Keşke deprem olmasaydı!

Keşke binalar fay hattının üzerine yapılmasaydı!

Keşke yetkililer yapım izni vermeden önce zemin etüdü yapsalardı!

Keşke apartmanlar sağlam yapılsaydı!

Keşke demirden, çimentodan çalınmasaydı!

Keşke!.. Keşke!...

Keşkeler… Keşkeler…

Hiç akıllanmayacak mıyız? Hayatımız hep pişmanlıklarla mı geçecek?

“Akletmez misiniz?” ayetini kimse akletmeyecek mi?

Neden tarih hep tekerrür ediyor? İnsanlar yaşanmışlıklardan ders çıkarsa yapılan hataları bir daha bir daha yapmasa olmaz mı? İllâ bizim de tecrübe etmemiz şart mı? Canımız yanmadan aklımızı başımıza toplasak olmaz mı?

Milyonlarca canımız gitti. Gözyaşlarımız sel oldu aktı. Peki, bunların hesabını kim verecek?

Top çevirmekte üstümüze yok. Çok güzel top çeviriyoruz.

Suç çok ama suçlu yok (!) Ölüm var ama katil yok! “Ne yapalım kader!”“Mukadderat!”… Bu işler bu kadar basit mi?

Gidenler elbette geri gelmeyecek ama biz bu kafayla gidersek daha çok canlar yitecek.

Yapmayın, etmeyin ağalar!

Şu çokbilmişliği bir tarafa bırakın! Herkes her şeyi bilemez. Herkes her şeyi yapamaz.

“Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?” (Ayet) Her işin bir erbabı var. Bilen insanların, bilim insanlarının sözlerine bir kulak verin. Bu konuda dirsek çürütmüş, mürekkep yalamış, saçını başını ağartmış hocaların bilgilerinden, birikimlerinden istifade edin.

Toplumu yönetenler, yönetmeye talip olanlar; bir karar alırken iyi düşünün! Ölçün, tartın, biçin…

Fay hatlarının üzerine, sel yataklarına, çığ bölgelerine, tarihi dokularımızı bozacak yerlere, tabiat güzelliklerimizin ortasına bina yaptırmayın, gökdelenler diktirmeyin! Lütfen!.. Lütfen!!!

Hayatımızı bireysel olarak yaşadığımızı sanıyoruz oysa öyle değil. Biz bir toplumuz, istesek de istemesek de birbirimizin yaptıklarından etkileniyoruz. Kelebek etkisi denilen bir denge var dünyada. Küçük hatta mini minicik değişiklikler büyük ve öngörülemeyen sonuçlar doğurabiliyor. O yüzden “sanane”“banane” demeyi bir kenara bırakalım ve toplum olarak silkinip kendimize gelelim. Üzerimizdeki ölü toprağını atalım. Taşın altına elimizi koyalım. Üzerimize düşen sorumlulukları en iyi şekilde yapmaya çalışalım. Bulunduğumuz makamların, mevkilerin hakkını verelim.

Küçük odunlar büyükleri tutuşturmadan… Yeni felaketlerle karşılaşmadan tedbirimizi alalım. ”Keşke keşke”, diye dövünmenin kimseye bir faydası yok. Sorunlar ortada, tek yapmamız gereken çözüme odaklanmak. Ders çıkarmak, tedbir almak…

Ya toprak ol

Ya da su

Sakın ateş olma