TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) ülkedeki kamu kuruluşlarından biridir. Görev ve yetki alanı, iktidarlara istatistikî bilgiler vermekle yükümlüdür. Güvenilir mi? Güvenilmez mi?

Son yıllardaki verileri toplumun büyük bir kesimini inandırmadığı için bu kurum ne yazık ki güvenilirliğini kaybetmeye başlamıştır.

TÜİK yakın zamanda ülkedeki gelir dağılımı istatistiklerini yayımladı. Farkında mı değil mi bilmem ancak bir gerçeği de açıkladı. Gelir pastasının % 50’sine nüfusun %20’si sahip. Geriye kalan nüfusun %80’i ise pastanın % 50’sini paylaşmak zorunda. Üstelik gelir dağılımındaki adaletsizlik her geçen yıl daha da artmakta ve derinleşmektedir.

Bu tablo “mertçe“ Madımak’ta katledemediğimiz ünlü mizah yazarı, aydın Aziz Nesin’in yıllar önce yaptığı bir değerlendirme ve ardından başlayan yargı sürecini hatırlattı. Gelir dağılımındaki adaletsizlikle insanların aptallığı arasında doğrudan bir ilişkinin saptamasına beni götürdü. Bunun yeterince kanıtı varken yeniden kanıtlar sunarak sizleri de kendimi de yormayacağım.

Aziz Nesin memlekette insanların % 60’nın aptal olduğunu söylediğinde bir doktor kendisine hakaret edildiği gerekçesiyle kendisini mahkemeye vermişti. Devlet yetkililerinin her gün hakaretlerini sineye çeken, süt dökmüş kedi misali köşeye sinen vatandaş, gerçek yüksek sesle dillendirildiğinde inciniyor, aşağılanıyor duygusuna sürükleniyorsa sorunludur demektir.

Şapkasını önüne koyup düşünmeli, sorgulamalıdır kendisini ve hayatı. Aziz Nesin bu tespiti yaparken gelir dağımı paylaşım oranı %40—60 Aralığında olmalı büyük ihtimalle.

Mahkemede karşı savunmasında;“Evet, doğrudur bu ifadeleri kullandım, ama ben % 60’lık bir kesime söyledim, %40‘lık kesime bir şey demedim. Bu beyefendi çoğunluğun içine girdiği fikrine nereden kapılmış acaba?” der.

Benim iddiam da oran vermek istemem ama aptallığın çok hızlı artmış olduğu gerçeğidir. TÜİK bu oranlarla içinde bulunduğumuz hazin durumu açıklamış oluyor.

Dönelim olayımıza;

Hâkim aptallığını tescillemek isteyen aptal adama sorar:

“Gerçekten sizi kastettiğine dair bir kanıtınız var mı?”

Adam çaresizlikle etrafına bakınır ve ne söyleyeceğini bilemeden boynunu büker.

Aptallık sadece maddi bir olgu değil, ruhi bir çöküştür de… Gerçeği görmesine, bilmesine rağmen yalanlara inanmaktır aptallık. Bunu hakaret olarak algılayıp, küçük düşürüldüğünü, aşağılandığınıdüşünenlere bir hatırlatma; farkında olduğun yalanlara inanıyorsan ve itiraz etmiyorsan aptallığın dibindesin, çukurdasın, umutsuz vakıasın.

Ve Aziz Nesin aptallık davasından beraat eder. Ancak final müthiştir.

Aziz Nesin mahkeme çıkışında kendisini bekleyen gazetecilere kendi mizahi üslubuyla şunu söyler:

“Memleketimin insanlarının %60’nın aptal olduğu mahkeme kararıyla onaylanmıştır.”

İşin dramatik, acıklı ve eksik kalanı ise mahkeme kararının memleketin % 40’nın akıllı olduğunu ispatlamamış olmasıdır.

TÜİK son oran açıklamalarıyla yoksulluğun % 80’lere çıkmış olmasını açıklamakla aptallığın çıtasını yükseltti mi?

Ne dersiniz?...