Kurban sözlükte, ”yaklaşmak”, “Allah’a yakınlık sağlamaya vesile kılınan şey” anlamlarına gelir. Dini bir terim olarak kurban, Allah’a yakınlık sağlamak amacıyla belirli şartları taşıyan ve belirli bir vakitte kesilen hayvanı ifade eder. Kur’an-ı Kerim’de; Hazreti Âdem’in iki oğlunun Allah’a kurban sundukları El maide, süresinin 27,28 ve 29 ayetlerinde şu şekilde açıklanır; “Onlara Âdem’in iki oğlunun haberini gerçeğe uygun olarak anlat: Hani ikisi de birer kurban sunmuşlar, birinin ki kabul edilmiş, diğerinin ki kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, diğerine “and olsun seni öldüreceğim.” Dedi. O da dedi ki,” Allah (c.c.) ancak takva sahiplerinden kabul eder.”, “ And olsun ki sen öldürmek için bana elini uzatsam bile, ben öldürmek için sana elimi kaldıracak değilim! Zira ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.” Sonunda içindeki duygular onu( kabil-i )kardeşini öldürmeye itti, onu öldürdü ve böylece hüsrana uğrayanlardan oldu. İlahi dinlerin hepsinde, kurban ibadetinin farklı şekillerde de olsa, ilk insan ve ilk peygamber Hazreti Adem döneminden itibaren başlayıp günümüze kadar gelen yaygın bir ibadet olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim bu durum, Kuran-ın Kerim’de Haç Suresi’nde; aşağıdaki şekilde dillendirilir. “Biz her ümmete kurban kesmeyi meşru kıldık ki, kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine Allah’ın adını ansınlar. Sonuç itibari ile hepinizin Mabudu tek bir tanrıdır. Şu halde yalnız O’na teslimiyet gösterin. Sen de Allah’ın buyruklarına İçtenlikle teslimiyet gösteren kimseleri müjdele.” Kur’an‘da kurban ibadeti ile ilgili olarak anlatılan en önemli olay Hazreti İbrahim’in oğlu Hazreti İsmail’i kurban etme teşebbüsü hadisesidir. Kur’an‘da bu olay şu şekilde anlatılmaktadır. “ İbrahim yarabbi bana salih bir evlat bağışla diye dua etti. Biz de ona yumuşak huylu, uysal bir erkek evlat müjdesi verdik. kendisiyle beraber iş yapacak çağa geldiğinde, ibrahim oğluna dedi ki yavrucuğum rüyamda seni kurban ettiğimi görüyorum buna ne dersin. O da: Babacığım, sana emredileni yap dedi. İnşallah beni sabredenlerden biri olarak bulacaksın. İkisi de Allah’ın emrine teslim olup da oğlunu yüzükoyun yere yatırınca kendisine şöyle seslendik: Ey İbrahim! Sen gördüğün rüyanın gereğini yerine getirdin. İyilik eden ve işini güzel yapanları, işte biz böyle mükafatlandırırız. Hiç şüphe yok ki bu apaçık bir imtihandı. Oğlunun canına bedel olarak ona büyük bir kurbanlık verdik. Ve kendisinden sonrakiler arasında ona iyi bir nam bıraktık. Selam olsun İbrahim’e! İyilik eden ve işini güzel yapanları işte biz böyle mükafatlandırırız. Doğrusu O, bizim mümin kullarımızdandı.” (Essaffat 100 111)

İnsanlık tarihi ile eşdeğer bir geçmişe sahip olan kurban ibadeti, kulu Rabbine yaklaştıran ve onun rızasına ulaştıran vesilelerin arasında yer alır. Mümin kurban ibadeti ile yaratıcısının emrine boyun eğmiş ve kulluk bilincini koruduğunu göstermiş olur.

Kurban ibadeti, zengine malını Allah‘ın rızası, yardımlaşma ve başkalarıyla paylaşma yolunda harcama zevk ve alışkanlığını kazandır. Onu cimrilik hastalığından, dünya malına tutkunluktan kurtarır. Fakirin de varlıklı kimseler aracılığıyla Allah’a şükretmesine, dünya nimetlerinin yeryüzündeki dağılımı konusunda kendisini karamsarlıktan ve başkalarına karşı düşmanca duygular beslemekten kurtarmasına ve kendini toplumun bir üyesi olarak hissetmesine vesile olur. Kurban ibadetinin ekonomik faydaları da gözden Irak tutulmamalıdır. Kurban hayvan üreticilerine büyük bir destek sağlar, dolayısıyla ekonomik hayata canlılık kazandırır, paranın stok edilmesini engelleyerek piyasaya sürülmesine katkıda bulunur. Kurban etinden yününden ve derisinden bir çok şahıs ve kurum istifade eder.

Yıl boyunca kesilen hayvanlar göz ardı edilerek birkaç gün içinde bununla kıyaslanamayacak kadar az sayıda kurbanın kesilmesini eleştirmek samimiyetten uzak, İslam’a ve Müslümanlara karşı önyargılı bir bakışın tezahürüdür. Her şey gönlünüzce olsun.