Cumhuriyet Halk Partisi ilçe kongrelerinin ardından, il kongrelerini de tamamladı. Ülkenin dört bir yanında gerçekleşen kongreler, geçmiş dönemlerde olduğu gibi, yine aynı denklemler, hesaplar, taslaklar üzerinde yapıldı demek mümkün.

Cumhuriyet Halk Partisi ilçe kongrelerinin ardından, il kongrelerini de tamamladı.
Ülkenin dört bir yanında gerçekleşen kongreler, geçmiş dönemlerde olduğu gibi, yine aynı denklemler, hesaplar, taslaklar üzerinde yapıldı demek mümkün.
Delegeler üyelerin inisiyatifi ile değil, gücün baskısı ile inşa edildi.
İlçe ve il kongrelerinde yapılan aday ve delege hesaplamaları, genel kurultay seçimlerini işaret etti.
Her kongrede olduğu gibi bu kongrelerde de, il ve ilçelerin parti üyelerinin taleplerine kulak tıkandı.
Her kim kazanırsa kazansın, en yüksek makamlara çıkacak da olsalar da, partili yoldaşlarda ayıklanma, ayrışma, gruplaşma cehaletleri yine tekrarlandı.
Her zaman yok sayılan parti terbiyesi, dedikodular, suçlamalar, dışlamalar yöntemi ile bir kez daha yara aldı.
Yeni yüz adayların yanlış siyasi hamle ve yerleşkesiz politikaları nedeniyle, eski kadrolar yerini korudu, değişim ve dönüşüm yine söz konusu olmadı.
Makamını koruyup, gücüyle bireysel hareket edenler,
Demokrasiyi yok saydı,
Parti yoldaşlığını yok saydı,
Umutları yok saydı,
En önemlisi 2019'a giden mücadele kararlığını yok saydı.
Böylesine savruk gelişmeler olmasına rağmen, her zaman iddia ediyorum; Cumhuriyet Halk Partisi halkın, özgürlüklerin, aydınlanmanın, çağdaşlaşmanın partisidir de bu kongrelerde bu kavramların pratiğe geçişine yine izin verilmemiştir. Her kongre veya parti içi seçimi sonrası “Sonuç ne olursa olsun CHP kazanmıştır” avuntusu oldukça sıkıcı hale gelmiş, bu dönemde parti üyelerindeki yılgınlığı daha da derinleştirmiştir. Parti içi mücadelesinde defalarca kaybedenler, örgütleri başarısızlığa uğratanlar, partili üyeleriyle düşman kesinler bu kongrelerde de müdahale ısrarını sürdürerek, dönüşü olmayan derin çatlaklar bırakmışlardır.
“Bir çok il görevden alınacak” diyorlar.
Siyasal hataları ile yola çıkanların kayıpları sonrası en vahim ve asla demokratik olmayan umudu, yine aynı söylem dedikodusuyla devam ettiriyorlar. Zira ne zaman CHP kongrelerini tamamlasa, bu söylenti hep yapılır oldu. Hoş, şimdiye kadar da hiç bir ilde görevden alınmamıştır. Koşulların tüm ülkeyi kuşattığı şu dönemlerde bu tür görevden alma hamleleri de sanırım hiç de demokratik olmaz. Hele 2019 seçimlerine ilerlediğimiz şu günlerde.
Sonuçların hatasını, bugün oturup söyleyenler, kabahati esasen kendinde aramalıdırlar.
15.12.2017 tarihinde yazdığım “Cumhuriyet Halk Partisi Kongresine Bakış isimli” köşe yazımda partili olmanın ve başarmanın hassasiyetini notlar halinde sıralamıştım.
Bunlardan en önemli olanı şu idi; ayrışmak ve bir bir yok olmak müthiş bir geriliktir. Daha iddialı ve yüzünü başarıya dönmüş bir parti mücadelesi için iki yol var; ya mevcutlara, kenardan izleyenler dahil olacak. Ya da mevcutlar kenarda kalanları mücadeleye dahil etmenin yolunu bulacak. En çirkin olan, ihtimal ise bir çoklarınızın dedikodularla aranızda kaynattığınız ama birbirinizin yüzüne söylemeye cesaret dahi edemediğiniz ve benden de daha iyi bildiğiniz o demokratik olmayan ihtimaldir demiştim. O ihtimaller yığını ise bugün köşe yazımda yukarıda not ettiklerimdir.
Kırşehir’de fiili olarak bu kongrelerde yer almadım. Kongre sürecinin eşiğine kadar gelen süreç hiç etik değildi benim açımdan. Güvenin, sevginin, gerçek bir siyasallaşmanın olmadığı hiç bir alan ve tarafta olmayacağım iddiasını hep taşıdım. İddiayı geri plana atsak, dahil olsak ne yazar, herkes kendi hatalı doğrusunun ısrarında.
Ne diyelim Kırşehir CHP il kongresine adaylık cesareti gösteren Hüseyin Çakmak'ı ve bir kez daha İl Başkanı seçilerek ipi göğüsleyen Yılmaz Zengin'i, her şeye rağmen canı gönülden tebrik ediyorum.
Yolunuz ve solunuz açık olsun.