bakar ki mahalleyi bulamayacak, “Sen Valilik binası önüne gel, ben seni oraya götüreyim!” der.
O siyasetçi yeniden sorar, “Ya kusura bakma Valilik Binası nerede???”
Bakmış olacak gibi değil, Kırşehirli hemşehrimiz, “Sen nerdesin?” diye sorar ve Kırşehir girişinde benzinlik bölgesinde olduğunu öğrenince, “Tamam sen orda bekle, ben seni alır oraya götürürüm” der ve gider onu oradan alır, Yenice Mahallesi girişindeki bugünkü AK Parti İl Merkezi’ne götürür ve milletvekili aday adaylığı başvurusunu yaptırır.
Sonra Kırşehir’i tanımayan, Kırşehir’in caddesini, sokağını, mahallesini bilmeyen bu siyasetçi milletvekili adayı olur ve partisinin ismiyle milletvekili seçilir. Hatta iki dönem!
İşte sahipsiz Kırşehir ve Kırşehirliler böyle!
Çünkü adayların belirlenmesinde söz hakkı yok, tercihi yok!
Böyle siyasetçiler de biliyor ki Kırşehirlilerin adaylarını kendi belirleme şansları yok!
Partinin tepesinde bulunan 3-5 kişiyi kafa-kol aldın mıydı, seçimlere bir yıla kala onlarla birlikte birkaç tören ve toplantıda bulundun muydu, şıp diye listelerde kendinizi aday olarak görebilirsiniz.
Kırşehirlilerin adayları kendi belirleme imkânları olmadığı için, parti kimi aday gösterirse mecbursun oy vermeye, bir bakmışsınız ki bu adamlar ya milletvekili olmuş, ya da belediye başkanı seçilmiş!
Ondan sonra gel keyfim gel!
Kırşehir’e hizmet mi?
O da ne!
Banane Kırşehir’den, Kırşehirlilerden!
Kırşehir kaybetmiş, Kırşehirliler kaybetmiş, Kırşehir küçülmüş, işsizlik artmış, yatırım yapılmıyormuş, o siyasetçinin umurunda mı?
Nasıl olsa bu sorunlar kendinden önce de devam etmiyor muydu?
Böyle gelmiş, böyle gidecek elbette!
Kendini kurtardın mı, bulunduğun makamı ile, yakınlarına ve çevrene katkı sunmuşsan, gerisi önemli mi?
İşte bugün yine bir seçim dönemine giriyoruz.
31 Mart’ta mahalli idareler seçimleri var. Belediye Başkan adayları, İl Genel ve Belediye Meclisi Üyeleri belirlenecek ve biz de bunlar arasında bizi 5 yıl süreyle yönetecekleri seçeceğiz.
Tabi benim gibi bütün Kırşehirlilerin de adaylarda aradığı bazı şartlar var. Bu şartları yerine getireceğine inandığı kimsenin partisine, pırtısına bakmadan oyunu gönül rahatlığı ile kullanacağını düşünüyorum.
Birincisi eli çantalı aday istemiyoruz. Yukarıda da belirttiğim gibi Kırşehir’i bilmeyen, caddesini, sokağını, mahallesini, insanlarını tanımayan, sorunlarından bihaber olanları aday adayı dahi olarak görmek istemiyoruz.
İkincisi bilgili, birikimli, donanımlı, çalışkan ve dürüst, yaptığı işlerle kendini kanıtlayanların aday olmasını istiyoruz.
Partizanlık yapmayan, siyasi görüş ve düşüncesi ne olursa olsun, Kırşehir’i seven, Kırşehirlileri sayan, herkesi kucaklayanların aday olmasını istiyoruz.
Kırşehir’de doğmuş, Kırşehir’de büyümüş, Kırşehir’de okumuş, Kırşehir ve Kırşehirliye hizmet etmiş, kariyeri ve saygınlığı olan…
Adaylığından önce ve mütevazılığı elden bırakmayan, insanları aşağılamayan, hor görmeyen, saygı duyan, hoşgörüyle, sevgiyle, güler yüzle, tatlı dille yaklaşan…
Kırşehir’in çıkarlarını kendi çıkarlarından üstün tutan tutarak kendisine değil, Kırşehir’e hizmet eden…
Seçildikten sonra kendisini Kaf Dağında görmeyen, adayken dil döktüğü, oy istediği, hemşerisini azarlamayan, odasına geldiğinde güler yüzle karşılayıp, derdine yardımcı olan, bir bardak çay ikram eden…
Siyasi ve zengin-fakir ayrımı yapmadan vatandaşa gönülden, dürüst, samimi eşit davranan, yalan söylemeyen…
“Bugün git, yarın gel” demeyen, kapısı kapalı, sekreterleri, danışmanları geçilmez kale olmayan, ulaşılması kolay olan, verdiği sözü yerine getiren, söylediğini yapan, yaptığını söyleyen, temsil yeteneği bulunan…
Makamını kullanarak, hava atmayan, devletin memurunu, müdürünü tehdit etmeyen, ne oldum delisi sonradan görme olmayan…
Kırşehir’de göçü durduracak sanayi tesislerinin kurulmasını, Ankara Kayseri hattı üzerinde hızlı trenin gelmesini, eğitim, kültür ve termal alandaki yatırımların ileri götürülerek gelişmesini sağlayan, göç alan nüfusu ve milletvekili sayısı artan Kırşehir için çalışan…
Ben böyle insanların belediye başkan adayı olmalarını bekliyor ve istiyorum.
Elbette her seçimlerde adını unutturmamak veya ileride beklentilerine karşılık görmek için aday adayı olanlar da ortaya çıkacak tabi!
Bu düşüncelerle ortaya çıkanlar toplum gözünde kendilerini bitiriyorlar, inanın bıktırdılar, Anadolu tabiriyle “kabak tadı” verdiler, tadını kaçırdılar.
Bu tipleri görünce ister istemez “sizlerden başka kimse yok mu?” diyor insan...
Biz yıpranmamış, deyim yerinde ise kaşarlanmamış pırıl pırıl insanları siyaset sahnesinde görmek istiyoruz.
Kırşehir Belediye Başkanı seçilip, Valisiyle, milletvekilleriyle el ele vererek Kırşehir’in sorunlarını çözüme kavuşturmak için çalışan; her şeyden önce Allah’tan korkan, elini vicdanına koyan dürüst, “Kırşehir memleketimdir, vatanımdır, Kırşehir’de yaşayanlar her şeyimdir, hemşerimdir” diyerek Kırşehir ve Kırşehirli için çalışan belediye başkanı istiyorum.
Bakalım önümüzdeki günlerde Kırşehir’den belediye başkanı seçilmek isteyenler bu konuda vaadlerini ortaya koyacaklar ve biz de bunlar arasında tercihimizi yaparak oyumuzu kullanacağız.
Allah nasip ederse Kırşehirliler 31 Mart 2019’da kendi geleceğine oy kullanarak yeniden bir döneme imza atacak.
Kırşehirliler “Bizlerin sorunlarını çözün, doğruları söyleyip; yalana, riyaya, hırsızlığa, arsızlığa bulaşmadan kanunlara riayet ederek demokrasinin kurallarına uyarak ülkemizi ve bizleri muasır medeniyet seviyesine ulaştırın” diyerek inandığı kendisi gibi düşündüğü adaylara oy verecek.
Kırşehir’de artık belediye başkanı adayı olmak isteyenler tek tek ortaya çıkmaya, partilerine başvuruda bulunmaya başladılar.
Bugün Kırşehir’de kime sorsanız, aynı cevabı verecektir, insanlar seçim değil, geçim derdine düşmüş durumdalar. Çünkü yaşanan ekonomik sıkıntı herkesi büyük ölçüde etkilemiş, hatta tavan yapmış durumda.
Okumuş çocuğu işsiz, yaptığı iş geçimini sağladığı işyerinde sorunlarla boğuşuyor. Hayatın bütün ağır yükü omuzlarına binmiş seçim onun için en son düşündüğü olay olmuş.
Oturunca mangalda kül bırakmayan çok siyasetçi gördük, geçirdik. Bol keseden vaatlerde bulunup, hiçbirisini gerçekleştiremeyince kaybolanları unutmadık. Bugün Kırşehir’e gelemeyen, hemşehrilerinin içine çıkamayanları görüyoruz.
Bunun için belediye başkanlığına aday olacaklardan âcizane önerim yapamayacakları vaatlerde bulunmasınlar. Doğruları ve gerçekleri anlatsınlar, bizleri kandırmasınlar. Çünkü biz Kırşehir olarak hep yalancı siyasetçilerden bıktık, usandık. İnsanlara tepeden bakan değil, insanlarla helalleşen, onların dertleriyle dertleşen, onların sorunlarıyla alakalı çözümler arayan ve onların sorunlarını çözen çalışmalar yapmasını isteriz.
Kırşehir’i daha ileriye götürecek, Kırşehir’in sorunlarını görebilecek ve vatandaşın hizmet almasını sağlayacak insanların seçilmesi bizlerin en doğal hakkı değil mi?
Seçilecek belediye başkanlarının partisi ne olursa olsun tüm amaçları Kırşehir’e hizmet olsun. Seçileceklerin Kırşehir’e yakışır olmaları ve bizleri her ortamda en iyi şekilde temsil etmelerini istiyoruz.
Kırşehir’i, yani bizleri en iyi şekilde temsil etmelerini, bizi daha ileriye götürmelerini, halktan kopuk değil, halkla iç içe olmalarını istiyor ve öneriyoruz.
Evet, artık seçim atmosferine girdik. Her ne kadar Kırşehir halkının seçimlere hiç ilgisi olmasa da önce insanlar gönül verdikleri partilere aday adayı olacaklar, siyasi partiler de bunlar arasında birini aday olarak açıklayacak, ardından adaylar sahaya inecek ve bizlere verecekleri vaadlerle ya seçilecek, ya da kaybedecekler.
Belki birisi kazanacak, diğerleri kaybedecek. Ama biz o kazananla birlikte Kırşehir olarak kazanmak istiyoruz…
Partisi, pırtısı ne olursa olsun, adam gibi adam bir belediye Başkanı istiyoruz o kadar…

***
Biraz da gülelim

Ne doktormuş be!

Yıllar önce bir Karadeniz kasabasında görev yapan bir doktor, kansızlık nedeniyle başvuran bir hastasını muayene ediyor.
Konjoktiva dedikleri alt göz kapağının içine bakarken, bir yandan da: "Amca sen de basur mu var?" diye sorar…
Kansızlığın baş sebeplerinden biridir ve Karadeniz'de bu duruma sık sık rastlanır.
Amca dışarı çıkarken yanındaki arkadaşına şunu söyler:
"Ne doktormuş be, helal olsun..! Gözümden baktı, kıçımdakini gördü!"

****

Unutulmaz bir söz

“Bir ulusun hayatında bu kadar az sürede bu denli kökten değişiklik pek seyrek gerçekleşir. Bu olağanüstü işleri yapan Mustafa Kemal, hiç kuşkusuz kelimenin tam anlamıyla büyük adam niteliğine hak kazanmıştır. Ve bundan dolayı Türkiye övünebilir.” Elefterios Venizelos, Yunanistan Başbakanı, 1933