89 yaşındaki ecim (anneannem) 1954 seçimlerinden beri hep oy kullanmış. Bu Mahalli İdareler Genel Seçimlerini de büyük bir heyecanla bekliyor. Elinden gelse ev ev gezip seçim kulisi yapacak ama hayatın olağan akışı buna engel oluyor. Seçim yarışı köylerde daha bir heyecanlı geçiyor. Kendimi bildim bileli hep böyledir… Köyde beş muhtar adayı hakkında bilgi veriyor bana. Kendisi kime oy vereceğini belirlemiş. Gayet kararlı gözüküyor. Bazen blöf yapıyor bana; “Seçimde ne işim var, köye bu halimle rey vermeye gidemem.” diyor, gelinine de; “Adnan’a tembih et de, rey kullanmaya beni götürsün.” diyor. O hâlâ eski günleri yaşıyor, kalabalık köy evlerinde yapılan seçim kulislerini özlüyor. Ama o eski günlerin ne insanları kaldı, ne de evleri…

Ecime bazen takılıyorum: “Okuma-yazma bilseydin seni muhtar adayı yapardık ve her yere seçim afişlerini asardım. ‘Genç’ ve dinamik bir de ‘İhtiyar heyeti’ oluştururduk, diyorum. Bana: ‘Oy’un çıkarma!” diyor.

Şehirlerde en çetin seçim yarışını muhtar adayları veriyor, herkes kendi kesesinden harcıyor, kamu kaynağı kullanılmıyor, mahalleler o kadar büyüdü ki, her evin kapısını çalıp, seçmeni ikna etmek yorucu bir iş. Vaatleriyle de sınır tanımıyorlar elbet...

**

SİYASET ÜSTÜNE SÖZLER

---“ İnsanlar tarihten ders alsalar olmaz mı? Ne yazık ki heyecanlar ve partiler yüzünden gözümüz görmez oluyor.” (İngiliz şairi Samuel Taylor Coleridge)

--- “Siyaset, halkın kendi işine bakmasına engel olmak sanatıdır.” (Paul Valéry)

--- “Parti, bir avuç insanın kazancı uğrunda çoğunluğun çılgınlığıdır.” (Şair Alexander Pope)

--- “Bütün siyasi partiler, eninde sonunda, kendi yalanlarını yutarak ölüp giderler.” (İngiliz yazar John Arbuthnot)

--- “Demokrasi düzeninde siyasal başarı kazanmağa çalışan adamın hayatından acıklısı olamaz. Başarısızlığı rezalettir, başarı kepazelik.” (20. Yy.ın başlıca Amerikan gazete yazarlarından H.L. Meneken)

---“ Vargücüyle politika yaptığı için, hiç tohum ekmeyen, tuğla komayan, urba dokumayan adam, ulusunu felakete sürükler.” (Lübnan asıllı büyük düşünür Halil Cibran)

“İnsan politikada şerefini çok ender koruyabilir.” (Leon Gambetta)

“Politikacı gelecek seçimi, devlet adamı gelecek kuşağı düşünür.” (James Clark)

“Politikada hiçbir zaman hiçbir zaman dememelidir.” (Ignaz Seıpel)

“Başarılı politikacı herkesin zaten söylemekte olduğunu en yüksek sesle söyleyebilen kişidir.” (Theodor Roosevelt)

“Demokrasi,  çok olağan kişilerin olağanüstü yeteneklere sahip oldukları inancı üzerine kuruludur.“ (Harry Emerson Fosdıck)

“Demokraside hiçbir hükümet güçlü bir muhalefet olmadan kendini güvende hissedemez.” (Benjamin Dısraeli)

**

SAKLI KALAN FIKRA:

Yaşlı aday gençleri yakalamış nutuk atıyor:

--- Sizler bu ülkenin geleceğisiniiiiz!...

Birisi dayanamamış:

--- Evet efendim, siz de gideceği!

**

“Ünlü İngiliz başbakanlarından Dizraeli, bir gün Hyde Park’tan geçerken, halktan bir adam, bir işçi onu tanımış ve yolu üzerine çıkarak:

--- Bay Dizraeli, demiş, ben seçimlerde oyumu size vermiştim.

Dizraeli terslemiş adamı,

--- Tanımıyorum sizi, demiş.

Elbette, “eksik olma iki gözüm, teşekkür ederim, gel de şurada iki kadeh atalım.” Demesi istenmezdi Dızrailiden; seçim bir tanışma, bir dostluk aracı değildir. Biri programını koymuş ortaya, öteki de oyunu vermiş, hepsi bu kadar.”

                                                 (Melih Cevdet Anday, 1962 yılı, Cumhuriyet Gazetesi)

**

Batı Almanya’nın eski cumhurbaşkanlarından Heinamman’a gazeteciler ‘devleti seviyor musunuz?’ diye sormuşlardı. Görmüş geçirmiş bir devlet adamı olan Heinamman kıs kıs gülmüş: ‘Yok, demiş, ben sadece karımı seviyorum’