31 Mart…
Beklenen zaman…
Ekenin ektiğini biçeceği, siyasal mücadele çilesini çekenin zafere ereceği bir zaman.
Lakin hasatı halk toplayacak.
Halk alın teri ve orağıyla tırpan vuracak umutlarına; kimi öfkeyle kimi sevinçle.
Bugün siyaset koşulları ayrık otlarının istilasına da gebe.
AKP’nin CHP’nin MHP’nin iç dinamiklerinde; halka karşı iyi şeylerin filizlenmeyeceği; çorak topraklar kadar verimsiz, kurak, bereketsiz.
Başından bugüne, o başkanı al bu başkanı koy, o yalakayı getir, Meclis adaylığına oturt, o s-oysuzu al toplum başına taç et manevralarıyla; aklı sıra, iktidar halayına şimdiden durmuşların vay halına.
Yolsuz, aşsız, işsiz, yarınsız insanların bir defa ahını dahi haykırmamış, çanağı kırıkların, 31 Mart öncesi ve sonrası, trajediyi nasıl bir yöntemle yok etmeye çalışacağı vaatleri merakımın eşiğinde. Hoş ayağı kırılmış milletin, bana bundan sonra şifa sunsan ne olur? Desek iliklerine dek haklıyız.
Kazanacakları yok sayıp, kafa kol politikaları yapanlar, bu düzen bu millete girdi girmesine de; siz halkı gözetmeksizin, üreten bireyleri siyaset kadrolarına almaz iseniz eğer; 31 Mart size, halkın o namuslu elleriyle, bir başka girer.
Demedi demeyin, hatta dedirtmeyin.