Deprem bölgesindeki enkaz altında kalan canlıları kurtarabilmek amacıyla söylenen en anlamlı cümle: “Sesimi duyan var mı?”

Aradan kaç gün geçmesine rağmen enkaz altından hâlâ canlı çıkanlar var. Bunları gördükçe insan sevinçten havalara uçuyor. Bu üzüntümüzün üstünü örtmez ama küçük bir teselli.Bir can, bir candır, ne kurtarırsak kârdır.

Canını dişine takıp çalışanları takdirle karşılıyorum. Ancak karmaşık işler de var.

Avrupa’dan gelen yardım ekipleri teker teker ülkelerine dönüyorlar. Nedeni enkaz altında hâlâ canlıların olması ihtimaline karşı vinçlerin, kepçelerin buralara erken girmelerine karşılar.

“Bu durumda enkaz altındaki olası canlıların ölümüne neden olursunuz” diyorlar ve buna karşı çıkıyorlar.“Biz bu vebali üstümüze alamayız” diyorlar.

İşin en üzücü yanı bu büyük afet karşısında hâlâsen-ben kavgası sürüyor. Bu durumda kimden olduğunun ne önemi var. İnsanlar oraya sadece yardım etmek amacıyla küçük de olsa katkıda bulunmak amacıyla gelmişler. Bu siyaseti anlamak mümkün değil.

Sesimi duyan var mı?

KYK'lar

Sözüm ona afet bölgesinde ortada kalan, yeri yurdu olmayan insanlara yardım etmek, onları korumak amacıyla onları KYK yurtlarına yerleştirebilmek için deyim yerindeyse apar topar boşalttılar.

Vakıf yurtları ne güne duruyor. Üstelik çoğu otel gönüllü olarak kapılarını açıyorlar bu insanlara. Açmayanların da parasını öder, bu insanları oralara yerleştirirsiniz.

Para mı nerede? Deprem Vergisi alınıyor hepimizden. Oradan ödersiniz, en azından bu vergiler yerine kullanılmış olur. Bu gençleri eğitiminden, yerinden yurdundan niye alıkoyuyorsunuz. Uzaktan eğitimle, yüz yüze eğitim bir olur mu?

Kusura bakmayın ama gerçekten gelen gideni aratıyor.

Deprem Bölgesinde olmayan okulların açılmasını bir hafta ertelediler ne alaka?

Ne kazanacaksınız bu kararla, neye faydamız olacak?

Tamam acımız çok büyük ama bu önlemlerin ne gibi katkısı olacak

YARDIMLAR

Depremin ilk gününden itibaren ülke çapında yardım kampanyaları başladı.

Ülke dışından gelenler de cabası.

Ancak tırlar dolusu bu yardımlara AFAD izin vermediği, “Bırakın gidin, siz dağıtamazsınız, biz dağıtırız” iddiaları dilden dile dolaşıyor.

Koordinasyonsuzluk hat safhada!..

Bırakın insanlar topladıkları yardımı kendileri dağıtsınlar, ya dabirlikte dağıtın. Sizler başka işlere odaklanın.

İnsanlar bir yükü üzerinizden alıyorlar. Daha ne istiyorsunuz.

Ama buraya da siyaset bulaşıyor!

Vekil yardımları da var. Ama bunu keşke Pakistanlı vekillerden önce yapsaydınız daha iyi olmaz mıydı? Sanki mecbur kaldınız havası doğdu.

Sonra partiler sıraya girdiler CHP, İYİ Parti, HDP bağışta bulundular. Sonra Meclis Başkanı 3 aylık maaşını bağışladı.

Yukarıda ismini verdiğim partiler dışında bu kampanyaya katılanlar var mı bilmiyorum Duysak onları da yazardım Sesimi duyan var mı?