Her sene Kırşehir’de kutlanan ve katılımın ve programların az olduğu, sadece protokolün katıldığı cılız kutlamalarla geçen Ahilik Haftası’nın 35’ncisi, programların ve katılımların yoğun olduğu, Ahi Evran’ ı anma programlarıyla, Ahiliği anlatan bilgilendirici konferanslarla, Emel Taşçıoğlu, Nazlı Öksüz ve Gülşen Kutlu konserleriyle, Jandarma Genel Komutanlığı, orkestrası ve sanatçılarıyla, Mehter Takımının gösterisiyle ve herkesin tüylerini diken, diken eden Jandarma Genel Komutanlığı Çevik Kuvvetin helikopter gösterileriyle, Helebiş Geceleriyle, diğer sanatçı ve yazarların katılımlarıyla, kitap fuarıyla, çeşitli illerden gelen esnafların çadırlarda sattığı yöresel ürünlerle herkesin eğlendiği, keyif aldığı,  mutlu olduğu etkinliklerle layıkıyla kutlandı. 

Kırşehir olarak yıllardır arzuladığımız özlediğimiz şekilde kutlandı. Şahsım olarak çok sevindim. İnşallah önümüzde ki yıllarda başlangıç yürüyüşünden itibaren daha yoğun katılımlar ve programlarla kutlarız. Bu sene yaşanan hareketlilik beni ümitlendirdi. Ancak vatandaşımızın gösterdiği ilgiyi esnafımız yine göstermedi,  bayramına sahip çıkmadı,  iki saatte olsa dükkânını kapatarak başlangıç yürüyüşüne katılmadı, kapanış programlarında yer almadı bu da araştırılması gereken ayrı bir sorun. İnşallah seneye bu sorunu da çözerek esnaflarımızın daha yoğun ve etkin bir şekilde katılmaları sağlanır.

Her şeye rağmen geçtiğimiz yıllara göre yoğun katılımlı ve programlı etkinliklerin olduğu Ahilik Haftası’nın hazırlanmasında ve yoğun katımların olmasında emeği geçen başta Sayın Valimiz Hüdayar Mete Buhara olmak üzere, kendisiyle Akademisyen Tarihçi Kazım Ceylan ve Prof. Dr. Veli Ünsal’ın sundukları Ahilikle ilgili seminerde ve sonrasında Helebiş Gecesi’nde selamlaştığım ancak yakından tanıma fırsatı bulamadığım ama en kısa sürede tanışmak istediğim Vali Yardımcımız İsmail Çetinkaya’ya, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Başkanı Bahamettin Öztürk’e ve gerçek bir Kırşehir sevdalısı, Kırşehir aşığı olan, kapısını her zaman Kırşehirlilere açan, Kırşehir’e hizmet etmekten kaçınmayan aksine mutluluk ve gurur duyan gizli kahraman hemşehrimiz Ticaret Bakanlığı Esnaf ve Sanatkarlar Kooperatifçilik Genel Müdürü Sayın Necmettin Erkan’a, Ticaret Bakanlığına ve emeği geçen herkese teşekkür ederim. İnşallah Sayın Genel Müdürümüz, hemşehrimiz Necmettin Erkan’ı daha yüksek makamlarda Kırşehir’e hizmet ederek görürüz, kendisi efendiliğiyle, gülen yüzüyle,  mütevaziliğiyle, hoşgörüsüyle, çalışkanlığıyla, bilgisiyle, kültürüyle bunu fazlaca hak etmektedir. 

Bu sene ki Ahilik kutlamalarına siyaset fazla bulaşmasa da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Prof. Dr. Vedat Bilgin kapanış töreninde kalabalığı görünce ve seçimlerin yapılmasına az bir süre kalınca yaptığı konuşmada hükümetin icraatlarını, yaptıkları ve yapacakları çalışmaları anlatarak siyaset yapmıştır. Hangi parti olursa olsun Ahilik siyaset yapma yeri değildir. İnşallah önümüzde ki yıllarda hiç siyaset konuşulmaz.

Bu kutlamalarda ilimizde faaliyet gösteren bazı fabrika ve firmalar, getirdikleri sanatçılarla maddi katkılarıyla destek olmuşlardır. Bunlar sevindirici durumlardır. Ancak nedense başta Petlas olmak üzere, Çemaş, Oralsan ve Organize Sanayi’nde faaliyet sürdüren fabrikalar uzak durmuşlardır. Özellikle Petlas neden Kırşehir’den uzak durmayı, kaynaşmamayı tercih ediyor anlamış değilim. İsterdim ki Petlas’ın katkılarıyla bir sanatçı gelsin, etkinliklere katkıda bulunsun ve kendi ilimizde Petlas’ın reklamı yapılsın ama katılmıyorlar. Oysa fabrikaların faaliyetlerini sürdürdükleri şehirlere sosyal alanlarda da katkıda bulunma zorunlulukları vardır. Biz bunları hiçbir şekilde Petlas’tan göremiyoruz. Bu konuda Petlas yöneticilerinden cevap bekliyor, Sayın Genel Müdürle görüşmek istiyorum.  Ayrıca Sayın Valimizin, Esnaf Odaları Başkanımızın ve Ticaret Odası Başkanımızın birlikte hareket ederek Petlas yöneticileriyle görüşmeler yaparak neden Kırşehir’den uzak durduklarının sebebini öğrenmelerinin Kırşehir için gerekli olduğuna inanıyorum.

Ahilikte esas olan insan, doğruluk, dürüstlük ve güzel ahlaktır. Ahilik sadece esnaf teşkilatı değil bir yaşam tarzıdır. Türklüktür, Türk Dilidir. Orta Asya’ dan gelen  Türklerin geleneklerini ön planda tutan Alp’liktir, Alperen’liktir. Alp’lik ya da Alperen’lik yiğitlik, kahramanlık, cömertlik demektir. Eli, kapısı, sofrası, gönlü açık ve yardıma muhtaçlara yardım eden demektir.

Bizler Ahilik felsefesini bir türlü anlayamadık ve sahiplenmedik. Ahiliğin sistemi ve felsefesi güzel ahlaktır. Ahlak felsefesini o kadar güzel oturtmuşlar ki makine gibi sistematik olarak işlemesini sağlamışlar, çürük mal üretenleri, ahlaksızları bu sistem otomatik olarak dışarı atmıştır. Kısaca Ahilik güzel ahlaktan, güvenirlikten, doğruluktan, dürüstlükten, hak, hukuk ve adaletten taviz vermemiş, bunlara uymayanları içerisinde barındırmamıştır.

Ahiler karda değil, hayırda yarışmışlar, inandıkları gibi yaşamışlar, siftah yapan esnaf gelen ikinci müşterisini siftah yapmayan ikinci esnafa, ikinci esnaf gelen diğer müşterisini üçüncü esnafa, üçüncü esnaf dördüncü esnafa, dördüncü beşinci esnafa göndermiş ve bu sürekli tekrarlanarak siftah yapmayan esnafın kalmamasını sağlamışlardır. 

Ahilik imanın amale dönüştüğü, Anadolu’nun vatanlaşmasını, Osmanlı cihan devletinin kurulmasını sağlayan dünyevi ve uhrevi sistemdir. Ahilikte dükkânlar o ilin veya beldenin ihtiyacı kadar açılır, ihtiyaç fazlası dükkanların açılmasına izin verilmeyerek dükkan açacak esnaflar başka beldeye, illere gönderilir.

Bütün bunları yazıyorum ama acaba ahiliğin bu felsefesini yaşantımızda uygulayabiliyor muyuz? 

Bence hayır. 

Eğer Ahiliğin felsefesini yaşantımızda uygulayabilseydik, hırsızlık var mı yok mu diye devlet kadrolarında bu kadar müfettiş görev yapmazdı, demirinden çimentosundan çalmasaydık depremde binalar yıkılmazdı, milyonlarca icra dosyaları olmazdı, adliye koridorları suç dosyalarıyla dolup, taşmazdı, karşılıksız çekler olmazdı, kadına şiddet, çocuk cinayetleri, tecavüzler olmazdı, kumar yüzünden eşler boşanmaz, aileler yok olmazdı. TBMM insanlara şekil vermek adına kanun üzerine kanun çıkararak kanun fabrikasına dönmezdi.   

Ahiliği yaşam tarzı yapsaydık, TBMM’deki milletvekillerinin dokunulmazlıkları olmazdı. Asıl olan milletin iş güvenliği yokken veya asgari ücretle hayatını zorlanarak sürdürürken oylarıyla seçtiği vekilleri saltanat sürmez, iki yıl milletvekilliği yapanlar, milletvekilliğinden emekli olarak ömür boyu devletin tüm imkânlarından sınırsız olarak faydalanmazlardı. 

Ahiliği yaşam tarzı yapsaydık dağıtılan pilavlarda protokolde bulunanlara etli pilav, vatandaşa sadece kuru pilav verilmezdi. Ahiliği yaşam tarzı yapsaydık, yanı başımızda ki dükkan komşumuzu amansız ve acımasız rekabet uğruna, para hırsı uğruna, hep benim cebime düşüncesiyle hareket ederek çökertme, batırma anlayışı içine girmezdik. 

Ahiliği yaşam tarzı yapsaydık, at izi it izine, haram, helal birbirine karışmazdı.

Ahiliği yaşam tarzı yapsaydık torpili olan liyakatsiz insanlar iş ve makam sahibi olmazlar, torpili olmayan hak eden liyakatli insanlar işsiz olarak evde oturmazlardı. Ahiliği yaşam tarzı yapsaydık,  Devlet malı deniz, yemeyen domuz, bal tutan parmağını yalar, minareyi çalan kılıfını hazırlar, bana dokunmayan yılan bin yaşasın gibi hırsızlığı ahlaksızlığı teşvik eden sözleri söylemezdik.

Ahiliği yaşam tarzı yapsaydık,  iş yerlerinde, fabrikalarda sudan sebeplerle, gözünün üstünde kaşın var diyerek insanları işten çıkararak aileleri aç, sefil bırakmazdık. Ahiliği yaşam tarzı yapsaydık komşumuz açken bizler tok yatmazdık. Ama bizler din dahil her işimizde olduğu gibi Ahiliği de işimize geldiği gibi yaşıyoruz. Son olarak şu hususu belirtmek istiyorum Kırşehir Esnaf Odaları Başkanlığı esnaflara ödül vermek, onurlandırmak, alileriyle birlikte yemek yiyerek bir arada olmak için program düzenliyor ve sanatçılar getiriyor. Esnaflar eşleriyle, çocuklarıyla katılım sağlıyorlar fakat yemeği yiyenler sanatçıları dinlemeden kalkıp gidiyorlar. Bu hem bu organizasyonu düzenleyen Esnaf Odaları Başkanlığına, hem de sanatçılara karşı yapılmış bir ayıptır. Sanatçılar boş salona türkü söylediler ve ben bu durumdan utandım. Kimse kusura bakmasın ama sizler oraya sadece yemek yemeye sanatçıları dinlemeden gitmeye geldiyseniz sizlerin beslemeden farkınız yoktur.