Kırşehirspor deplasmanda oynadığı Diyarbekirspor’a 2-1 yenildi. Hiç iyiye gitmiyoruz.

Şansımızdan rakipler de puan kaybediyor da aradaki puan farkı fazla açılmıyor.

Çarşamba, yani bugün oynayacağımız Vanspor maçı ve deplasmanda oynayacağımız Mersin maçları çok önemli. İnşallah puanlar alırız da biraz nefes alırız. Yoksa işler sarpa saracak.

Van şampiyonluğa oynuyor, ancak yenersek hiç şaşırmam. Nedeni ise ligteki futbol kalitesizliğinden.

Bir iyi haber aldık bana göre. Yeni bir teknik direktör ile anlaşılmış. Ali Kemal Yiğityavuzoğlu. Yeni kan her zaman bir ateşleme yapar. Umarım bu da öyle ölür.

Yeni hoca ve takımımıza hayırlı olsun.

Bu arada birkaç maçtır kendi çocuğumuz Eser’i kadroda görüyorum. Bu beni çok mutlu ediyor.

Darısı sahalarda daha çok çocuğumuzun olması ve oynamaları. Temennimizdir.

U17 takımımız deplâsmanda Çorum’a 4-1 yenildi. Çorum grubun iyi takımlarından biri. Bizim takımımız da son haftalarda iyi sonuçlar alıyordu. Umarım tekrardan bu çıkışı yakalarız.

U18 takımımız ilimizde düzenlenen turnuvada şampiyon oldu. Geçmiş yıllarda çok başarısız görünen takımlarımız bu sezon şampiyon olmaya başladılar.  Demek ki altyapıya önem verilirse başarı da böyle geliyor. Zaten olması gereken de bu.

Emeği geçenleri kutluyorum. Başta fedakâr emekçi Ogün Arslan’ı, darısı yeni şampiyonluklara…

Bu mu siyaset?

Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iki ittifak vardı. Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı…

Partiler kendi aralarında anlaştılar, kimileri Cumhur İttifakı kimileri de Millet İttifakı dediler kendilerine…

Çok güzel değil mi?

Sözüm ona ülkenin geleceği için oturdular, konuştular, birbirlerine destek verdiler. Daha önce de Belediye Başkanlıkları için anlaşmıştılar. Örneğin Millet İttifakı İstanbul’da İmamoğlu, Ankara’da Yavaş üzerinde hem fikir oldular. Hem de ne methiyeler düzdüler bunlar için. Seçilmeleri için gerçekten çok çalıştılar. Sonuçta İstanbul ve Ankara’da hedeflerine ulaştılar.

Buraya kadar güzel.

Sonra ne olduysa, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi bir genel başkan masayı terk etti. Yine aynı genel başkan tekrar aynı masaya geri döndü!

Ama ittifaka bu süreçte büyük zarar verdi bence.

Sırada belediye başkanları seçimleri var. İttifakın biri dağıldı. Gayet doğal ama, burada yanlış olan birbirlerine düştüler. Muhalefet, muhalefet etmeye başladı! Bunu söylerken bir tanesi çok öne çıktı. Daha önceleri de bunlar yaşandı, yaşanmaya devam ediyor.

Bahçeli her şeyi bir kenara bıraktı, bütün derdi varsa yoksa Kılıçdaroğlu ve CHP. Şimdi de Akşener’in muhalefet ettiği tek parti Özgür Özel ve CHP!

Tamam anlarım ittifakı bozarsın, ama kendi adaylarını ilan eder, onların kazanması için var gücünle çalışırsın. Şimdi Akşener’e bakıyoruz, tek uğraştığı İstanbul ve Ankara adayları!

Geçmişte bu insanların seçilmesi için neler yaptın, ne övgüler dizdin, hatta önce Cumhurbaşkanlığı’na, sonra Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığına layık gördün. Şimdiki söylemlerine bakıyorum. Yere göğe sığdıramadığı bu adamlar için çok ağır sözlerle onları aşağılamaya çalışıyor. Bu mu siyaset?

Bir de Muharrem İnce denen bir politikacı var! Sen buralara kimin sayesinde geldin? İnsanda biraz sıkılma olur. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde eski partine muhalefet ettin, şimdi de belediye başkanlığı seçimleri için diyor ki, “Koşullar değişirse yeniden CHP ile oturur, görüşürüz!”

Bu arada çok da iddialı konuşuyor! Birçok belediyeyi alacak ve sonra da genel seçimlerde iktidar olacakmış!

Güldürme insanları İnce Bey!

Bir daha bu adamla masaya otururlarsa ben CHP’yi suçlarım.

Bırakın boyunun ölçüsüne bir daha alsın.

Bir de İlgezdi olayı var. Adam üç dönem Belediye Başkanlığı olmuş. Bu kez aday gösterilmeyince partisinden istifa ediyor ve parti yöneticilerini yerden yere vuruyor!

Ayıptır yahu! Gerçek partili, inanmış bir partili her koşulda partisinin yanında olur. Bakın AKP’ye, MHP’ye böyle bir şey yaşanıyor mu? Adamlar her koşulda partilerinin başarısı için her şeye katlanıyor, hiçbir zaman küskünlük ve kırgınlık yaşamıyorlar. Olsa bile kamuoyuna hiç yansıtmıyorlar. Doğrusu da bu değil mi? Örnek alın biraz.