Bugünlerde çocukluk arkadaşlarımın davetleri çok oluyor, arkadaşlarım bana bir bardak çay ikram ediyorlar Ardından da dertlerini, sıkıntılarını anlatıyorlar. Geçtiğimiz haftalarda çocukluk arkadaşım Ali Gül’ün daveti üzerine gözlemecide bir araya gelmiş hem çay içmiş, hem gözleme yemiş, hem de Ali Gül’ün sıkıntılarını dinlemiştim.

Bugünlerde çocukluk arkadaşlarımın davetleri çok oluyor, arkadaşlarım bana bir bardak çay ikram ediyorlar Ardından da dertlerini, sıkıntılarını anlatıyorlar.
Geçtiğimiz haftalarda çocukluk arkadaşım Ali Gül’ün daveti üzerine gözlemecide bir araya gelmiş hem çay içmiş, hem gözleme yemiş, hem de Ali Gül’ün sıkıntılarını dinlemiştim. Bu hafta ise yine çocukluk arkadaşım olan Ferhat Gökçebel’in daveti üzerine çay ocağında bir araya geldik. Hal hatır sorma ve sohbet faslı bittikten ve çaylarımızı içtikten sonra arkadaşım Ferhat başladı derdini ve sıkıntılarını anlatmaya.
“Kardeşim derdim büyük” dedi.
“Hayırdır Ferhat’ım Allah çaresiz ve dermansız dert vermesin neymiş seni büyük derdin içerisine düşüren neden “dediğimde başladı içini dökmeye.
“Kardeşim senin yazılarını ve “Kırşehir Çiğdem” Gazetesini sürekli takip ediyorum. Kırşehir Çiğdem Gazetesi’nin İl Kültür Müdürlüğü önünde bulunan caddeyi manşetten vererek bu yoldan akşam karanlığında vatandaş nasıl geçsin diyerek haber yaparak ertesi gün oradaki setleri kaldırtarak insanların sorunlarını çözen sosyal bir gazetecilik örneği gösterdiğinizi herkes gibi bende biliyorum.
Kardeşim, sakın bana yok deme, yapamam, yazamam deme, nasıl ki “Bu Kavşaklar Tehlike Saçıyor” başlıklı yazı yazarak askerlik şubesinden, 112 acil servisin önünden geçen yolu düzenlettiysen, Kırşehir’in Çimeli Köyünün sorunlarını gündeme getirdiysen bizlerinde derdini gündeme getirmeni rica ediyorum” diyerek devam etti.
“Canım kardeşim, acı zulüm sıkıntıya girip bankadan kredi çekerek Ahi Evran Mahallesi 697. Sokakta ardıçlar düğün salonun arkasında bir ev aldık, lakin burada sokak lambası olmadığından akşamları ve geceleri sokağımız zifiri karanlık içerisinde kalıyor, göz gözü görmüyor, genci, yaşlısı, hastası, çocuğu yürürken ayağı çukurlara geldiğinden, taşlara takıldığından düşerek bir tarafını sakatlayanlar oluyor, birde karanlıkta başı boş köpekler saldırıyor, bu köpeklere de bir çözüm bulunmadı, Birde yoldan geleni, gideni göremiyoruz, hırlımı, hırsız mı ? bilemiyoruz. Şaka değil sokağımızda küçük çaplı hırsızlık olaylarıda oluyor. Onun için Ahievran mahallesi 697 sokakla birlikte bazı sokaklarda aydınlatma lambası yok, direk var lamba yok, direkte lambada var ama lamba yanmıyor bazı direk arası mesafeler çok fazla olunca ister istemez yol karanlık oluyor” dedi.
Çocukluk arkadaşım, Ferhat Gökçebel ile akşam tekrar bir araya gelerek sokak lambası olmayan güzergahları dolaştık . 697 sokakta ( Ardıçlar Düğün Salonun arka tarafı) hiç aydınlatma lambası olmadığı gibi Kuyubaşı Caddesi’nde aydınlatma direğinin olup, lambasının yanmadığını, 694 sokakta aydınlatma lambasının yanmadığını,112 acil servisin üstündeki benzinlik dediğimiz bölgenin arka tarafında bulunan sokakta aydınlatma lambasının yanmadığını yerinde gördük.
Ayrıca bizler hangi güzergahta aydınlatma direği yok onların tespitini yaparken bir hanım efendi yanımıza yaklaşarak kendisinin belediye garajının altında bulunan ( Benzinlikler altı, Kırşehir Belediye ve Etüt Proje Müdürlüğü ile Ulaştırma Müdürlüğünün alt tarafı ) 686 . sokakta İğdeli apartmanın da ikamet ettiklerini orada aydınlatma direğinin olmadığını, bu nedenle akşam ve gecenin ilerleyen saatlerinde sokağın ürkütücü bir hal aldığını, köpeklerden, yabancı insanlardan, korkudan çöpleri dökemediklerini, okul dönemi günlerinde kısalmasıyla okuldan gelecek çocuklarını aşağıya kadar inerek beklediklerini söyleyerek sokaklarına aydınlatma lambasının takılmasının gerçek bir ihtiyaç olduğunu söyledi.
Aslında bu hanım efendinin bahsettiği güzergaha bir değil iki adat aydınlatma direği gerekiyor . 686 Sokakta var olan bir adet aydınlatma direğiyle bir sonraki direk arasında en az yüz elli, iki yüz metre var. Tabi bu arada virajlar, rampalarda var. Hakikaten akşamları ve gecenin ilerleyen saatlerinde buraları ürkütücü bir hal aldığını ve aydınlatma lambasının gerçek bir ihtiyaç olduğunu tespit ettik.
Anadolu’muzun sözleri güzeldir, özlüdür, Hani derler ya elçiye zeval olmaz diye işte bir elçi olarak şirket ismi MERAM mı veya MEPAŞ mı geçiyor bilemiyorum ama yetkililere sesleniyorum. Sırrı Kardeşler İlköğretim Okulu ve Kuyubaşı Caddesi’nin olduğu bölge ile Ardıçlar düğün salonunun orada benzinlikler bölgesinin arka tarafları ve Belediye garajının alt bölgeleri gözden geçirilerek bizim tespit ettiğimiz sokaklar ile ihtiyaç olan diğer sokaklara aydınlatma lambasının takılması gerçekten vatandaşa önemli bir hizmet olacaktır.
Çünkü bu yollardan gencinden yaşlısına, hastasından hamilesine, engellisine kadar her yaştan, her kesimden insanlar geçmektedir.
Yapacağınız hizmet aynı zamanda sevap bir iş olacaktır.
Zira şirketlerin vatandaşa karşı sosyal görevleri bulunduğu gibi “HALKA HİZMETİN HAK’KA HİZMET OLDUĞU” unutulmamalıdır.