Yanlıştan dönmek bazı konularda fayda sağlayabilir, fakat devlet meselesi ve beka konusu olduğunda her geçen zaman sorunu daha da çözümler.

2013 yazıydı.Mersin’den dönerken Toroslar’da Şekerpınar dinlenme yerinde bir TIR şoförü ile konuştum. O tarihte gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”e detaylı bir şekilde yazmıştım.

Konuştukları aynen şöyle:

“Türkiye’ye sığınma başvurusu yapanların pek çoğu Suriye’de işsiz ve gezgin yaşam sürdüren aileler. Türkiye’de bedava yaşanacağını yayan ve teşvik eden kimseler büyük göçlere sebep olanlardır. İltica edenlerin büyük çoğunluğu işsiz ve fakir kitleler ve bunu teşvik edenlerin büyük çoğunluğu terör örgütü üyeleriyle beraber Rusya ile Amerika’nın ajanları. Bu bir nevi alan boşaltmakla beraber Suriye’nin etnik ve dini propaganda ile Alevi-Sunni ayrımcılığı politikası ile kendi sorunu olmayan bir Sünni sorun yaratarak halka baskısını artırarak kendisine göre temizlik harekâtı ile Türkiye’nin bugünkü durumuna sebep oldu. Bu nüfus değişikliğinin işine yarayacağı düşüncesiyle Avrupa ülkeleri destek verdi. Eşbaşkanlık kandırmacasıyla bizleri de gaza getirdiler. Gelinen son durum meydanda. Adeta Türkiye’nin içinde bulunduğu hayat pahalılığı ve enflasyon kıskacında boğuşmanın yanında birde iç politika hesaplarıyla gerek hükümet kanadı ve gerekse muhalefet partilerinin bir birilerine galiz küfürler ve ağza alınmayacak hakaret dolu sözlerle kendilerine taraftar toplama gayretleri, halk tarafından ilgiyle temasa ediliyor. Adeta ülkeyi bir aşiret edasıyla ferdi davranışlar hiç de yakışık almıyor.”

Tarım ürünlerinde fiyat artışlarının önü kesilmezken kısa vadede çözülecek beklentisi hayalden öte değildir. Üretimde girdilerin ve nakliye fiyatlarının akaryakıta bağlılığı ve hal toptancılarının fazla kâr ihtiraslarının faturası halka yüklenirken, çiftçinin tarım üretiminde uzaklaşması gıda sorununun tek sebebi olarak görülse de, çiftçinin desteklenmeyişi gelecek zamanlarda daha da sıkıntılı günler yaşanacağı görülüyor.

Yap-işlet-devret modelleriyle üretim merkezlerinin kontrolsüzce fiyat belirlemesi, hayat pahalılığının önünde duran bir gerçekken hükümet tarafında her hangi bir çözüm üretememesi, dar gelirlilerin ve emeklilerin yaşam zorluluğunu gün geçtikçe zorlaştırıyor.

Şeker üretiminde pancar üreticilerinin önüne konan kota hayvan yetiştiriciliğini de etkiliyor.

Hükümetin yanlış politikaları ile elden çıkarılan şeker fabrikalarının ne kadar önemli olduğunu gördük. Bundan 3-5 ay önce kilosu 6-7 lira olan bir paket kesme şekerin kilo neredeyse 30 liraya çıktı. Hükümet şeker ithalatına izin verdi!

Küçük aile üreticiliğinin önü kesilirken büyük mandıraların piyasayı daha rahat kontrolü altına alınmasının önü kesilmezken yıl sonuna kadar et fiyatlarının iki katına çıkacağını söyleyen ekonomistler, etin artık lüks tüketim gıdaları arasına gireceğinde birleşiyorlar.

Tarım ve hayvanlık şehri Kırşehir’de üreticiler üretim maliyetlerinin artışlarından dolayı büyük sıkıntı içindeler. Bugün aldıkları yemi bir hafta sonra aynı fiyattan alamıyor. Sattığını yerine koyamıyor. Dolayısıyla bu durum gelecek adına endişe vericidir.

Ağır sanayinin tarımla beraber büyümemesi ithalata bağımlılık daha da artacağı için, ihtiyaç duyulan dövizin artışı devam edecek ve biz enflasyonla mücadeleye devam edeceğiz!