Son depremler, fazlasıyla bir gerçeğin çöküşüdür.

Öngörüsüzlüğün. Çağ dışılığın, ilkelliğin, vicdanların.

Siyasetin bütün kapsam ve politikacılarıyla.

Bu son depremlerle. Bu ülkede.

Siyaset, ahlak, vicdan çökmüştür.

Altında toplumun, halkın ve bir arada yaşamı bırakarak.

*****

Siyasi partiler var. Pragmaları var. Tüzükleri var. Yöneticileri var.

Ama içerikleri yok. Nitelikleri yok. Öngörüleri yok.

İçeriklerinin adeta, rant ve kayırma düzeni ile doldurulduğu.

Şahısların eğitimine, bilincine, vicdanına bakmadan.

Sandık düzeni. Seçim düzeni. Seçilme düzeni.

Salt iktidar olmak. Veya iktidar olamasa da, payına düşen.

Bir dilim pasta ile saltanat sürdürmek adına icra edilen politikaların.

Bu ülkede getirdiği bu dehşet sonuç ile.

Yarattıkları ölüm çemberinde yenilmek.

Ve yenilginin kıyısında, siyasi yörüngelerinde.

Suçlu, haklı, yetenekli, yeteneksizi aramak.

Tutarsızca. Ahmakça.

Hiç utanmadan.

*****

Çoğu köşe yazılarımda belirttiğim gibi.

Sanatsız, bilimsiz ve eğitimsiz siyaset tarzı.

Coğrafyalarda her zaman başa beladır.

Zorda bırakır. Enkaz altında.

Göz göre göre toplumu zavallı, bi’ çare halde.

*****

Etrafınıza bir bakın.

Etrafınızda en yakınınızda yer alan politikacılara.

İnsana ve hayata karşı bakış açılarına.

Konuşan dilinin tarzına.

İçinde bulunduğunuz toplumlarda ortaya çıkan haksızlıklara karşı.

Tavrına. Duruşuna. Yaşam tarzına.

Bilime, sanata, bugüne, geleceğe ne kattığına.

İşini doğru yapanlara, yalnızca doğruları konuşanlara karşı büyüttükleri kine.

Bir birlerini öyle çok benziyorlar ki.

Vicdandan, ahlaktan.

Hatta kendilerini var eden bu halkın o yakaran cesetlerinden korkmadan.

Karanlık dehlizlere, yeryüzü cennetine gömdüler bizi.

*****

Bir bakın.

Yorun. Yorumlayın.

Doğruyu. Dürüstü. Vicdanı arayın.

Umudu arayın.

Balık hafızalı olmanın ötesine geçerek.

Yalayarak acılarımızı.

Unutmadan.

Ömrümüze, ölümlerimize saygı duyanları.

Uğruna mücadele verip, siyaset yapanları elekleyerek.

Ayağa kalkın.

Ve sahip çıkın.

Kimsesiz ömrünüze.

Kadere.

Bir de geleceğinize.

Bir ödev gibi.

Kucaklayarak yitip gidenlerimizi.

Yitirdiklerimizi.