Malum 17-25 Aralık olaylarında adı geçen ve Kırşehir gibi tüm ülkenin, hatta dünyanın yakın tanıdığı Zarraf şimdilik öttü, fakat ilerleyen zamanlarda ötme gölgede kalacağa benziyor yani şakırdayacağının işaretlerini verdi. Türkiye Zarraf olayında da biraz ağır kaldı, ağır kalmak ne bayağı çuvalladı.

Malum 17-25 Aralık olaylarında adı geçen ve Kırşehir gibi tüm ülkenin, hatta dünyanın yakın tanıdığı Zarraf şimdilik öttü, fakat ilerleyen zamanlarda ötme gölgede kalacağa benziyor yani şakırdayacağının işaretlerini verdi.
Türkiye Zarraf olayında da biraz ağır kaldı, ağır kalmak ne bayağı çuvalladı. Önüne yatan Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanları sayesinde adeta devlet başkanı muamelesi gördü. Resmi dairelerde selamla iş bitirdi, gittiği yerde nerdeyse törenle karşılandı.
Medyatik türkücü bir hanımla izdivaç gerçekleştirerek, üst düzey bürokratların aileleriyle dostluklarını ilerleterek nerdeyse diplomat seviyesinde ilgi toplamayı başardı. Türkiye Cumhuriyeti’nin polislerini bile tehdit etti. Zaten akıllı polis onun gibi insanlara takılmaz. Dünyada büyük skandallara sebep olabilecek fakat Türkiye’de siyasilerin kıllarının bile kıpırdamadığı 17-25 Aralık olayları yaşandı. Sayın Zarraf milyar dolarlık hediyeler dağıttığının hesabını Amerika’da vermeye başladı.
Şimdi birçoğunuz sevineceksiniz fakat kazın ayağı çok başka boyutlara ulaşacağa benziyor. Çünkü Sayın Zarraf daha henüz şakırdamadı şimdilik kafesin içinde yol yorgunluğunu gideriyor. Kefaletle tahliye talebi de reddedildi, kefalet bedeli olarak teklif edilen para elli milyon dolar. Savcı bu para Zarraf için cep harçlığı kaçar ve bir daha ele geçmez diyor.
Demek ki adamların beklentisi daha fazla para. Bu adam istenilen her türlü rüşveti verebilecek servete sahip ve ayrıca da birden fazla devletin vatandaşlık kimliğini taşıyor diyor. Özel uçağı ile Amerika’ya uçarken veya uçurulurken belki başına geleceklerde habersizdi. Fakat bağımsız olan Amerika savcıları daha önce hazırladıkları tutuklama kararını, Zarrafa özel uçağının merdivenlerinde inmeden gözüne dürttüler.
Suçu İran’a konulan ambargo olayını kalbura çevirmiş ve ulusal çıkarlarına zarar vermiş Amerika’nın. Daha bilmediğimiz pek çok suçlamaları kendisine ilettiler fakat henüz basına sızmadığı için biz bilemiyoruz. Yalnız Zarraf’ın bir arkadaşı daha var, İran’da idam cezasına çarptırıldı. Bu adam Türkiye’de verdiğim rüşvet Zarraf’dan kat be kat fazla, onun verdiği benimkinin yanında nokta kadar bile değil diyor. Henüz onun serüvenlerini öğrenemedik, nasıl öğrenelim ki her şey yasak ve sansürlü, mırıldayan haydi içeri.
Bazı okuyucular bize ne Zarraf’ın ötüşü diye düşünebilirler. İşte zurnanın son deliğine başka delikler ekleniyor aşağı doğru. Amerika’nın Ortadoğu’da bir yeni devlet kurma projesi var, adamlar bunu açık açık söylüyorlar ve hatta bizim terör olarak tanıdığımız bir guruba her türlü silahı Rusya ile anlaşmalı olarak bu terör gurubuna aktarmakla kalmıyor onların apoletlerini omuzlarına taktiği askerleriyle beraber başka bir terör gurubuna karşı operasyon düzenliyor.
Türkiye’nin bütün itirazlarına kulak asmıyor. Amerika’nın başka bir projesi daha var, Ermeni meselesi ve Türkiye’den toprak talebi. Ortadoğu’nun en büyük projesi daha var, İsrail’in güvenliği ve gelişme projesi. Şimdi ne alakası var Sayın Zarraf’la diye düşünenlere olası bir sürpriz.
Sayın Zarraf’ın verdiği bilgiler doğrultusunda Türk siyasi ortamında ortalık karışır mı, hem de Kel Ali’nin bağına döner diye düşünenlerimiz vardır. Hiçbir şey olmaz. Amerika Zarraf’da aldığı bilgileri tehdit olarak kullanıp istediğini alır. Gerçi bizi öyle önemsiz tehditlerle korkutamazlar ya, olsun yine de denerler belki tutarsa. Bence bu taktik tuttu bile.
Eğer zamanın da Türk yargısı daha önce olayların üzerine gidip iyi veya kötü, yaşanan rüşvet düğümünü çözseydi, elin gâvurunun eline fırsat vermezdi.
İkincisi Zarraf’ın arkasına takılan kıllı kuyrukların ne kadar geri zekâlı oldukları, Zarraf’ı Amerika’ya göndermelerinden belli. Ben pek çok yazılarımda, devlet ve siyaset adamlarının nasıl olacağını yazmışımdır. Kırsal kesimden getirip devletin en yüksek yerine yerleştirilen ve gözü sadece servet, mal, mülk ve paraya odaklanan kimselerin devleti nasıl zor duruma düşürebileceğinin bir örneğidir Zarraf olayı. Bu tip ve buna benzer bazı vukuatlar olmuştu. Özal hükümeti zamanındaki prensler sayesinde. Failleri bulundu mu, ne gezer yalnız bir iki tane Yahya gibileri göstermelik güya mahpus yatmış, tabi yutarsan. İlerleyen zamanlarda Türkiye’nin önüne sürülebilecek pek çok sürprizlere hazırlıklı olalım.
Bir de bunun İran ayağı var henüz orda bir talep gelmedi. Bazı Türk bankalarında yatan paraları isteme olasılığı var, çünkü bu paraların Zarraf çetesi tarafında kaçırıldığını düşünüyorlar. Amerika’nın açıklamalarını ve aldığı kararları emsal göstererek taleplerini yenilerse, Türkiye-İran ilişkileri zarar göreceğinin şüphesi yok. Bizim İran’la ilişkilerimiz Amerika’dan daha önemli.