(İyi ki tanıdım seni “BERAT” seni)

Şimdi merak ediyorsunuzdur neden teşekkür ettiğimi; Kırşehir Belediyesi bence takındığı misyonla halkının okuma alışkanlığını geliştirerek, insanlarının illerinde bulunmayan değerli yazarların kitaplarına kolay ve fuardan dolayı indirimli bir şekilde ulaşmasına vesile olacak güzel bir atılım yapmıştır. Bu yüzden bana göre teşekkürü hak ediyor.

İnsanların akın akın fuara gelerek özel davetle gelen değerli yazarlar ile sohbet etme ve onların kendilerine ait olan kitaplarını imzalı bir şekilde okuma fırsatı yakaladılar bu vesileyle. Ya yerel yazarlara duyulan ilgi beni daha çok mutlu etti. Bizleri ziyaret ederken gözlerde ve sözlerde mutluluk gördüm, kendilerine teşekkür ederim.

Okumaya karşı olan duyarlılığı ve ne istediğini biliyor olduğunu gördüm bu vesileyle Kırşehir’imizim güzel insanın. O kadar bilinçli bir nesil yetişiyor ki sevgili şirin ilimde. Bu bile Kırşehir Belediyesi’ne ve değerli Başkanı Selahattin Ekicioğlu’na teşekkür etmem için yeterli bir sebep. Bana göre kaliteli bir kadrolarının olması ve sistemli çalışmalarının bunda çok büyük bir etkisi var. Bu yüzden Kültür Sanat Müdürü Sayın Cumhur Uzun olmak üzere tüm alt kadroya teşekkür ederim.

Özellikle bu yıl yazarlar ve kitapların yağmur, soğuk ve rüzgârdan etkilenmesinler diye kapalı stantlar kurdurmuşlar organizatörlük firmasına bunun içinde hem alkış hem de teşekkür edilir bence. Bu konuda eleştirilecekse yerel yazarlarımızın bulunduğu standın biraz dar olması. Ama bizden ücret talep etmediklerini de inkâr etmemek gerek. Her yazar istediği gibi kitabının tanıtımını yaptı bana göre. Ayrıca Belediyenin okullara ücretsiz olarak dağıtmak istediği kitapların içine yerel yazarlarımızın kitaplarından da dahil etmesi ayrıca gurur verici bir durum.

Bu sayede Kırşehir’imizin kaliteli okuru ve dürüst çocuklarından başlayarak aileler ve kadınları ile tanışma imkânını yakaladım. İnanın metropol şehirlerimizde dahi bu denli kibar, saygılı ve dürüst insanlarını tanımaya fırsatım olmadı. Yazarlar ile nasıl ile nasıl iletişim kurulacağını bilen saygı çerçevesinde okur-yazar ilişkinin bilinciyle yaklaşmaları ayrı bir gurur vesilesi oldu benim için.

Özellikle aralarında biri vardı ki ömrüm yettiği sürece unutmayacağım gibi, dürüst insan tanımını benden yapmalarını istediklerinde, onu örnek göstereceğim. Sevgili Berat’tan söz ediyorum tabiki. Sevgili Berat ile Belediyemizin bize tanıdığı bu imkân sayesinde tanışma fırsatını yakaladım. Ne mi yapmış Berat? Berat sadece kitap okumuyor. Ailesinin verdiği terbiye sayesinde dürüstlüğü harama el uzatmamayı ve yalanın ne kadar kötü olduğunu öğrenmiş. Benden kitabımı imzalatan değerli kardeşim Berat, daha 11 veya 12 yaş civarında kumral yakışıklı gençliğe doğru yavaş yavaş adım atmakta. Kitabımı imzalattıktan sonra birlikte resim çektirdikten sonra, kitabı bir an önce okumak için hızla eve gittiğinde kitabın ücretini ödemediğini fark eden Berat uzunca yol yürüdükten sonra bir de baktım geri gelmişti, açıkçası kitabı beğenmedi de iade etmeye geldi diye düşünürken, sevgili Berat, “Hocam ben kitabın ücretini ödemeyi unutmuşum” diyerek ödemeyi yapacağını söylediğinde inanılmayacak derecede duygulanmıştım. Ter içinde kalan Berat’ın alnındaki teri sildim ve alnına küçük bir buse koyduktan sonra kendisine teşekkür ettim ve kendisine “Kırşehir Çiğdem” Gazetesindeki bu haftaki yazımda kendisine yer vereceğime söz verdim. Değerli “Kırşehir Çiğdem”in Sahibi olan Salih Güner Bey de beni kırmaz ve bu yazımı yayınlarlar diye düşünüyorum.

Bu bende aslında şu düşünceyi uyandırdı. İnsanların yalan söylemesi veya menfaat güderek bir yerlerden nemalanması sadece o insanın karakterini ortaya koyar. Eğer tıpkı Berat’ın anne ve babası gibi bizler de çocuklarımıza dürüst olmayı öğretirsek, toplumun içerisinde bulunan kötüler asimile olacak ve evlerinin dış kapısından başlarını dahi çıkarmaya cesaret etmeyeceklerdir. Toplum bu tip insanlara prim verirde şakşakçılığını yaparsa bilin ki zararı yine toplum kendisi görecek. Bugün gece sokaklarda bizlerin canını malını korumak için sokak-sokak dolaşarak kar yağmur demeden kele koltukta kötülükler ve kötü insanları yakalamakla meşgul polis ve gece bekçilerinin sokaklarda asayiş için dolaşmasına hiç gerek kalmayacak.

Önce insan kendi vicdanın polisi olmayı becerecek olursa. Başkasının malına, canına ve ırzına göz koymamayı önce Allah huzurunda, sonra kolluk kuvvetleri ve insanlıktan utanarak uzak durmayı becerecek kötülük yapmayı aklının ucundan geçiren art niyetliler. Yoksa bu tiplere bir ömür boyu ceza vermeye kalkın hücresinde dahi kötülük yapmaktan menedemezsiniz. Hücresinde dahi bir yolunu arar kötülüğü yapmak için.

Kitap Fuarı’nın sayesinde şirin ilimizde kadın erkek çocuk ve gençlerinin eğitimli olduklarını, eğitimin önemini bildiklerini ve bu doğrultuda hayatlarına yön vermeleri gerektiğini bilen bir nesil arkamızdan geliyor ben bunu onların okumaya karşı tutkuyla sarılmalarından anladım. Yeter ki biz büyükler onların ufuklarını daraltmayalım. Fırsat verildiğinde bizim gençlerdeki cevher kendiliğinden ortaya çıkacak. Bu onları kötülüğe değil sevgiye yönlendirecek inanın. Ve bu yüzden kötülükten uzak dürüst yaşadıklarını gördüm. Umarım başka bir fuarda buluşmak tekrar kısmet olur. Çünkü ben onları çok sevdim. Umarım onlarda benim için aynı hisleri besliyorlardır.

Bu vesileyle kitap fuarının oluşturulmasında emeği geçen tüm Kırşehir Belediyesi yetkililerine teşekkür ederim.