(Hacıbektaş, 1928- Ankara, 2002)
Rahmetli Halil Tunç 1928 yılında Nevşehir’in Hacıbektaş İlçesi’nde doğdu.
İlkokulu Hacıbektaş’ta okudu.
Daha sonra bir süre Pazarören Köy Enstitüsünde öğrenim gördü.
Kendi isteğiyle Pazarören Köy Enstitüsünü terketti.
Tunç, 1948-1950 yıllarında vatani vazifesini er olarak ifa etti.
Bizim köy yani Yeniyapan Köyü Ankara-Kayseri devlet karayolunun 230’uncu kilometresinde.
Kayseri’nin bizim köye uzaklığı 80 kilometre civarında.
Vilayetimiz Nevşehir ama ekonomik bakımdan Kayseri’ye bağlıyız.
Halil Tunç’un babasıyla babam Derviş Özdemir’in yakın hukuku vardı.
Halil Tunç askerden izinli gelirken bizim köye uğrar ve bizim evde konuk olurmuş.
Yeni nesil bilmez ama eskiden tahtadan yapılan asker bavulları vardı ve çok ağırdı.
Halil Tunç bizim evde bir süre dinlendikten sonra beraberinde abilerimden birisi olduğu halde eşeğin üzerine bağlanmış asker bavuluyla Hacıbektaş’a giderlermiş.
1949 yılında asker kıyafeti içerisindeki er Halil Tunç rahmetli anam Ümmühan Hatun’a demiş ki:
“ Ümmühan Teyze Ümmühan Teyze şu askerlikten bir tezkeremi alayım göreceksin ben Türkiye’de büyük adam olacağım ve Senin iyiliklerini asla unutmayacağım.”
Halil Tunç 1950 yılında vatani vazifesini tamamlar ve Ankara’ya gider.
Ankara Belediyesinde temizlik işçiliği, EGO’da otobüs biletçiliği, Tekel’de tahmil ve tahliye işçiliği yani hamallık, Atatürk Orman Çiftliği bira fabrikasında işçi temsilciliği ve sendikacılık yapar.
1960 yılında TÜRK-İŞ Genel Sekreterliği görevine seçilir.
Bülent Ecevit 1961-1965 yıllarında 1’inci, 2’inci ve 3’üncü İnönü Koalisyon Hükümetlerinde Çalışma Bakanlığı görevinde bulundu.
Bülent Ecevit’in Çalışma Bakanlığı sırasında 1961 Anayasası gereğince işçi hakları, grev, lokavt ve sendika kanunları yürürlüğe girdi.
Bu sayede Türkiye’de işçi sınıfı Ecevit sayesinde gerçekten güçlü bir sınıf haline geldi.
TÜRK-İŞ gerçekten işçi sınıfının haklarını grev ve toplu iş sözleşmesiyle savundu.
Ağzı iyi laf yapan Halil Tunç 1960’lı ve 1970’lı yıllarda Türkiye’de çok popülerdi.
Kendisine teklif edilen Çalışma Bakanlığını nazikçe reddetti.
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Seyfi Demirsoy’un vefatıyla TÜRK-İŞ Başkanlığına da seçildi.
Halil Tunç devrin Cumhurbaşkanları Cevdet Sunay ve Fahri Korutürk tarafından işçileri temsilen kontenjan senatörlüğüne seçildi ve 1972-1980 yılları arasında TÜRK-İŞ Genel Başkanlığı uhdesinde kalmak kaydıyla Cumhurbaşkanlığı Kontenjan Senatörü olarak Cumhuriyet Senatosunda yani TBMM’de görev yaptı.
Benim 1902 yılında vefat eden ebem yani babaannem hep şunu söylermiş: “ EVLAT! EVLAT! İDDİASI OLMAYAN YİĞİDİN GÖZÜ EKMEKTE VE ÇÖREKTE OLURMUŞ!”
Bu arada Türkiye’yi her zaman küçük Amerika’ya benzetebiliriz.
Ülkemizin bir fırsatlar ülkesi olduğunu bilmem hatırlatmağa gerek var mı?
Ankara Belediyesinde temizlik işçiliği, EGO’da otobüs biletçiliği, tekelde tahmil ve tahliye işçiliği yani hamallık dahi yapan ilkokul mezunu birisinin milyonu aşkın üyesi olan koskoca TÜRK-İŞ’in Genel Sekreteri, Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Kontenjan Senatörü olması Türkiye’nin bir fırsatlar ülkesi olduğunu göstermiyor mu?
NEREDEN NEREYE?