salih

ÜLKEMİZDE olup bitenlere bakıyoruz, ekranlara çıkan sözde bilim adamlarına, gazetecilere, siyasetçilere bakıyoruz ve hayıflanmadan edemiyoruz.

Onca kötü uygulamalara, çirkin ve basit olaylara çanak tutanları görünce vay yalakalar vay demeden kendimizi alamıyoruz.
Bunlar her iktidarın borazanı oluyorlar, her şeyi biliyorlar, her şeyi çok iyi yorumluyorlar! Sanki onlardan başka kimse bilmiyormuş gibi toplumun gözünün içine baka baka yanlışlara doğru diyebiliyorlar.
Bunlar kısaca her şeye maydonoz oluyorlar.
Oysa toplum bunlara neler söylüyor, neler diyor hiç umurlarında değil.
Ülke bölünmenin eşiğine gelmiş, insanların can ve mal güvenliği tehlikeye düşmüş onların umurlarında değil. Gerçekleri ters düz etmek için, iktidara kırk takla atıp nemalanmak için ne hünerleri varsa ortaya döküyorlar.
Bunları bizim Kırşehirli rahmetli Çete görseydi “Vay kader vay!” der ve kim bilir neler söylerdi kendi üslubuyla!
Ekranlarda görüyor ve izliyoruz kocaman kocaman adamlar, makam ve mevkii sahibi olmuşlar gerçekleri haykırmak yerine yanlışlara onay veriyor ve bunu yapanlar karşısında "evet efendim, tabiki efendim, çok doğru efendim" diyerek geleceklerini garanti altına alıyorlar.
Tabi onların umurunda mı Türk insanının geleceği?
Her geçen gün yeni şaklabanlar ile gündemde yerini alanlar ne kadar büyük bir tehlikenin içinde olduklarının farkında bile değiller!
Onların birden fazla maskeleri vardır. Yerine ve gelişen olaylara göre yapay yüzlerini takıp yalpalanmaya devam ederler.
Çünkü bunlar her devrin, her iktidarın adamlarıdır, onlar da bu yoldan geçinip giderler. Yaşanan her olayda çıkar elde etmek onlar işidir. Geldikleri yere zaten yalakalık yaparak gelmişlerdir. Mücadeleleri yalakalık. Doğrusu bu!
Ünlü düşünür Steve Reich’in sevdiğim bir sözü vardır "Gerçekten büyük olmayan büyük adamlar, etraflarını küçük adamlarla doldururlar."
Ne kadar doğru ve de yerinde bir söz.
Bu tür adamlar hep kendini büyük sanırlar, hep kendilerini bulunmaz hint kumaşı görürler. Ülke, millet onların kitabında, düşüncesinde yoktur. Onlar için varsa menfaat, yoksa menfaat.
Yalakalık ve yağcılık yapacaklar ki keselerini dolduracaklar, daha üst makam ve mevkilere ulaşacaklar…
Bırakalım ülkemizi bir kenara da şu Kırşehirimize bir bakalım…
Kırşehir’de iktidara mensup iki milletvekili var. İktidar partisinin İl ve ilçe başkanları, Belediye Başkanları, İl Genel Meclisi Üyeleri, Belediye Meclisi Üyeleri var. Hatta Kadın Kolları ve Gençlik Kolları Başkanları var.
Neden bunlardan hiçbir ses çıkmıyor? Neden gördükleri yanlışları dile getirmiyorlar?
“Kol kırılır yen içinde kalır” mantığı ile hareket ediliyor?
Elbette biz bir partide kavga çıksın, tartışma olsun, bu parti bölünüp parçalansın demiyoruz.
Kırşehir’de bir çok alanda yanlışlar ve olumsuzluklar var. Ama neden gerçekleri haykırmıyorlar? Neden yanlışları eleştirmiyorlar?
Niye eleştirsinler ki!
Onlar Kırşehir’i mi düşünecekler? Yoksa başka şeyler mi?
Doğruları görmek istemeyenler, her şeyi toz pembe gösterenler…
Doğruluk fıtratın, doğallığın ta kendisidir. Doğruluk, gerektiğinde, olması gerekenin, yani olanın kem küm demeden söylenmesi, ucu nereye dokunursa dokunsun, sözle ya da davranışla doğrulanarak ilanıdır.
Doğruluk ya da doğruyu söylemek bir dik duruştur, şuna buna yaranma ihtiyacı duymadan.
Bir yiğitliktir, en insafsız tehditlere aldırmadan.
Nerede, kime karşı ve hangi durumda olursa olsun, doğru konuşmak; başka bir imada bulunmadan doğruyu söylemek ve doğru bir duruş sergilemek!
Elbette makamlar gelip geçicidir. Herkes bulundukları makam ve mevkilerden bir gün gidecekler ve geriye dönüp baktıklarında keşke konuşsaydım, keşke şunu yapsaydım, bunu yapsaydım” dememelerini arzu ederiz.
Ama göremiyoruz, hiç göremiyoruz.
Neyse...
Uzun lafın kısası küçük beyinleri ile kendi çıkarları doğrultusunda başkaları ile muhatap olan Kırşehir’deki yalakalar ve şakşakçılar şu aralar seçimlerin yaklaşması ile tekrar piyasada yerlerini aldılar.
Bugün tabi onların günü olacaktır!
Seçim onlar için her şeydir!
Adayların yanında olduklarını gösterecekler ki yarın bir işleri düştü müydü gereğini isteyecekler.
Birkaç hafta önce gazetemize bir adayla birlikte gelen bir partili, bu aday için ne övgüler dizmişti, planlar, projeler, doğruluk, dürüstlük gırla gitmişti.
Aynı adamı bugünlerde başka adaylarla flört ettiğini görüyoruz!
Evet günümüzde siyasetin ve siyasetçilerin düştüğü durum ortada. Bu tür adamlar her adayın yanında, arkasında olduğu sürece ne o siyasetçilere, ne de memlekete bir fayda gelir.
Dedim ya devir yalakaların ve şakşakçıların devri olmuş.
Ne demiş bir lider “Dünyada menfaati için sevgi gösterisinde bulunan insanlar kadar alçağı yoktur.”
Onlar Kırşehir’de bu işi çok iyi öğrenmişler. Her adayı hemen avucunun içine almayı iyi beceriyorlar, iş alacaklar, ihale kapacaklar, oğlunu, kızını, torununu, hatta damadını işe yerleştirecekler.
Kırşehir mi?
Geçiniz!
Kırşehir ne bulmuş ki, ne kaybedecek?
Kırşehir kimi seçmiş ki, ne alacak?
Kırşehir… Kırşehir…
Ne demişler ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar…
Kırşehir kan ağlıyor, birileri yalan ağlıyor!