"Çiğdem" adıyla da güzel çağrışımlar yapan yerel gazetemiz."Merkez Medya"nın,internet medyasının devasalığı yanında Anadolu'da güzel bir renk,küçük bir çiçek.
Ancak çok değerli, çünkü,medyanın neredeyse "tek ses" olduğu günümüz basın yayın dünyasında Çiğdem gibi küçük ışıltılara,farklı renklere,başka seslere çok ihtiyacımız var özgür bir kamuoyu oluşturmak açısından.
Bununla birlikte "Ülkemizde, ilimizde güzel şeyler de oluyor." iyimserliğine,umuduna çok ihtiyacımız var.
Keşke,her sabaha güzel gelişmelerle uyanabilsek,;evimize,işyerimize gelen gazetemizi elimize aldığımızda,ülkemize,yaşadığımız yere dair güzel haberler alsak,içimiz açılsa,neşemiz uyansa,yüreklerimiz iyilik,güzellikle dolsa...
Gerçi, bunu yaratmak biraz da bize bağlı değil mi?
Dünyanın kaderine hükmeden, hakkaniyetten,akıldan,vicdandan,insanlıktan uzaklaşmış hükümranlıklara karşı iyinin,doğrunun,kardeşliğin,sevginin,barışın yanında olsak,olabilsek. Yaşadığımız yerden,yaşadığımız hayattan,dünyadan,kötülüklerden,çirkinliklerden kendimizi de sorumlu görsek.Haksızlıklara,zulümlere karşı durabilsek,yokluğu,yoksulluğu kader bilmesek...Duyarlılıklarımızı,farkındaliklarımızı geliştirebilsek,umudu büyütsek.
Toplum olarak aramızdaki farklılıkları zenginlik olarak görsek,ayrımcılıklara,kamplaşmalara kapılmasak,düşmanlıkları,nefreti,ötekileştirmeleri yok etsek...
Hayvan dostlarımızı,doğayı,yeşili savunsak,korusak,ekolojik dengeleri bozan ekolojik kırımlara karşı durabilsek... Yeşil,kirletilmemiş bir dünyada doğayla barışık, sağlıklı bir hayat sürsek,mutlu ve huzurlu yaşasak.
"En büyük cinayet" olan savaşlara karşı barışın yanında olsak.İnsanlığın tüm değerlerini yok eden,toplumları büyük yıkımlara götüren bölgesel,dünyasal tüm çatışmalara,savaşlara karşı yaşamın,barışın yanında olsak.
Dünyamız Çiğdem çiçekleriyle ışıklansa,çocukların,annelerin yüzüyle aydınlansa... Gencecik insanlar,çocuklar,yaşlılar,kadınlar,analar babalar savaşlarda öldürülmese
Bütün bunlar aslında bizlerin,iyi insanların,tüm insanlığın düşü,ülküsü.Ve tarih boyunca da iyiyle kötünün,haklıyla haksızın,erdemle erdemsizliğin,savaşla barışın,muktedir olanla zulüm ve adaletsizlik görenin birbirine üstün gelme mücadelesi yaşandı.Ancak yine tarih boyunca toplumların, halkların daha yaşanabilir bir dünya özlemi,ülküsü hep var oldu.Bunu sağlamak için dinler,inanışlar,ideolojiler,felsefeler,kuramlar geliştirildi.Sanatin tüm imkanlarıyla,dallarıyla insanların ezilmişliğini,adaletsizlikleri,mahrumiyetleri,yoksulluklari yok etmek daha güzel bir dünyayı,özgür ve eşit yaşanacak bir hayatı var etmek için kitaplar yazıldı,resimler çizildi,şarkılar türküler söylendi ,filmler çekildi,eserler verildi.
Çiğdem gibi gazetelere düşen de daha güzel bir dünya arayışı değil mi özünde?Kalemin,düşüncenin,diyalog kurmanın,iletişimin,fikir tartışmasının insanlık kültürünü geliştirdiğini;antidemokratik,otoriter,baskıcı zihniyetlerin panzehiri olduğunu düşünüyor,demokratik değerlere,bir arada yaşama kültürüne değer kattığına inanıyorum.
"Söz uçar, yazı kalır." denmiş ama söz kurmanın,düşünce ve görüşlerin özgürce ifade ediliyor olmasının sağlıklı bir toplum,hoşgörülü, toleransı,saygısı yüksek,özgür düşünceli bireyler oluşturmanın yollarından biri olduğunu düşünüyorum.
Sözü olan,sözünü söylemeli,yazmalı.Gücün,paranın,zorbalığın hegomanyasina karşı düşüncenin,bilimin,sanatın,erdemliliğin hegomanyasını kurmak,dünyasını yaratmak gerekiyor.