İnsan ve toplum kalitemiz nereye gidiyor?
Bu gibi soru ve sorunlar konusunda, çözüm üretilmez ise bu büyük problem artarak devam edecek.
İşte örneği:
TÜİK verilerine göre suça sürüklenen çocuk sayısı artıyor. 2022 yılındaki durum, bir önceki yıla göre %55.6 artış var.
İlk üç suç sırasıyla; yaralama, hırsızlık, uyuşturucu madde kullanımı.
Kriminoloji ciddi bir bilimdir. Ayrıca bu durum okulda ve ailede eğitimin alarm vermekte olduğunu gösteriyor. Dijital ortamların, sosyal medyanın etkisi de tartışılması gereken konular. Rahmetli Doğan Cüceloğlu'nun dediği gibi toplum olarak "Mış gibi yapmaktan" vazgeçmeliyiz.
Dilendirilen çocuklar sorunu Kırşehir'de de var. Bunların nerelerde dilendirildiği belli, tespiti kolay. Yetkililer gereğini yapmalı. Bu çocuklar koruma altına alınmalı.
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere diğer tüm kurum-kuruluşlar bir zahmet sosyal medyada üretilen yıkıcı ve yalan propagandalara karşı eğitici, basit programlar belirlemeleri gerekiyor ki;
çocuklarımızı, gençlerimizi, geleceğimizi koruyalım.
Bu arada Yeşilay şubeleri ne yapmaktadır?
Görünen o ki, toplantılar dışında pek de ciddi çalışma yapılmıyor. Kimse taşın altına elini koymak istemiyor.
“Yangın var, yanıyor” diyoruz, karşıdan bakılıyor.
Ateş yavaş yavaş etrafımızı sarıyor, bizi yakmasını mı bekliyoruz. Bu iş organize mücadele gerektiriyor.
Gençliğimizi kaybediyoruz…
Geleceğimizin tehlikede olduğu apaçık ortadadır.
Ekonomik daralmanın tüm kesimlerdeki sosyal patlaması ile maalesef bu artarak devam edecek.
Netice itibariyle;
Karakterleri oturmamış, empati, yetisi zayıf kişilerin insan hayatına tesir eden görevlere getirilmemesi gerekir.
İsmet Özel'e ait bu cümle günümüzün en kısa özeti.
"Yılan yaşama hakkını, bizi sokmamış olmasından almamalıdır."