Mevsim Nisan… Bahar geldi artık. Kırşehir’de güller açtı, doğamız eskisi gibi olmasa da yeşil sayılır. İkizarası’nda yeşilliği bertaraf edip beton yaptık ya olsun.
Ama bizim yeşilliklere ihtiyacımız nasıl olsa yok. Gerçi yeşil olsa ne yazar? Her şeyi toz pembe görüyoruz nasıl olsa.
Dünyada ve ülkemizde yaşananları sadece izliyor ve izlemekle yetiniyoruz. Skandalların ardı arkası hiç kesilmiyor. Biz de bu skandallarla yaşamaya çalışıyoruz.
Dünya yine bir skandalla sarsılmış, tabi sarsılan sarsılmıştır. Ben ve benim gibi olanları sarsacak deprem veya skandal olamaz.
“Yarası olan gocunur” diye bir terim vardır. Zaten normal ve namusu ile yaşayanlar için skandal falan söz konusu olamaz.
Birçoğumuzun bir türlü akıl erdiremediği koca koca, kelli felli adamların gayri resmi yollarda servet edinme arzuları, şanlarına ve namlarına hiç yakışır mı?
Yahu sen zaten hayatını garantiye almışsın. Bir makamın mevkiin var, bazen bir ülkeyi temsil ediyorsun, yaşın gelmiş zaten 50’ye, 60’a en fazla yaşasan duruma ve coğrafyaya göre insanların yaş sınırı belli. Sana emekli aylığın yeter de artar bile. Neden pislik yalamaya tenezzül ediyorsun?
Yalnız kıllandığım bir durum var. Durup dururken neden birdenbire bu türlü olaylar gündeme geliyor, böyle pislikler aniden internet ortamına serpiliveriyor?
Açıklamalar kimlerin işine yarar veya haberin kaynağı olan yer nerededir?
Eğer Putin Bey hedef olarak seçilmiş ve yaşın yanında sevilmeyen kimseler de eklenmiş ise, olayın çıkış kaynağı aşağı yukarı bellidir. Eğer doğru ise ki --ateş olmayan yerden duman çıkmaz--derler, belki abartıldığı kadar olmasa da pis kokuların yayılmasının kişinin kariyerini zedeler. Hele şahıslar siyasetçi ise etkisi daha fazla olur ve siyasi hayatı biter. Tabi bu değerlendirme başka ülkeler için geçerli, bizim ülkemiz siyasileri için böyle bir olay söz konusu olmadı ve hiç bir zamanda olmaz. Hatta bizde daha da rağbet görerek yükselir.
Her gün bir yerde sıkıntı, sorun, problem var.
Yahu her pisliğin altında “paralel yapı”nın adı var, her yerde söylenir ama bir türlü kendisi ile ilgili elle tutulur müspet bir delil açıklanıp ifşa edilmiyor.
Bunu kim bulacak, her halde bunu bizim Kırşehirli Hamal Hurşit yakalar da, bizlerde rahatlarız diye ümit ediyoruz.
Sonra bizim ithal skandala falan ihtiyacımız yok ki. Ha bizdeki skandal öyle saklı gizli olmaz. Her şeyimiz şeffaf, açık ve perdesiz olur. Bizdeki skandal ve yolsuzluklar yasalar ve kanunlarla garanti altına alınır. Öyle saklı gizli skandallar bizi pek ırgalamaz, sonra saklı gizli skandallar bizi rahatsız eder. Çünkü alışığızdır açık skandallara. Alıştıranlardan Allah razı olsun! Nelere alışmadık ki? Ülkemiz ve Dünyanın derdi hiç bitmiyor ki…
Örnek mi buyurun, kaçak kullanılan elektriğin, yani namussuzun cezasını namusluya ödettirmek. “Bundan daha iyi ve yasal bir skandal olur mu?” var diyen beri gelsin. Gelsin ki boyunun ölçüsünü nasıl alıyor görsün!
Vergisini zamanında ödeyene ceza, ödemeyeni mükâfatlandır.
Eh bu nedir buna benzer pek çok misaller gösterilebilir. Ana muhalefet partisinin başkanının kullandığı yakışıksız üsluba bakar mısın, yakışır mı yakıştı mı?
Nedense bizim cahilimizle kültürlümüzün arasında pekte üslup farkı yok maalesef. Yani bizim ithal skandala ihtiyacımız yok, her skandalı herkes kendi çıkarına kullanıyor. Karaman’da arka arkaya defalarca işlenen fiili bir taciz olayı var. Adam emanete hıyanetlik etmiş, yani kendisinin korumasına verilen çocuklara sarkmış (Tövbe). Ama nedense CHP’nin başında olan adamın yaptığı gaf kadar konuşulmadı, konuşulmuyor hayret…
Biz nelere, hangi skandallara alışmadık, neleri kabul etmedik ki…
Skandal ne yazar ki bize…