Ahilik, zanaatkârların aralarındaki dayanışmayı sağlamak ve mesleki çıkarlarını korumak için oluşturulmuş, bir sivil toplum örgütüdür.               
Meslek kuruluşları, dokusu itibariyle birer sivil toplum örgütleridir. Amaçları çalışanların haklarını ve mesleki çıkarlarını korumaktır.                                                                                                         
Bu durum, sivil toplum örgütlerinin kuruluş amacıdır.
Sivil toplum örgütleri, birlikte hareket ederek çalışanlarını daha iyi yetiştirmek, mesleklerini geliştirmek ve çıkarlarını korumak için yönetimlere baskı yaparlar.
Örgütlü hareket, daima bireysel harekete göre daha etkili sonuçlar verir.
Ahi sözcüğünün kökeni hakkında, tıpkı tasavvufta olduğu gibi bir netlik yok.
Ahi kültürü araştırmacılarından Galip Demir’e göre, Ahi sözcüğü Türkçe “akı” sözcüğünden türetilmiştir.
“Akı” sözcüğünü, Türk Dil Kurumu Sözlüğü şöyle açıklar:
“Eli açık, yiğit, cömert.”
Fuat Köprülü’ye göre, “akı” sözcüğü zamanla Ahi şekline dönüşmüştür. Ahi sözcüğünün Türkçe olduğunu söyleyen dil bilimciler, sorunun “k” harfinin telaffuz edilmesinden kaynaklandığını, Türkçede “k” nin “h” olarak değiştirildiğini söylerler.
Meydan Larousse’ya göre, Ahi sözcüğü Arapçadır ve kardeş anlamına gelir.
Ahilik teşkilatının kökleri ise Osmanlı’da çok öncelerine dayanır. Burada Türk kültürü ile İslam kültürünün kaynaşması vardır.
Ahi örgütlerine ilk defa, ilk Müslüman Türk Devleti olan Karahallılarda rastlıyoruz. Daha sonraları Samanoğullları, Büyük Selçuklular, Danişmenttiler ve Anadolu Selçuklu Devletleri’nde Ahi birlikleri vardır.
Osmanlı Devleti, pek çok kurum gibi Ahi birliklerini de Selçuklulardan miras almıştır.
Ahi birliklerini meydana getiren gelenek, düşünce ve inançtır.           
Ahilik, Osmanlı’nın kuruluşunda, gelişmesinde etkili rol oynamış felsefi bir anlayıştır.

Üretim yapan zanaatkârları, üreticileri koruyan, örgütleyen birliktir.
Ahiliğin önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilen Kırşehirli Ahi Evran-ı Veli, bir tüccar değil, üreticidir, üretim erbabıdır.
Hayata önce demirci olarak başlamış, daha sonraları dericilik (debbağdık) mesleğine girmiş, bu meslekte hızla ilerlemiştir.
Ahi Evran, çıraklar, kalfalar yetiştirmiş olan bir usta, bir yetiştirici ve eğiticidir.
Ahi Evran’ın somutlaştırdığı Ahiliğin ilkeleri şöyledir;
“Kardeşlik
“Arkadaşlık
“Sofrası açık
“Eli açık
“Alan değil, veren eldir.”
Ahilik, Hümanizmin insanca özünü içinde taşır, insana değer verir, üreticiyi yüceltir. Ahilik anlayışında insanlar arasında ırk, din, dil farkı da yoktur. Bu anlayış, çağının çok ilerisinde, evrensel bir görüştür. Ahiler, üreticileri, insanları kardeş olarak görür. Yardımlaşmayı, dayanışmayı esas alır.
Ahilik, her şeyden önce bir eğitim işidir.
Ahilikte sivil toplumun, sendikacılığın ilk kıvılcımı vardır.
Ahilikte eğitim, teorik değil, pratiktir. Uygulamaya yöneliktir.
Ahilikte bencillik, para ve mal hırsı yoktur.
Ahilikte vahşi kapitalizmde olduğu gibi kazanma hırsı, insan sömürüsü, sınırsız mal edinme dürtüsü de yoktur.
Ahinin sofrası, kapısı, eli herkese açıktır.
Ahilik, cömertliktir.
Ahilik, insanları birbirlerine bağlar insanca değerleri kaynaştırır, yüceltir. Kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma Ahiliği besleyen manevi güçtür.
Yüzyıllar boyunca Anadolu’da birliği, refahı sağlayan, üretim yapan Ahiler, toplumun maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamıştır.
Günümüzde gerçek zanaatkârlar da bu anlayış, hala vardır.
Ahilik, ahlaktır, zanaattır, ustasına saygıdır.
Bugün toplumda Ahilik konusundaki bilgilerimiz eksik, yetersiz hatta yok denecek kadar azdır. Bunun nedeni de eğitim sistemimizden kaynaklanır. Eğitim sistemimizde Ahiliğe yeterli önem verilmemiştir.
Toplum olarak tarih denildi mi sadece savaşları anlarız. Bu anlayış, elbette kendiliğinden oluşmamış, oluşturulmuştur. Tarih bizlere böyle öğretilmiştir.
Savaşları biliriz fakat savaşlara neden olan ekonomik ve sosyal sebepleri bilemeyiz. Tıpkı Ahiliği bilmediğimiz gibi.
Ekonomik ve sosyal yapıyı bilmeden tarihi olayları da anlayamayız.
Tarih kitaplarımız, nedense sadece savaşlar anlatılır, toplumun temel ihtiyaçlarını karşılayan Ahilik gibi kültürel unsurlar anlatmaz?