Kırşehir’de bulunan tarihi eserlerin kitabeleri hakkında bilgiler vermeye devam ediyorum. Bugün 1942 yılında Halim Baki Kunter’in kaleme aldığı, Vakıflar Umum Müdürlüğü Neşriyatı Vakıflar Dergisinde yayınlanan Kırşehir Kitabelerinden son olarak Hacı Bektaş ile ilgili kitabeyi doğrusuyla, yanlışıyla orijinaline uygun olarak yazmaya çalıştım.

Neden Hacı Bektaş kitabesi? Çünkü bu kitabenin yayımlandığı 1942 yılında Hacı Bektaş Kırşehir’e bağlı ilçemiz olduğu için.

HACI BEKTAŞ KİTABESİ

1 – Hacı Bektaş nahiyesinde Hacı Bektaş Dergahı Meydan evinin kapısı üzerindeki kitabede mevcut olan bilgiler.

Tercümesi: Rahman ve Rahim olan Tanrının adiyle başladım. Devleti daim olsun bu imareti meşayihin meliki, evliya soyu Ahi Murad yedi yüz altmış dokuz senesi ramazan mübarekindenarefe günü yaptı.

Bu kitabe fotoğrafı güçlükle alınabilecek bir yerde ve vaziyettedir. Daktilo makinesinin kopya ve kağıtlarından istifade ederek beyaz bir kağıt üzerine kitabenin stampaşını aldım. Çini mürekkebiyle iyice işlendikten sonra bu stampajın İstanbul’da resmi çektirilmiş ve kişileri yaptırılmıştır. MarifVekaleti Müzeler dairesi müdürü Doktor B. Hamid ZübeyrKoşay 1926 yılında neşrettiği Hacı Bektaş Tekkesi adlı yazıda (1) bu kitabeyi şöyle kaydetmiştir.

Kırşehir Tarihi müellifi B.Cevat Hakkı Tarım’ın okuyuşu da şudur.

Hacı Bektaş dergahının en eski ve önemli kitabesi budur.

Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü B.Tahsin Öz’ün Tarih Vesikaları Dergisinin 4 üncü sayısında neşrettiği birinci Muradın Ahiliğini gösteren vesika ile bu kitabenin karşılaştırılmasını bilgilerimize bırakıyoruz.

İnşallah her hafta bir eser hakkında yazdığım kitabeleri ilgili makamlar okumuşlardır. Eğer okudularsa inşallah gereğini de yaparlar.

*     *     *

Hacı Bektaş kitabelerini yazdıktan sonra geçen hafta Kazım Ceylan hocam tarafından davet edildiğim Ahi Meclisinden söz etmek istiyorum.

Ahi Meclisi Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi bünyesinde, Hacı Bey Konağında on beş günde bir Perşembe akşamları toplanıyor. Toplantı da ilk olarak Ahilik geleneğine uygun olarak BurgaziFütüvvetnamesinden okumalar yapılıyor. Ahilik üzerine sohbetler yapıldıktan sonra Ahilik kültürüne uygun müzik dinletisiyle tamamlanıyor. Bu toplantılara Kırşehir’in bürokratları, esnaf odaları, STK’ları ve şehrin kültür insanları konuşmacı olarak davet ediliyor.

Yukarıda belirttiğim amaçla yapılan Ahilik Meclisi toplantısının geçtiğimiz Perşembe günü gerçekleştirilen programa benim çok uzun yıllar tanıdığım adı Ahilikle özdeşleşmiş değerli Kazım Ceylan hocam konuşmacı olarak davet edildi. Toplantıya Kırşehir Vali Yardımcısı İsmail Çetinkaya, Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kasım Karahocagil, Ahi Evran Üniversitesinde görev yapan değerli hocalarımız, Ahi Evran Üniversitesinden emekli öğretim üyelerimiz, emekli öğretmenlerimiz, müdürlerimiz ve halen çalışmakta olan bürokratlarımız katıldılar.

Her bakımdan bilgiyle, kültürle donanmış ayrıca mütevazilikleri ve sadelikleriyle ön plana çıkmış Vali Yardımcısı İsmail Çetinkaya, Rektör Prof. Dr. Mustafa Kasım Karahocagil, konuşmacı Kazım Ceylan ve diğer katılımcılar Ahilik hakkında konuşmalar yaptılar.

Özellikle Kazım Ceylan hocam Ahilik ilke ve felsefelerini anlatırken kendi kendime “ Atatürk’ten sonra bizleri yönetenlerin, bürokraside yer alanların, seçilmişlerin, atanmışların yatacak yerleri yok. Herhalde dünyada Ahilik kurallarını, ilkelerini ve felsefelerini uygulamayan, güzel ahlaka, liyakate, bilgiye, dürüstlüğe, adalete, hukuka önem vermeyen ülkelerden biriyiz.” Dedim. Aslında bu konuda yazacaklarım ve haykıracaklarım çok ama ne diyeyim rahmetli annemin dediği gibi “kolum bileğimden değil, omzumdan kesik.” Kısaca şunu belirteyim ülkemizde A4 kâğıdına dilekçe yazamayan muhteremler devletin kurumlarına işe alınıyorlar.

Konuşmalar sırasında başta Kazım Ceylan hocam olmak üzere Vali Yardımcısı İsmail Çetinkaya, Rektör Prof. Dr. Mustafa Kasım Karahocagil, Prof. Dr. Hüseyin Öztürk ve Prof. Dr. Ahmet Doğan hocalarımız ile diğer konuşan katılımcıların hepsi Ahilikle ilgili çok önemli ve güzel bilgiler verdiler.

Ayrıca  bestekar, şair, çalmadığı müzik aleti, söylemediği türkü, şarkı, ilahi kalmayan Prof. Dr. Kubilay Kolukırık hocam da  birisi avukat, birisi iç mimar olan iki oğluyla birlikte çalıp söyledikleri ilahilerde toplantıya ayrı bir güzellik ve renk kattılar. Prof. Dr. Kubilay hocam ve oğullarına teşekkür ediyorum.

Bana kalırsa Türkiye’nin düzlüğe çıkmasında kurtuluş reçetesi Ahilik ilkelerindedir. Bunun içinde yapılacak şey Ahilik ilke, felsefe ve prensiplerinin ilkokuldan itibaren okullarda ders olarak verilmesidir.

Bu vesile ile öncelikle Hacıbey Konağı’nda ayda iki defa Ahilik programlarının yapılmasını sağlayan, destek veren Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kasım Karahocagil’e, Ahilik Araştırma Merkezi Müdürü Tahsin Hazırbul’a ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Ayrıca programa konuşmacı olarak davet edilen Kazım Ceylan hocama böylesine önemli ve mükemmel bir programa beni davet ettiği için teşekkür ediyorum.

Son olarak hocalarımızdan özür dileyerek acizane bir fikrimi söylemek istiyorum. Keşke bu önemli programlar daha geniş katılımlı ve geniş bir salonda yapılabilse çok daha iyi olur düşüncesindeyim.