ORTA ANADOLU’YA GÖÇ:

 Kara Tatar dediğimiz bazı Moğol aşiretleri on üçüncü yüzyılın ikinci yarısından sonra Sivas Ankara arasını yurt tutmuşlardı. 1402 yılında Ankara Savaşını kazanan Timur ülkesine dönerken bu Kara Tatar aşiretlerini de birlikte götürdü. Bazı Halep Türkmen aşiretleri ile Bazı Dulkadirli aşiretleri Yeni-il adı altında birleşerek söz konusu Kara Tatarların boşalttıkları bölgeleri yurt edindiler. Yeni-il federasyonu 16. yüzyılın başlarında Sivas’ın güneyinden başlayarak Kayseri, Kırşehir, Nevşehir, Yozgat’ı da içine alarak Ankara’ya kadar geniş bir bölgeye yayılmıştı. Yoğun olarak Yozgat’a yerleşen bu Bozok aşiretlerinden dolayı Yozgat çevresinin ismi Osmanlı da “Bozok” olarak anılmıştır. Orta Anadolu’ya göç eden bu Dulkadirli grupların içinde Karacakürt oymağının bulunmadığını biliyoruz. Çünkü Karacakürt oymağının Kırşehir ve Nevşehir’e 17. yüzyılın başlarında geldiği Osmanlı kayıtlarında gösterilmektedir.

 Yaklaşık beş yüz yıl Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da yaşamış olan Bozulus gruplarının ezici çoğunluğunun 17. Yüzyılın başlarından itibaren batıya, özellikle de Orta Anadolu’ya göç ettiklerini görüyoruz. Bu göçlerin sebeplerini sıralayacak olursak:

 a) On altıncı yüzyılda başlayıp, on yedinci yüzyılda da devam eden Celali İsyanları can ve mal güvenliği bırakmadığından Orta Anadolu köyleri hemen tümden boşalmıştı. 1603–1608 yılları arasında halkın panik halinde ya büyük şehirlere ya da başka bölgelere kaçışına “Büyük Kaçgun” denilmektedir. Celali isyanları halkı o kadar etkiliyordu ki, O yıllarda, Ahilerin idare ettiği Ankara’da sırf Celalilerden korunmak için şehri çepeçevre saran bir sur inşa edilmiştir. Nitekim Ankara’yı birkaç kez kuşatan Celaliler bu sur sayesinde şehri ele geçiremediler. Osmanlı Boşalan bu bölgelere Türkmen aşiretlerini yerleştirerek toprakların yeniden üretken hale gelmesini sağlamak istemiştir.

b) Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerindeki Bozulus Türkmenleri Kürt ve Arap aşiretlerinin transhümans baskıları altında bunalmışlardı c) Osmanlı, sürekli hareket halindeki, ele avuca sığmaz Türkmen aşiretlerini yerleşik düzene geçirerek, hem zirai üretime geçmesini hem de zapturapt altına alınmasını istiyordu. Bu sebeple, Köprülü zade Fazıl Mustafa Paşa’nın sadrazamlığı sırasında, 18 Mart 1692 tarihli bir ferman çıkartarak, Türkmen ve Yörüklerin iskânı için harekete geçti. Hama, Humus Rakka ve Halep yörelerine yapılan yerleştirme dışında, Kayseri’deki Zamantı ırmağı ve Pınarbaşı çevreleri bazı oymaklara tahsis edildi. Kozan Dağındaki yürükler Çukurova’ya, Orta Toroslarda ki aşiret ve oymaklar İçel, Isparta ve Antalya yörelerine iskân edildi. Bizim oymağımızın bu iskânlardan sonra da konar –göçerliğini devam ettirmesi 1692 yılından önce Orta Anadolu’ya göç ettiklerini göstermektedir.

d)  Doğu ve Güney Doğu Anadolu’daki Bozulus aşiretlerinin yaylakları çok uzak ve gidiş dönüş çok zahmetli idi.

e)  Bozulus uzun yıllardan beri özellikle Orta Anadolu’yu gelip gitmekte, bu toprakları tanımakta idi. Üstelik Bozulus’un bazı aşiret ve oymakları uzun yıllardır buralarda yaşamaktaydı.

 Yukarıda sıraladığım sebepler nedeniyle Bozok ve Dulkadirli aşiretleri 17. yüzyılın başlarında (1613) dört grup halinde devletin de desteği ile Orta Anadolu ve Batı Anadolu’ya göç ettiler.

 1.grup) Balâ bölgesinde yaşayan ve içlerindeki en büyük aşiret olan Tabanlu’ya atfen “Tabanlu Mukataası” diye anılan gruptur. Bu grubun beyleri Balâ’nın Üçem köyüne yerleşmişlerdir. Bu grupta Afşar, Bayat-ı Atik, Bayat-ı Cedid olmak üzere Bayat’lar, Garp Çırağanlular, Dodurga aşireti, Dokuzlu, İzzettin Hacululu, Karakoyunlu, Kuşçu, Karamanlu, Bayram Beğlü, Ali Görenlü, Emünlü, Yularlu, İnallu, Kürt Mihmatlu, Konurlu ve Yavulu aşiret ve oymakları bulunmaktadır. (Tufan Gündüz–1997) 2.grup) Kırşehir ve o günlerde henüz köy olan Nevşehir yörelerine yayılmış olan Karacakürt Türkmeni ve Türkmen Kurudlu gruplarıdır. (Osmanlı kayıtlarında Karacakürt Türkmeni sözcüklerini ilk defa burada gördüm. İleride yapılacak araştırmalarda daha eski kayıtlarla karşılaşılabilir) Bu gurupta Keskin civarında yaşayan Çepnilerden de söz edebiliriz.

 3.grup) Akşehir ve Ilgın bölgelerine yerleşmiştir.

 4.grup) Aydın sancağına yerleşmiştir.

 Doğu ve güney Doğu Anadolu’da yaşarken Dulkadirli Türkmeni diye anılan aşiret ve oymakların Orta Anadolu’ya geldikten sonra Danişmentli Türkmeni diye anılmaya başlandığını görüyoruz. Hatta Türkmen aşiretleri hususunda değerli araştırmaları olan Cevat Türkay, “Karacakürt ve Boynuinceliler Danişmentli aşiretindendir, Nevşehir’de oturmaktadırlar, yaylakları Develi ve Erciyes’tir,” demektedir. Önceleri bunun bir yanlışlık olduğunu düşündüm, ama konuyu biraz daha araştırınca, 17. yüzyılın başlarında Kırşehir ve Nevşehir yörelerine gelen Boynuinceli ve Karacakürtlerin yüzyıllardır bu topraklarda yaşamakta olan Danişmentli Türkmenleri ile karşılaştıklarını ve onlarla kaynaşarak Danişmentli mukataasına dâhil olduklarını, bu sebeple Danişmentli Türkmeni diye anılmaya başlandıklarını fark ettim.

 Osmanlı 17.yüzyılın sonuna kadar konar-göçerler için bir iskân politikası gütmediği için Boynuinceli aşiretine mensup oymak ve obalar kışı Kırşehir ve Nevşehir topraklarında yazı da Erciyes yaylalarında geçirmeye başladılar. Ancak 17. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı Konar-göçerleri iskâna zorlamıştır. Zorunlu iskânın birkaç sebebi vardı, bunlar:

 a) Devletin yeni gelir kaynakları için boş ve verimli toprakları tarıma açma isteği.

 b) Konar-göçerlerin eşkıyalık ve isyan gibi taşkınlıklarının önüne geçilmesi arzusu. c) Yerleşik düzene geçmiş olanların, konar-göçerlerin yaylak kışlak gidiş dönüşlerinde gördükleri zararlar nedeniyle şikâyetçi olmaları. (DEVAMI VAR)