1957 yılından beri 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kabul edilmektedir. Sekiz Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle hem ulusal, hem de Kırşehir yerelinde basını ve televizyon kanallarını takip ediyorum da, nedense çok fazla yer verilmiyor.

1957 yılından beri 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kabul edilmektedir.
Sekiz Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle hem ulusal, hem de Kırşehir yerelinde basını ve televizyon kanallarını takip ediyorum da, nedense çok fazla yer verilmiyor.
Dünya Kadınlar Günü ile ilgili yer verilen medya ve basında yazarlar, çizerler, yorumcular kimisi Kadınlar Günü diyor, kimisi Emekçi Kadınlar Günü, kimisi de Dünya Emekçi Kadınlar Günü diyorlar. Çeşitli dernekler ve siyasi partilerde etkinlikler düzenlenerek günün anlam ve önemi anlatılmaya çalışılıyor.
Geçtiğimiz yıllarda, Kırşehir’in bazı salonlarında Dünya Emekçi Kadınlar Günü adına düzenlenen etkinlikte kadından çok erkeklerin var olduklarını gördük. Etkinliğe gelen beyler nedense eşlerini getirme gereğini duymuyor ve böyle olunca da inandırıcılıkları çok fazla olamıyor maalesef. Onlar için kadın her halde halen ikinci sınıf insan yerinde demek daha doğru yaklaşım olur.
Kırşehir’de siyaset yapan bazı insanlar bulundukları toplum içerisinde hep kadınların haklarından söz ederler, ancak kendi kadınlarını evlerine hapsetmekten kendilerini kurtaramazlar.
Ne iktidarı, ne de muhalefeti emekçi kadınların hakları ile ilgili bir girişimde bulunmazken, siyasette bile kadınların emeğini çalmayı ön planda tutarlar. Kadınlar adına yapılması gerekenler çoğu kez dile getirilir ve öylede kalır.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kutlama yapan ve gösterişten öteye geçemeyen iktidarı, muhalefeti tüm siyasi partilerden hangisi evinde emeğini harcayan alın teri döken kadınların hakikaten çalıştığını ve emekçi olduklarını ve dolayısıyla da sosyal haklarının verilmesini, sigortalarının yapılmasını yüksek sesle dile getirebilmektedir ki!
Bilinmelidir ki, bu bir tür sınıf mücadelesidir. Sınıf mücadelesi; uzun süreçli, zor ve engebeli bir yoldur.
Bir gün bile sigortalı çalışmayan özellikle ev kadınlarımız emekçidirler. Yıllarca çalışır evinin işini yapar, çocuğunu büyütür ama yetmez, hala da çalışır. Sosyal hakları falan da yok
ama dile fazla da getirilmez. En büyük hakkı; çocuklarından biri telefon açıp hal hatırını sorarsa, işte o kadar…
İyi günde kötü günde, yağmurda, çamurda, baharda, kışta izinsiz, tatilsiz bir hayat emekçisi, ne bir gram aşağıya ne bir gram yukarıya desek daha doğru olur.
İşte bu nedenledir ki, kadınlarımız emekçi sıfatını hak ederler. Onun için, sekiz mart “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” diyoruz! İtiraz eden olsa da…
Bizim kadınlarımız Milli Mücadelede ortaya koyduğu irade başka bir milletin kadınlarında görülmemiştir. Kimi cepheye mermi taşımış, kimi at sırtında vatan savunmasına katılmıştır.
Ama bugün biliyor ve görüyoruz ki birçok kadının erkekler tarafından şiddete maruz kaldığı, binlerce kadının polis koruması altında yaşadığı yazılıp çizilmekte kamuoyu ile paylaşılmaktadır.
Son yıllarda artan kadına karşı şiddet olayları ve kadın cinayetleri ekonomik, sosyolojik ve kültürel olarak irdelenmesi ve üzerinde durulması gereken önemli bir husustur.
Bu vesileyle de tüm emekçi kadınlarımızın gününü kutluyorum.