Son günlerde “fahiş fiyat” kavramını sıkça duyuyor ve ya yaşıyoruz. “Fiyat”: bir mal, hizmet ve ya varlığın değiş tokuş değeridir. 12 Eylül darbesi sonrasında, yeni hukuk düzeni temelleri, liberal politikalara, özel sektör hakimiyetine ve piyasa ekonomisine göre inşa edilmiştir. 1982 Anayasa’sı savaş, sıkı yönetim ve olağan üstü haller dışında “Çalışma ve sözleşme hürriyeti” için hiçbir kısıtlama ön görmemiştir. Fahiş fiyat suçu; normal piyasa koşullarına göre kabul edilemeyecek derecede yüksek fiyatlarla mal veya hizmet satışı veya alımı ile ilgili olarak işlenen ve para cezası gerektiren bir kabahat suçudur, bu suç genellikle acil durumlar, afetler, doğal felaketler veya diğer olağandışı durumlarda ortaya daha çok çıkmaktadır. Fahiş fiyat suçu, tüketicileri haksız bir şekilde mağdur ederek ticari kazanç sağlamayı amaçlayan haksız bir uygulamadır. Stokçuluk suçu ise belirli bir mal veya hizmetin normal piyasa koşullarına göre kabul edilebilir seviyelerin üzerinde satın alınması veya depolanması, bu şekilde normal arz talep dengesini bozarak fiyatların suni olarak artırılması amacıyla işlenen ve para cezasını gerektiren bir suçtur.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), parlamentoya yeni bir teklif sunmuştur, bu teklifte, fahiş fiyatın bu günkü en yüksek para cezası olan Yüzbin TL Birmilyon TL’ye çıkarılması ön görülmüştür. Stokçuluk faaliyetleri için ise, ceza her bir aykırılık için Birmilyon TL’den Onikimilyon TL’ye çıkarılması ön görülmüştür. Bu teklifin derhal yasalaşması, Türkiye’de ki ekonomik istikrarı tehdit eden fahiş fiyatı ve stokçuluğu büyük oranda eksiltecektir.

Fahiş fiyatın yanında birde kullanım tarihi geçmiş bozuk mal satan esnaf ve tüccarlar Allah’tan korkmadan insanları zehirlemektedirler. Bunlar için Cenab-ı Peygamber; “Bizi aldatan bizden değildir.” Diyerek onların İslam’la ilgilerinin olamayacağını çok açık bir biçimde belirtmiştir. Kendi eşine, çocuğuna yedirmeyeceğini halka yedirtmek isteyen sahtekarların cezasını Allah verecektir. Gün geçmiyor ki, bir zehirlenme vakası Türkiye’de olmasın. Kötü niyetli insanlar üç kuruş için insanları zehirlemekte beis görmemektedirler. Peygamberimiz; “Dürüst iki ortağın üçüncü ortağı Allah’tır.” Buyurarak esnaf ve tüccarların Allah korkusu, kanun korkusu, vicdani kanı taşıması gerektiğini veciz bir şekilde ortaya koymuştur.

Alınan tüm önlemlere, yapılan tüm denetimlere, verilen ağır cezalara rağmen marketlerdeki etiket terörü bütün hızıyla devam etmekte insanlar dolandırılmaktadırlar. Fırsatçılar adeta uyandıkları sabahın ruh haline göre fiyat belirliyorlar. Bir bakıyorsunuz bir markette Yüz TL olan bir ürün, diğer bir markette İkiyüz TL olarak raflarda yer alıyor. Fahiş fiyat terörü bir türlü engellenemiyor. Bu arada vatandaşlara da büyük görevler düşmektedir. Fahiş fiyat artışı veya etiketlerde ihlal yapan işletmeleri Belediye Zabıta Ekipleri denetlemek durumundadır. Ayrıca Ticaret Bakanlığına bağlı illerde ki Ticaret Müdürleri, ilçelerdeki Ticaret Müdürlükleri stokçuluğun ve fahiş fiyatların engellenmesi için denetim faaliyetinde bulunurlar. Ticaret Bakanlığı 175 Nolu telefonu vatandaşlara tahsis etmiştir. Vatandaşlar bu telefonu arayarak, fahiş fiyatla ürün satan ve stokçuluk yapan kişileri şikayet edebilirler.