Yazıyı okumadan önce size zahmet birkaç saniyeliğine gözlerinizi kapatıp, “İnsanlar kaça ayrılır?” diye bir düşünün. Ben, o kadar emek verip bu yazıları yazdığım için ve bu sütunun sahibi olmanın ayrıcalığını kullanarak kendi görüşümü en sonda söylemek istiyorum.

Hani Dünyadaki milyonlarca kaplanın hiç birinin deseni birbirine benzemediği, milyonlarca zebranın, zürafanın çizgilerinin hepsinin farklı olduğu gibi, “Dünyada 8 milyar insan varsa, o zaman insanlar da 8 milyara ayrılır” deyip işin içinden çıkabiliriz. Fakat bu, kolaycılık olur.

“İnsanlar kaça ayrılır?” sorusunun yanıtı; kime, ne zaman, hangi koşullarda sorduğunuza ve insanların ihtiyaç ve hayallerine göre değişir. Mesela ben çocukken, memlekette tek tük bisiklet olduğu zamanlarda, bisikletli çocukları hayranlıkla izleyen bana sorulsaydı, kesinlikle “İkiye ayrılır, bisikleti olanlar ve olmayanlar” derdim. Örneğin ölümle pençeleşen umutsuz vaka birisine göre “Sağlıklı insanlar ve gidiciler” olarak ayrılır insanlar ve sağlığında kuruşunu kurban edecek kadar cimri olan birisi “Bu illetten kurtulmak için tüm servetimi feda ederim” diye her şeyini ortaya koyar. Bir adım daha öteye gidip mezarlıkta yatan bir mevtaya sorsanız “İnsanlar kaça ayrılır?” diye. Kesinlikle “Nefes alanlar ve burda karanlıkta yatanlar” der. İspatı da, mezar taşına “Dua etmeden geçersen ölümü öp” yazdırması…

Geçmişte ve şimdi tanıdığınız çevrenizdeki insanların ne yanıtlar vereceğini tahmin etmeniz hiç de zor olmaz. Örneğin, bizim çocukluğumuzun tanınmış kişilerinden Boyacı Güner’e sorsaydık, “Kıymalı pide sevenler ve sevmeyenler” derdi. Hararetli Yaşar’a sorsak eminim “Sıcaktan bunalanlar ve bunalmayanlar” cevabını alırdık. Döne, “Memmetler ve başkaları” derdi. Çete de “Şarap içenler ve içmeyenler” diye ayırırdı insanları. Yallı Duran’ın “Kolacılar ve diğerleri” ayıracağını herkes tahmin eder.

Biraz da bugün basından ve çevremizden tanıdığımız bazı dostların cevaplarını tahmin edelim:

Rasim Karagüllü: Kırşehirliler ve ötekileri. (Rahmetli pederi Ahi Baba gibi, onun tek dünyası Kırşehir)

Gürsel Seçilmiş: Kaşıkla “Üçoğlan” oynayabilenler ve başkaları. (Kırşehir folklorünün emektarı ve duayeni)

Gündüz Yücesan: Sanat müziği sevenler ve sevmeyenler. (Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar, Bir ihtimal daha var, Agora meyhanesi, Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini… Aaaaah ah)

Alaatttin Agah: Ahirmen çocukları ve geri kalanlar. (Onun için Ahi Evran mahalelli olmak, gurur kaynağı)

Yasin Ata: Kırşehirspor’u sevenler ve sevmeyenler. (Uykusunda, rüyasında, hayalinde, gerçeğinde sadece Kırşehirspor var)

Eczacı Kadir Türkoğlu: Espriden anlayanlar ve mel mel bakanlar. (Esprinin en iyisini yapar, espri yapanların da daha leb demeden Çorum diyeceklerini anlar)

Adnan Yılmaz: Tarih bilenler ve bilmeyenler. (Küçük Asya ve Bozkır araştırmalarıyla sayılı tarihçiler arasında yerini aldı)

Fotör Kâzım (Kâzım Çetin): Sansalat sürenler ve sürünenler (Her alanda saltanattan/sansalattan nefret eder)

Hüseyin Güven: Memleketten ayrılmayanlar ve terkedenler (En çok da bana kızar)

Emin Turpçu: Netice itibariyle Aşıkpaşalılar ve diğerleri. (Aşıkpaşa deyince onun için akan sular durur)

Sait Yanık: “İlk”leri yapanlar ve onu takip edenler. (İlk yerel radyo, ilk video kaset kiralama, ilk temizlik şirketi vs. vs.)

Umut Yoldaş: Mehmet Ağbisi ve geri kalan herkes (Dayısı kurban olsun)

Daha pek çok var da yazıların çok uzun oluyor diye kızıp, eleştiriyorlar. Eeee napalım hayatın akışı böyle, her zaman Dilber Ay, tavukları pişirip, Hacı’yı çarşıya göndermiyor ki; +18 yazıp kısa keselim. Bazen de bahçaya ektiğimiz biberin ne zaman kabaracağı, Meryem’in kötü kocasının ne zaman gebereceği belli olmadığı için, mecburen uzatmak zorunda kalıyoruz.

Yine de siyaset dünyasından da birkaç örnek vereceğim, uzattı diye kızan kızsın.

Devlet Bahçeli için İnsanlar 4’e ayrılır. Tayip Erdoğan, Kurucu Önder, dava arkadaşları ve geri kalanların alayı.

Mansur Yavaş ve Cemal Enginyurt’a göre; bir doğru yolu bulup CHP’li olanlar var bir de olamayanlar.

Kemal Kılıçdaroğlu’na sorsanız bir genel başkanlığa layık olan kendisi var, bir de kendisini sırtından hançerleyenler (!).

Selahattin Demirtaş: Bağlama çalanlar ve başka şey çalanlar.

Gelelim bana… Bana göre insanların içinde 2 köpek vardır. Birisi iyi köpek, diğeri kötü köpek. Sevgiyle, bilgiyle, vicdanla, şefkatle iyi köpeği beslerseniz, iyi insan olursunuz. Kin ile, hırs ile, düşmanlık ile, adaletsizlikle kötü köpeği beslerseniz kötü bir insan olursunuz.

Velhasıl insanlar ikiye ayrılır: İyi insanlar, kötü insanlar.

Tüm insanların içlerindeki iyi köpekleri beslemeleri dileğiyle.